ilginç bir mevzuu. şimdi arkadaşım feminizm, kadın erkek eşitliği diye yırtınıp duruyorsun; peki madem öyle eşitiz ki doğrudur bu, o zaman neden bir erkek kadına bakmak zorunda? aynı maaşı alıyoruz hemen hemen, sırtımızda taş taşımıyoruz, beynimizle iş yapıyoruz. peki o zaman neden bana hesabı ödetiyorsun kafede? saçma sapan deli işi evlilik programlarında boy gösterip neden bana bakabilir misin, evin var mı, devlet memuru musun diye soruyorsun? bu hakkı, çalışmadan yaşama hakkını kim veriyor sana? mübarek köylü kadınları bile tarlada, bağda bahçede çalışırken sen şehirde metropolde televizyonlara çıkıp nasıl bu kadar umarsızca bu taleplerde bulunabiliyorsun? özelliğin ne senin? aptal türk kürt erkeklerine mi hitap ediyorsun? bırakalım bu işleri, kimse kimseyi kandırmasın, herkes her şeyin farkında. adam olun lütfen iki dakika! insanlığa davet ediyorum sizi. unutmayın ki hayvanların dahi gururları vardır. arsızca çıkıp fütursuzca deli production evlilik programlarında ego tatmini yapmayın. insanları erkekleri aptal yerine koymayın efendiler... (bkz: dinle küçük adam)
bir kadın eğer çağdaş oldugunu iddia ederek hemcinslerine küfür edebiliyor, bunu da kendine hak olarak görebiliyorsa işte o kadının asıl yobaz oldugunu anlayabilirsiniz.
Hele hele, bu ettiği küfürler sonucu uyarıldığı Zaman takındığı tavır, itici ve gayet hakaretvari ise gerçek gözünüzün önünde duruyor demektir.
Çağdaş kadın? Bence biraz daha mürekkep yalayın.
Önce kadın ne demek onu öğrenmeniz dileği ile.
büyükşehirde yaşamış, dünya klasiklerinin en az yarısını okumuş ve genel kültür ile ilgili birçok konuda az buçuk bilgili, lisede erkek kankileri olmuş, genç kızlık döneminde kız kıza oturup erkeklerden bahsetmiş, sevgilileriyle özgürce dolaşmasına laikçi ve okumuş babanın burun kıvırdığı ama annenin çaktırdmadığı, 18 yaşından önce muhakkak bir erkekle öpüşmüş, üniversitede büyük ihtimalle bekaretini kaybetmiş bir yaşam profiline sahiptir.
bak beyim...
çağdaş bir kadın imajı gözümüzde illa yaratmak istiyorsak bu erkeklerin kadınlara ne ölçüde değer verdiği ile alakalıdır. insan yıllarca medeniyetin en büyük sırtlanıcısı olan kadına hakettiği değeri vermediği sürece, onun sırtından geçindiği sürece asla sen o hesabı ödememek lüksüne sahip olamazsın. (burda hesap ödememek sembolik birşeydir) unutma ki çağdaş bir kadının hesabı ödemesi için karşındaki erkeğinde çağdaşlık biraz nasibini alması gerekir. örneğin toplumun çoğunluğunca kabul gördüğü ilk buluşmalarda kıza hesap ödetmek son derece yanlıştır. tabi ki burada kadın ve erkek arasında bir çıkar ilişkisi de olmamalı. ne bayan hesabı ödetmek günü kurtarıp üç kuruş için erkeğin esiri olmalı ne de erkek hesabı ödedim nasıl olsa bu kadar masrafa girdik deyip kızdan bazı beklentiler içerisinde olmamalı. burada ki samimiyet duygusu olaya aktarılmazsa çok samimiyetsiz bir ilişki neticesinde o çağdaşlık dediğiniz değer hak ettiğini asla bulamaz. önce bir aynaya bakmalı ondan sonra kadınların çağdaşlığını oturup tartışmalıyız.