başarılı işlere imza atan başarılı insan. neyi niçin yaptığını çok iyi bilen biri. harika bir dizi olan çemberimde gül oya ya imza atmıştır. babam ve oğlum gibi insnaın içine işleyen, başarısından ötürü kendi reklamını kendi yapan bir filmi yapmıştır.
yanında hep ona inanlar vardır. hep ona inananlarla yoluna devam eder. o yüzdendir ki kadrosu genellikle hep aynıdır. çağan ırmak bir okuldur aslında. cesur olmayı, korkusuzca bir şeylerde bulunmayı öğretir.
sinemaya adım atışı, bu yolda yaptığı çalışmalarda bizlere örnektir.
sanatçı kişiliği dışında yaptığı çeşitli hayır durumları ise hiç gündeme gelmemekte ama doğrusuda budur. o ucuz reklamlar peşinde olan biri olmadığı için gündemde bulunmayı bile tercih etmez. zaten işinin başarısı ortadadır. onu işi gündemde tutmaktadır.
insan duygularının üzerine giden yönetmen. Her dramatik sahneyi bir diğeri izliyor filmlerinde. Tamam duygusal milletiz bir şey demiyoruz da sinema bu mudur?
2007 Nisan ayında Babylon'da Darüşafaka yararına kendi koleksiyonu plaklar ile dj'lik yaptığı gece beni benden alan, 1970'ler 80'ler türkçe pop şarkıları ile sabahın ilk ışıklarına kadar herkesi kendinden geçirmiş, her sene aynı etkinliği tekrar etmesini umduğum plak koleksiyoncusu yönetmen.
çocuklara rol kestirmek konusunda inanılmaz yetenekli yönetmen. çemberimde gül oya'nın küçük kara balık bölümünde benim kendisinin küçüklüğü olarak farzettiğim çocuğun, babam ve oğlum'da ege tanman'ın ve en son olarak sadece sinema eleştirmenlerinin düşüncelerine ve izlediğim fragmanlara dayanarak ulak'taki küçük çocukların oyunculuklarını görünce sinemamızın en yetenekli yönetmenlerinden biri olan çağan ırmak'a karşı ne söylesem boş kalacak gibi geliyor.
yıllar öncesi. ekranlarda asmalı konak'ın fırtına gibi estiği günler. her tarafta bahardı seymendi ortalık esip gürlüyor. pazar sabahı kahvaltı sırasında o yaşın gerektirdiği gibi büyük bir heyecanla magazin programı izleniyor. ilk haberler her zamanki gibi asmalı konak'a ait. nurgül yeşilçey dizinin başarı sebeplerini sıralıyor adı ardına. derken çok genç bir yönetmenimiz var bu başarıda onun da katkısı çok büyük diyor. kameralar dönüyor bu genç yönetmene kel kafalı bir adam beliriyor ekranda. baba zaten magaz,nden nefret eden biri olarak değiştir artık şunu diye azarlıyor. ardından da ekliyor 'ne yapmış ki yani bir dizi yönetmekle mi yönetmen olunur. bu yönetmense yılmaz güney şerif gören atıf yılmaz ne acaba?' derken aradan zaman geçiyor yaz ayları babayla evde televizyon izlenirken ekranda çemberimde gül oya adlı dizinin tanıtımları dönmeye başlıyor. baba heyecanlanıyor birden benim dönemim bu diye. derken dizi başlıyor ilk başlarda sadece nasılmış diye bakılan dizinin müptelası oluyor baba kız. yönetmenin çağan ırmak olduğu öğreniliyor ilk başlarda bu adama burun kıvıran baba hayranı oluyor. her bölümü gözyaşlarıyla izledikten sonra helal olsun çocuğa demek bunu da gösterdi diye övgüler sıralıyor çağan ırmak'a. sonra hıh asmalı konak'ın yönetmeni çekmiş diye seyredilmeyen mustafa hakkında her şey izleniyor. ilk yayınlandığı dönemde izlenilmeyen ancak yazın verilen tekrarlarıyla hastası olunan şaşıfelek çıkmazı'nı da bir dönem onun yönettiği öğreniliyor. duyulan saygı sevgi artıyor bu insana. babam ve oğlumla artık sadece bu baba kızın değil tüm türkiye'nin sevgisi saygısı artıyor bu kel kafalı adama. bugün bir ropörtajında söylüyordu ailem olmasa ben şu anki durumumda olmazdım diye eğer sen olmasaydın eskinin magazinden başını kaldırmayan kızı okumaya düşünmeye babam neler yaşamış diye anlamaya çalışmayacaktı. iyi ki varsın iyi ki üretiyorsun hep var ol.
1978'te babasının getirdiği iranlı yazar samed behrengi'nin küçük kara balık'ını okuyarak çıktığı yolda "ulak" filmi bile bir adım daha atmış olan yönetmen.
--spoiler--
--spoiler--
bir varmış bir yokmuş bir kızcağız varmış. kendi çapında bir kişiyi, yaptığı işleri pek sever, aah keşke ben de bi parçası olsam dermiş. bir gün hayranı olduğu kişi ona ulaşmış, konuşmak istemiş, kızcağız bi umutlanmış bi hayaller kurmuş, bak bu filme sen böyle demek istedin, burada aklındab bu geçti değil mi gibilerinden cümleler tasarlamış, heyecandan uykular uyuyamamış ancak... yönetmen bir daha da aramamış, ses soluk kesilmiş. bu kızcağızın içinde de ince bi sızı kalmış. unutmasin diye..
artık yaptığı her işi daha yönetmenin ismini görmeden tanımamızı sağlayan, kendine bir stil oluşturmuş, imzasını her yerde belli eden yönetmen. yaptığı işlerin kalitesi tartışılmazdır, türk sinemasının en başarılı yönetmenlerindendir.
ilk yapımlarında kullandığı kamera tekniklerini takdir etmek gereken insan. sadece ailesinin desteğinin buralara getirdiği söylemek yanlış olur, potansiyel varmış. ailesinin maddi desteği de sadece normalden çok önce parlamasına yardımcı oldu diye düşünmekteyim...
adamın yaptığı tek film babam ve oğlum. zaten o da salt duygu sömürüsüne dayanıyor. belki duygu sömürüsü ağır bir itham şöyle diyelim ortak acılarımızı perde böylesine karşı koymadan kabullenici bir biçimde anlatan ilk film olması nedeniyle tuttu. fikret kuşkan gibi bir adamın mükemmel oyunculuğuda cabası.
bu adam deha falan değil. sırdan filmlerin, dizilerin sıradan yönetmeni. deha olması için daha çok ekmek yemesi lazım.