sağ framede sürekli gözüken, gözüktükçe insanı hırslandıran, hırslandırdıkça daha çok entry girdirten, belli bir sayıda entry girildiğinde acaba yazar olabilecek miyim diye düşündürten yazı. sabretmeyi öğretir insana.
acaba bu durumdan çıkabilcem mi diye insani düşündüren ve sizin bu sitede ne olduğunuzu gösteren yazi. 20 entry girip beklemede olan yazarlar da vardır tabi ki.
kayıt yaptıktan sonra kız arkadaşına 'artık bende bir uludağ sözlük yazarıyım' deyip hava attıktan sonra yazdığı hiçbirşey gözükmeyip o anda dünyanın en mor insanı olarak gözükmenin sorumlu olduğu bi durumdur.
üye olup mailime gelen aktivasyon linkine tıkladıktan ve sözlüğe giriş yapıp,eskiden sadece okumakla yetindiğimiz sayfaların altındaki "buraya entry gir" başlıklı beyaz zemini görünce alınan müthiş haz duygusunun ve
-helal len bizde sözlük yazarı olduk a.q. ehehe
cümlesini sarfettiren ve o gazla sözlüğün prosedürünü okumadan harıl harıl entry girip,eşe dosta telefon açıp:
-aloo baba nbr,artık sözlük yazarı bi arkadaşın var ha haberin olsun..gir de bak bakalım benim kim olduğumu bilebilcenmi..hehe
-vallamı len helal olsun a.q. herkesi almıyolarmış o sitelere olm..ee nick in ne abi?
-sölemicem olm nick imi,gir oku konuları kendin bul beni bakalım tanıyabilcenmi bunca yıllık arkadaşını, uludagsözlük.com..hadi görüşürüz beni oyalama fazla,daha çok konu var entry girilecek..öptüm..(çlink..telefon kapanır)
-ahhaha ulan adam kendini bi bok sandı yazar olunca.
dedirten ve ertesi gün büyük bir hevesle sözlüğe girip yazmaya hazırlanırken "lan bu çaylak dalgasıda neymiş du bi bakim şuna" diye mırıldanaraktan çaylaksınız a tıklayıp,hayatın acı gerçeklerinden biriyle daha yüzleşmemi sağlayan ve insana "ne oldum değil ne olacağım demeli..dereyi görmeden paçayı sıvama ..cin olmadan adam çarpma" gibi atasözleri ve deyimlerin doğruluğunu ispatlayan,insanda işe yaramaz duygusu uyandıran ve yazar olana kadar kimseyle konuşmama görüşmeme havasına sokan kendi küçük ama hasarı büyük hadise.
sevgili arkadaşım, beni çaylak yapmışsın. nedenini niye açıklamıyorsun bu bir. bundan önemlisi şu:
"sunucuya saldırmamdan mütevellit, sunucunun yavaşlamasının sonucudur." diye bir girdi girdim diye bunu yaptığını sanıyorum.
saldırıyor olsam salak mıyım söyleyeyim?
şu an sağ tarafımda görülen ya da diğer bir anlamıyla kanayan; "yaşamın ağır yükleri üzerinizde, sağa sola çarpmamalısınız, henüz küçüksünüz, bir kendinize geliniz, bir bardak uLudağ gazoz yudumlanınız,sonra moderatörler gerekeni halleder" hissi uyandıran çaylağa haddini bildirme cümlesi.
(bkz: mavi ve yeşilin tonlarında özgürce salınan çaylak modeli)
(bkz: uçurtmayı vurmasınlar)
eğer bu yazıyı okuyabiliyorsan, artık benim kurtulduğum, sınıf atladığım, bu başarıya, bu sevgiye layık olacağım edasıyla pis pis gülerek viskimi yudumladığım durumdur.
bir zamanlar buralar dutluktu, eskiden bende çaylaktım diyebilen yazarlar, şu anda bunu okuyabilen ama bizim onu görmediğimizi bilen ve hırsla geleceğe not yazan çaylaklara gülelim hadi, yok be niye gülüyosunuz abi, nolur yapmayın! hepimiz çaylağız hali hazırda, ama bunu okuyabildiğinize göre, hmmm! evet! evet! gülelim!
Sözlüğün kişinin suratına karşı haykırdığı aşağılama nidası. Kurtulmak için anladığım kadarıyla belirlenmiş herhangi bir kıstas mevcut değil, en azından uygulamada mevcut değil. Moderatörler 'yazarlıklarını onayladıkları' kişilerin binlerce hatalı entry'sini temizlemekten çaylaklarla ilgilenemiyorlar da denebilir, belki.
o kdr da ezilip büzülünecek bir statü değildir. şayet bunu yazan bir çaylaktır. yazılarınızı herkesin okumadığını bi kaç yazıdan sonra öğrenmek hakkaten tokat gibidir ama en azından herkes okumasada birilerinin okuduğunu bilmek rahatlatıcıdır. bunun üzerine yazmaya devam etmek daha büyük bir zevk vericidir. zira emek harcanmadan elde edilen yüksek statüler insana bişey ifade etmemektedir. nerde olursa olsun. bence güzel, yerinde, azimlendirici bir statütür. herkes çaylak olma aşamasından mutlaka geçer bu merdivenin ilk basamağıdır. önemli olan başımızı kaldırıp daha üst basamaklara ulaşmak adına adım atmaktır. kendine güvenen adım atmaya devam etmelidir. herkesin mutlaka bulunduğu bir aşamada bulunmaya kafa yormak yerine, ulaşılmamış olan aşamalara nasıl ulaşılacağına kafa yorulması gereken bir aşamadır.
sakin sakin tadının çıkarılması gereken durumdur. vakur durulmayı gerektirir.
yazar olamadım mı, ne zaman olurum, olmam mı yoksa kurguları ile bir sinir harbine girilmesi bünyeye ağır gelebilir.
misal: kimse okumuyormuş gibi yazmaktayım,ohh aman ne hoş.. ama biri vardır elbet.. yok mudur yoksa.
ee hani moderatörler vardı kardeşlerim? yok mu yoksa? (bu arada sağ frame'de "çaylaksınız, sözlük formatı" yazısı şimşek gibi çakar çakar çakaraktan migreni olanları bitap düşürmektedir.) çaylağım, sözlük formatı, çaylağım, sözlük formatı, çaylağım...
Bir üst sınıfların bir alt sınıflara karşı takındıkları tutum.
-Daha universite birdesin oğlum sen gel ikiye gör bakalım acemi.
-Daha lise birdesin oğlum sen gel ikiye gör bakalım acemi.
-Daha orta birdesin oğlum sen gel ikiye gör bakalım acemi.
-Daha ilkokula yeni başladın oğlum sen çaylaksın, bebesin ikiye geçince anlarsın...
Büyüde gel bebek
Büyüde gel
Haydi o yolları yürüde gel.