- alo 11811 mi?
- evet, buyrun...
- zall'ın numarasını öğrenebilir miyim?
- ad soyad alayım lütfen?
- onu bilemiyorum işte...
- o şekilde yardımcı olamıyoruz efendim, özür dileriz...
- çaylağım diye böyle yapıyosunuz de mi adiler!
- ne çaylağı beyefendi?
- sus lan cevap verme!
en şehvetli anlarımda entry girerken tamda özel mesajıma bakmak için ilerlediğimde karşıma çıkan ibaredir.çaylaksınız sözlük formatı
açılsın ulan meyhaneler.
her gördüğünüzde "allah belanı versin, s.ktir git burdan" hissiyatını taa en derinlerden hissettiren ibareler bütünlüğü. ikiside farklı kapılara çıkmasına rağmen aynı bütünlükte işlenmiştir ki bunun da sebebi sanıyorsam yazılanları kafaya işletmektir. (bak sen)
birlikte büyük voltranı oluşturuyorlar. da da da! (tiksinç efekler) (efektte olabilir) (bilemedim)
yalnız şunu da sormadan/söylemeden de edemeyeceğim.
şimdi eğer aşağıda "çok feci bir ekşi sozluk klonudur" tarzı bir ibare varsa ve ben de bir ekşisozlugunderinsularındangelen bir vatandaş isem sanıyorsam hem formatı hem de niye çaylak olacağımı az çok biliyor olmam gerekir değil mi? bunda hemfikirmiyiz? (değilsek te farketmez) neyse..
şimdi "Diğer sözlük yazarları ile polemik/tartışma konusu olabilecek entryler silinir." denilmiş.
şimdi şöyle ki arada bir küfürleşme olmaması kaydıyla diğer sozlugumuzde böyle bir kural yok. herkes özgürce üstüne ütülenmiş formatını giydirerek istediğini yazabilir. di mi? ben öyle hatırlıyorum şahsen, bilmiyorum, evet.. ne büyük bir çelişkidir bu. klonsak formatı niye eğip büküyoruz. kim belirliyor polemik ve tartışma konusu olabilecek entriyi?
eger biri köpek başlığının altına;
343. çok pis bir hayvan.
yazar ama başka bir yazar altına
344. gayet temiz hayvanlardır.
yazarsa bu entri saldırgan gözükebilir. ama legaldir boktur püsürdür. polemik ve tartışma yaşanırsa da ne farkeder? sonuçta adamlar gidip forum misali entriler aracılığıyla küfürleşecek değil. mesaj fasilitesi gibi bir olay var ki oradan halledilir büyürse o zaman moderasyon bakar.
iki entride subjektiftir. subjektif entri girmekte yasak. ee nooldu şimdi saçma olmadı mı? ben kendi görüşümü format kılıfına sokup yazamayacakmıyım? her şey standart gazete haberleri gibi objektif bir dille yazılmak sorunda mı? ya da mustafa mı?
yani bu hissiyatlı halimin sebebidir şu üç kelime. beni buralara getiren, bütün bunları bu başlığa dökmemi gerektiren.
ha sen bu görüşlerime katılırsın, katılmazsın orası beni ilgilendirmez. ama işte mukadderat. çaylak çaylak nereye kadar? şu kelimeleri gördükçe delleniyorum arkadaşım. beni buralara getiren şu iki salak kural yüzünden nevrim dönüyor. çaylak oluşum belki hakkaniyetli olmuştur belki olmamıştır bilmiyorum. moderatörün gözünden bakmak lazım ama işte hissiyatımı anla.
o yüzden caylakta sensin, sozluk formatı da sensin. giren de bana girmiş zaten..
sağ üst köşede bir bomba etkisi yaratması istenerek konulduğu izlenimi veren ancak elimin asla gitmeyeceği linktir. gayet alışık olduğum moderatör, gammaz vs mesajlarının daha sistematik bir yansıması gibi durmaktadır. buradan saygıyla selamlamaktayımdır bu güzel linki, her genç yazara da tavsiyem birer kere bu manzarayla karşı karşıya kalmalarıdır.
05.10.2009 dan beri bu duyguyu yaşamamıştım. hislerim beni ele veriyor sözlük artık o benim diğer yarım. her defasında şakirtlere tokat gibi cevap hissiyatı uyandırıyor. bu savaş psikolojik bir savaş olmuştur. siz beni kovamazsınız ben giderim . girdiğim 867 entry alın teridir en azından bir özel mesaj uyarısı beklerdim.
sözlerimi bir hisse ile bitirmek istiyorum.
üstad necip fazıl , abdulhakim arvasi hz ile tanıştıktan sonra değişen hayatını şöyle betimlemiştir :
'içimi öylesine bir sosyal mücadele ve cemiyeti yorma hamlesi kapladı ki, artık çalışamaz oldum '
bende üstadımızın bu güzel sözüyle veda ediyorum bu güzide mekana. hakkınızı helal edin .