sırf bu özlemledir ki; birçok yazar çaylak olabilmek için moderasyonundan, yazarlarına kadar kasıtlı laf atarlar. yoksa kesinlikle zerre kadar kötülük geçmez içlerinden. moderasyon bu hareketi değerlendirir ve yazarların çaylaklık konusunda ki ikinci baharını başlatan işe el atarlar.
fantastik duygu silsilesi harıl harıl bi oraya entry bi buraya entry ulan daha yazacak yer yok mu derken hoooop genç sen artık yazar oldun gibisinden bi msj gelir mutlusundur gözlerin dolar anlatamazsın o andaki hüznünü o anda sarılacak birini ararsın bulamazsın. olmadık yerde duygusallaşmak
benimde içinde bulunduğum durum . çaylak oldum mu olmadım mı belli değil . ama tanıdığım birieri var 94 entry ile en uzun çaylaklık dönemi geçiren yazar arkadaşım (bkz: dave mustaine)
bir de hiç çaylaklık yaşamayanlar var..benim gibi..ilk açıldığında yoktu öyle şeyler..çattadanak yazar olup , sövüp sayabiliyordun dilediğine..şükür geçti o günler..ama güzeldi lan..
efendim ben şöyle izah ediyim.. bizim zamanımızda sözlüğün yeni açıldıgı dönemlerde * çaylaklık falan yoktu.. elini sallayan sözlüge girer, sözlüge girdiği gibide entrylerini sıralamaya başlardı.. * yani özellikle birinci nesil yazarlar şöyle adam gibi çaylaklıklarını yaşayamadılar.. çok yazık oldu.. çok.. **