eski hesabınızı sildirip yeni bir hesap aldıysanız tamamen klinik bir vakaya dönüşen durum.
-caylaksınız 40 karakterden uzun olmalı entryler.
-caylakken bknz vermeyi önermiyoruz.
-caylakken anket doldurmanızı tavsiye etmiyoruz.
ama biz bu tripleri aşmıştık daha önce di mi sözlük hani ilişkimiz karşılıklı güven üzerine kurulu hale gelmişti. biraz ayrı kaldık diye hersey baştan mı yani, en baştan triplerine devam mı edeceksin ha sözlük? *
(bkz: sözlüğü sevgiliye benzetmek)
bir iste tecrube kazanabilmek, bir yere alisabilmek adina gecirilen donemdir. sozluge dair; alismak, kurallara baskaldirmamayi ogrenmek, kufurden arindirilmis entryler girmeye ozen gostermek, dil ve imla kurallarina dikkat etmeyi ogrenmenin ve bunlar basarildigi anda biten donemdir.
* basarildiktan sonra yazar olup bunlara aykiri eylemleri gerceklestiren bireylere verilen ceza suresi. (bkz: altinci nesil caylak)
"5 gün yatacaksın çaresi yok" dediler, "boynumuz kıldan ince" dedik, baktık ki suçluyuz da "yatarız" dedik!
ulan ne koydu ama biliyor musun sözlük seni uzaktan izlemek. yaşıtları deliler gibi oynayan ama onları camdan melül melül izleyen bir çocuk gibi hissettim kendimi. sanki annem dışarı çıkmama izin vermiyordu! dayanamayıp 3-5 tane entry girdim ama bunlar acımı daha da katladı sözlük! çünkü kimse okuyamıyordu. entry giriyordum; ama sol framede benden kaynaklanan bir hareket olmuyordu; ne kadar acı! sizler gülüp eğlenirken, yazıp okurken, ben, elimde sigara, en güzel başlıkları kaçırıyordum...
evet sözlük! 5 gün yattım, çıktım. ben de artık sabıkalıyım yani senin nazarında. lakin aldım dersimi.
hadi bakalım. tahliyenin ilk entrysi de bu oldu iyi mi?!
an itibarı ile içinde bulunduğum durum.
ben çaylaklığı hak edenlerdenim, yani çaylak olacağımı bile bile söyledim o hakaret içerikli cümleyi.yani karşı tarafa göre hakaret...
neyse...
verdiği duygu çok ilginç, birazda onun için yazasım geldi bu başlığa. bana çaylaklığımın kaç gün süreceği bildirilmemişti, bir derdim var butonu ile 7 gün olduğunu öğrendiğimde böyle hapishaneye düşmüşüm de bu yasaklı süreç sicilime falan işlenecekmiş gibi hissettim, bi garip oldum.
çaylaklık konusunda çaylağım yani, bu daha ilk.
ama yine de insaflı bazı kurallar, yazdığın gözükmese de sonuçta yazıyosun. biliyorum ki bigün sürpriz yumurta gibi çıkıverecek yazdıkların.
çıkar diğmi? **
eğer benim gibi yazarken çaylak olmuşsanız; ulan ben nerede yanlış yaptım, neyim eksik diye düşünerekten, hatalarını bulma ve bunları telafi etmenin yolunu açan haldir.
yani her işte bir hıyar pardon bir hayır var derler ya, işte çaylaklıkta da bir hayır mevcuttur. bizi düşünmeye sevk edip, doğruyu bulmamızı kolaylaştırır.
Çaylaklık tokadını yediğim yetmiyormuş gibi bir de çaylakken 40 karakterden kısa entry girelemediğini öğrendim. Ben şimdi napam nerelere gidem 3 harflik entry'mi nereye yazam a dostlar?
yazdıklarını kendin okuma durumu, cidden caydırıcı bir ceza ayrıca. çaylakken bastığın her klavye tuşu mapus damında atılan voltanın bir adımı sanki...
şu an adını anımsayamadığım selçuk üniversitesi hukuk fakültesinden bir hocanın dilinden düşürmediği bir söz vardı.
-her söz her yerde söylenmez.
anladım ki göte göt demenin de yeri ve zamanı var...
bir yazar adayının yaşadığı en pislik dönem. o on entry varya , bitmez. yazarsın yazarsın hep 6 veya 7'dir. neden ? çünkü başlık beğenmez beyefendiler bu dönemde. onu da geçtim , kendi entry'sini beğenmez. yazar , siler , yeniden yazar. böyle gider bu.**
yazarların ruhunu terbiye etme amaçlı bir uygulama. bir derdim var özelliği ile yönetime sesinizi duyurabilir, neden çaylak olduğunuz konusunda bilgi alabilirsiniz.
(bkz: bir arkadas)
Bu kadar entry yazıp da içinden çıkamadığım durumdur. Sözlük içerisindeki bazı yazarların yazdıklarını okudukça sözlüğün nasıl bir yazarlık kriteri var anlamak mümkün değildir.
edit:Ben de yazarım artık kardeşim.
