Bir kere bu iddiayı ortaya atan solcu degil eski MHP milletvekili Lütfü Türkkan.
iyi de etmiş.
ates olmayan yerden duman çıkmaz.
Bu haber duyulmasa kapalı kapılar ardında iki kuruşa hibe etmeye kalkarlardı. Şimdi belki fiyatı biraz artar.
Özelleştirme idaresi Başkanlığı nın web sitesinde daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Satma değil Kullanım hakkını belli bir zamana kadar devretme. Siz gördünüz mü abd yada avrupa devletlerinin çay fabrikaları na sahip olduğunu? Devlet niçin elinden çıkartmaya çalıştığını anlayın. 2017 deyiz. Siz halen ekonomide korumacılık yapacağım derseniz zamanın gerisinden gelirsiniz. Tekrar ediyorum önemli olan özelleştirme gelirlerinin nasıl kullanıldığıdir. Bir Rizeli olarak bize zararını farkındayım. Çaylar hic olacak. Ancak devlet Rizeli filan düşünmez. Devlette devamlılık esastır.
demir çelik fabrikalarını sattılar.
istediler ki 4500 yıl önce demirden dağı eritip yüz bin mızrakla ergenekondan çıkan bu millet iyiden iyiye körelsin...
son 35 yılda cumhuriyetin biriktirdiği ne kadar değer varsa sattılar.
aslında satmadılar.
başlarına emanetçi dikip ortak oldular...
bunlar 95 yıllık cumhuriyetin mal varlığını satarken biz onlara oy verdik.
demirel'e verdik, özal'a verdik, onların ardından gelen bakiyelere verdik.
tayyip'e veriyoruz şimdi de.
velhasılı kelam,
"tayyip'e vermekle" övünen rize, tayyip'e vererek araplara köle oldu şimdi.
daha farkında değiller belki.
elin arabı kıçlarına vurunca tekmeyi,
kafaları dank edecek illa ki...
nasıl bir devlet, nasıl bir yönetim kar eden bir kuruluşu satar?
bu hangi iktisat kitabında, hangi ekonomi raporunda yazar sevgili arkadaşlar?
benim için hava hoş.
ne devletten bir beklentim, ne de bir göbek bağım, rantiyem var.
ama rize'deki çay tarlası sahibi, tüccarı, işçisi göbek bağıyla bağlanmış.
"yunana vurur gibi evet vurduğunu" haykırmış yalakalık olsun diye.
belki birkaç sene sonra anlar, yunana vurduğu gibi vurduğu mühürü aslında kendi ocağına, kendi bekasına vurduğunu.
iyi olmuş.
çay taban fiyatlarını araplar belirlediğinde göreceğim ben bunları.
Doğruluğundan çok, şaşırtıp şaşırtmadığı önemli olan ki kimseyi şaşırtmamıştır. Bildiğim kadarıyla Rizeliler, trabzonlular arap ilgisinden hayli memnunlar, ileriyi görememe aşamasındalar şu an.
Ticarette bir deyim basit bir kural vardır. Alan kazanır, satan her zaman kaybeder. Üretmeden, satarak ithal ederek krediyle faizle rantla borsayla altın ve dövizle turizmle filan ekonomiyi düzeltemezsiniz.
Hazıra hazine dayanmaz. Gün gelir satacak bir şeyiniz kalmayınca elinizdeki toprakları da satın alırlar, filistine döneriz ondan sonra. Mülk senin olmadıktan sonra anahtarı cebinde olsa ne yazar.
Elalem (katar) sana borç verir (17-25 aralık), zamanı gelince karşılığını fazlasıyla alır.
kendilerine ait hissettikleri şeyler satılmadıkça kafalarında soru işaretleri oluşmayacaktı. en azından böyle böyle belki gerçek büyük resmi görürler.. devletin elinde kurum kalmadı neredeyse oralardan gelen sıcak paralar ile "ekonomi çoh eyi" dedirtiyorlardı. o paralar bitti satacak kurumda kalmadı. gerisini onlar düşünsün her felaketten önce uyarıyoruz vatan haini diyorlar kıskanıyorsunuz ondan diyorsunuz diyorlar. feto, pkk, suriye operasyonları, tek adam sistemi.. hiç birisinde dinlemediler hepsinde canları yandı bunu da dinlemesinler ekonomik kriz kol gibi geldiği zaman hatırlarlar..
Devlet kurumları özelleştirme yaparken satmaz. Kullanım hakkını belli bir meblağ karşılığında 49 yıllığına devreder. Bir nevi zararlı ağırlıklarından kurtulmaya çalışır. Kapitalist düzen böyle. Asıl önemli olan konu özelleştirme gelirleri nerelerde kullanıldığıdir.
2019 başkanlık seçimlerine kadar ülke ekonomisini sıcak tutmaya çalışıyorlar, katarlardan gelen para suni bir hareketlilik yaratıyor bu da ekonominin balona dönmesini sağlıyorlar. üretmeyen ekonomiler batmaya mahkumdur. pul biberi bile ithal eden bir ekonomi olduk. Git migros'tan pirinç, bulgur al hepsinin menşei ülkesi farklı. sorsan tarım ülkesiyiz. tarım yok, teknoloji yok, üretim yok, girişimci yok.. bol bol rant var. toplum yozlaşmış, işsizlik desen had safhada. valla 2023'ü görebilirsek ne mutlu bize.
