hayret bişey benim şu an bu entry´i ilk entry olarak yazıyor olmam.
tanım - belki de piyano edebiyatının en "ünlü" piyano konçertosu. belki de, lafını "garanti" olsun diye yazdım, yoksa en ünlü piyano konçertosu olduğundan eminim.
ve şahin k, volkan demirel, sabri sarıoğlu kadar "ünlü" olmadığı için tchaikovsky, bu entry i ben şimdi burada yazıyorum.
peki.
üç bölümlü büyük bir piyano konçertosu. 45 50 dakika uzunluğundadır. sırf bu konçertoyu çalabilmek için "piyanist" liği kendisine meslek edinen birçok piyanist mevcuttur. tchaikovsky´ nin baş yapıtlarından birisidir.
klasik müzik tarihinin en ünlü temalarından birisi , hani bir sürü filmde, müzikalde kullanılan o ünlü tema, bu konçertonun birinci temasıdır.
piotr ilyiç bu konçertoyu aslında en yakın arkadaşlarından harun kadar zengin ve ünlü piyanist nikolai rubinstein için yazar. eseri bitirdikten sonra yazdığı konçertoyu koltuğunun arasına alıp rubinstein´a gider, ve oturup çalar konçertoyu. o rubinstein ki piotr ilyiç denilen yoksul adamın okulunu bitirmesine en yardımcı olmuş kişilerdendir. konservatuar ı rubinstein´ın kendisine sağladığı imkanlarla bitirebilmiştir piotr ilyiç tchaikovsky.
eserini oturur çalar ve nikolai rubinstein´dan hakaret üzerine hakaret yer. o kadar mükemmel piyano konçertoları varken bu kadar rüsva bir parçayı kendisine "piyano konçertosu" diye çalmaya utanıp utanmadığını falan sorar nikolai, piotr ilyiç´e. piotr ilyiç bu reaksiyona çok üzülür, ama konçertonun tek bir notasını değiştirmez.
aynen eserini temize çeker, ve zamanın ünlü piyanisti ve şefi hans von bülow´a "bu eseri nasıl buldunuz?" diye sormak amacıyla gönderir. bülow eseri çok beğenir. ve tchaikovsk nin - piotr ilyiç o zamanlar bugünkü kadar ünlü değil isimsiz bir bestecidir- kendisini eser hakkında kritik yapabilmek için seçmesinden büyük gurur duyduğunu falan söyler, ve eseri çalar.
ancak bu konçertonun ünlü olmasını sağlayan gene o hakaretleri eden nikolai rubinstein olur. zamanın bu ünlü piyanisti, bu eseri sonradan çok beğenmeye başlar ve hatta oturup çalışır. eserin dünyada hakettiği yeri kazanmasına sebep olacak olan "paris" konserinde taburede nikolai rubinstein oturmaktadır.
birinci bölüm meşhur korno solosuyla başlar. sonra piyanoun "re bemol majör" akorları kemanlarda duyulan ve insanların rüyalara dalmasına sebep olan o ünlü temaya direk olarak girmeleriyle başlar. sonra tema piyanoya geçer, son derece karmaşık olaylar olur.
sonra kırma oktavlarla birlikte eser bambaşka bir havaya bürünür.
ikinci bölüm son derece melankolik başlar, ortasında son derece güç olan hızli bir pasaj vardır, sonra yeniden baştaki huzura geri dönecektir.
üçüncü bölüm çok güzel bir tchaikovsky yazınıdır. bu bölümün ortalarındaki oktavlı kısım son derece ünlü ve çalınması güç bir kısımdır. bu bölümün ikinci teması son derece melankoliktir ancak içi gene de umut doludur.
bu konçertonun müzik dünyasına getirdiği o yepyeni soluk, o akademik müzikal duruşun , heyecan verici tutkulu bir piotr ilyiç´le tepetaklak olması ve insanların bu büyük heyecanı anlayıp, o tutkuya kendilerini kaptırmaları bu konçertonun yan etkilerindendir.
her büyük piyanistin mutlaka repertuarında olan bu büyük eseri sözlük yazarının tanıması kendisi için iyi olacaktır.
her futbolseverin aslında bildiği konçertodur. şampiyonlar ligi maçlarında, yayına geçerken çalar. hani o gazprom'un reklamıyla birlikte. ülkemizde bize en fazla şampiyonlar ligi maçı izleten galatasaray bir anlamda hepimizi çaykovski manyağı yapmıştır.