şirketlerin çay kahve getirip boşları alan, şirket içi her nev-i dedikoduları bilen bunları sadece 1 sigara karşılığında sizinle paylaşan asil ve vefakar çalışan insan güruhu.
bu guzel, ben cayci'yi seviyorum. beyoglu'nda mesela mustafa amca var, gidiyorsun, "yegenim iciyor musun?" diyor, "..sonra belki" desen de agzini acmiyor. gecenlerde istanbul'un onde gelen "dinimannoktakom" ilcelerinden birinde nargile soyledik, adam "5 ytl" dedi, yok canim hesabi oderken "ben 15 ytl dedim size"ye donu$tu o olay. bu kaka, bu adami sevmiyorum ben. cayi fincana koyunca tein degerinin arttigini sanan adam'dan biktim. o cay 5 ytl etmiyor, annem var benim, kendisi $aolin caycisi, o soyledi.
daha demin ya.. daha demin!
zorla masaya birakilan iki caya 6 ytl bayilmi$ olmama ne demeli?
biktim. yoruldum. insanim.
(ciddiyet??) kirmizi mercimek'e yillardir cennet taam'i derken bile aslinda fakiri hakir goren sozum ona zavallilara soruyorum. o mercimek'in kilosu 10 ytl oldu. on diyorum bak yaziyla, on. kiyma 20 ytl. yarim ekmek tavuk doner 3 ytl. satinalma gucu paritenizi sikeyim sizin ben, o cay nasil 5 ytl, ha? amcik.
sonra;
cayci'daki ictenlik, o turk olu$, o samimiyet.. ne mado'nun kral suyu'na batirilmi$casina servis edilen porselenlerinden yudumlayip da icini yakan o kahve gibi, ne de starbucks'taki o toplumici hiyerar$i ve gecici bir sure sana gosterilen yapay kalburustu muamelesiyle servis ettigi strawberry scream gibi. yahu cayci'nin senin gotunu kaldirmak, egonu $i$irmek gibi bir derdi yok. o adamin senden istedigi meblagin du$uk olmasinin di$inda da bir nedeni var bunun: o adam istemez ki sen ondan daha yuce bir ruh giysisinin icine gir. o adam senin kar$isinda kral fayrouz gibi takilmana sinir olur. "ic cayini sktrgt" der, yapar bunu. cayevlerine gereken ozeni gostermeliyiz ah muhsin unlu abim, haklisin.
küçük görülen, horlanan cümle kurulurlen fakirliği ve varoşluğu temsil eden öğe olarak kullanılır. ancak çoğu iş hanındaki çaycıları işleri tıkırındadır. 25 kuruş 25 kuruş ayda 5 milyarı geçen para götürmektedirler. hem ramazan geldi mi de kapatırlar dükkanı 1 aylık tatil yaparlar memleketlerine falan giderler, insanı nispet yapar gibi.
çay satan ve hatta taşıyan insan. tabi sadece çay taşımazlar, kahve, gazoz ve meşrubatta getirir ve satarlar. eğer meslekleri bu ise. bir iş yeri içinse para almazlar. işlerini yaparlar ve maaşlarını alırlar.
not: çaycı isminin kullanımı genel geçer bir alışkanlıktır. hele size çay veren kişi bir bayan ise o daha da abes olur ama kullanım budur. ben öyle derim en azından. tabi kendisine direkt "uoop çaycı çay ver" demem!*
bir iş yerinde en çok korkulması gereken kişidir.
her çeşit odaya girer,her yerde bulunabilir ,tüm konuşmaları duyar.
birde dedikodu severse,kaynayan bir şirkette kaynağı uzaklarda aramamak gerekir.
bu tip kurumlarda çaycı patronun sağ koludur. çalışanlarla ilgili sürekli bilgi verir patrona. kim namaz kılmıyor, kim oruç tutmuyor falan hep bundan sorulur.
bu aralar en tuhafıyla tanıştığım çaycılık mesleğinin bir üyesi. çaycılığa yeni bir bakış açısı getirmiş olan çaycı diyince gözümüzde canlanan o figürü ve birlikte getirdiği bütün tabuları yıkmış artık bu çaycı. kulağında bluetooth kulaklıkla gezen, sabahtan akşama kadar kızlarla konuşan çatır çatır kaynatan bir adam. telefonu justin bieber'dan never say never ile çalıyo. efendim kusuruma bakmayın ama adamın adını söylerken bile tuhaf oluyorum, arda adı ya arda. nedense bir türlü yenemiyorum bunu arda diye çaycımı olur lan diye soruyorum hep kendime. bluetooth kulaklıkla rahat rahat telefonla konuşurken bir rapci edasıyla işaret parmağını aşağıdaki tepsiyi gösterir şekilde tutuyo, bir taraftan hala telefonla konuşuyo ve bizde ağzımızı okuyacağı şekilde " bırak bırak" diyoruz sessizce. iş merkezinde bildiğin bir kapıcı çağatay vakası yaşıyoruz.
esnaf kesiminin ne mal olduğunu bilen, toplumun en üst kademesinden en alt kademesine kadar rahatlıkla ilişki kurabilen kişidir. bazen çaya yapacağı zamla ekonomiyi temelden sallar. futbolun ve bahis oyunlarının nabzını bunlar tutar.
Dünyanın en samimi insanlarındandır şüphesiz. Basit bir şey mi arkadaş çay dağıtmak, çay muhabbeti çevirmek, içenlerden 50 kuruş toplamak. Ne güzel meslek.
haber ajansı gibidirler. her türlü bilgi ve dedikoduya ulaşabilirsiniz. genelde çaycı olmak için en önemli kriter meraklı olmaktır. çay yapmayı herkes becerir zaten.
ayaklı dedikodu gazetesidir bazen. bazen ispiyoncudur. bazen dert ortağıdır. ofisin bel kemiğidir.
o olmadığında ofisin ne hale geldiğini hayal edin.
ofisin olmazsa olmazıdır.