kahvenin bu topraklarda daha eski ve köklü bir geçmişi olmasına rağmen, çay günümüzde daha çok tüketilen bir içecek konumunu almıştır. tabii bunun sosyo-politik açıdan bir sebebi mevcuttur. şöyle ki; daha önce osmanlı'nın kontorlünde olan yemen ve yemen-türkiye arasındaki bağlantı zaman içerisinde kesilmiş, bu da kahveye rahat ulaşımı engellemiştir, avrupalılar ise gerek afrika'nın iç taraflarını gerekse de güney amerika'yı kontrol etmeleri sebebiyle daha çok kahveye sahip olmuşlar ve bu kahvenin dolaşımını ellerinde bulundurmuşlardır. oysa çay ülkemizde de yetişmektedir, böylece zaman içerisinde ithal kahve yerine orijinal çay daha popüler konuma gelmiştir. ben de çaycıyım, kahve kültürüm hiç yok, bir cafeye oturup kahve içtiğim çok nadirdir ki o zamanlarda da türk kahvesi içerim, bir de zamanında beldibi'nde büyükçe bir tatil köyünde çalışırken fransız müşterilerin her yemek sonrası espresso içmesinden kıllanıp "neymiş lan bu espresso?" diyerek espressoya bulaşmıştım, güzeldi ama çayın yerini alamadı. bir ara da ingiliz müşterilerden etkilenip çayı sütlü içiyordum ara ara da yaparım bunu, gayet gereksiz bir olay. neyse uzattım, benim nazarımda demli kaçak çay her daim makbuldür, ondan sonra da bergamotlu türk çayı gelir.
doğu kültürlerinde çay batı da ise kahve vazgeçilmezdir. bizdeyse hangisi vazgeçilmez bilemedim şimdi. belki de ne batılıyız ne doğulu ondan keskin bir belirginlik yoktur.
ikisi de fetis derecesinde abartilir, ikisi de dislere zarar verir, ama her yurdum ogrencisinin, sevsin ya da sevmesin, evrilecegi sey, "abi ben bi' cay aliym ya," olacaktir.