biz samimiyetin ekmeğini yiyen insanlarız hacı, bu çok net!
22 yaşında bi üniversitelisin. gülyüzlü arkadaşların elinden tuttu, "olm sana bi hatun yapalım artık ya" dediler. hepberaber oturdun masaya. bi bakmışsın karşına ilik gibi bi hatun çıkmış, domaldın lan resmen! neden? inceleyelim:
fiziki yeterlilik: götüme benziyosun abicim. karşındaki bakmaya kıyamadığın bi hatun oysaki. ee ne olacak! bate borisov olum, yattı senin iş!
zeka: sen en son integral alırken kullandın o beyni! aradan geçen hoyrat yıllar belanı sikmiş, zekan, sunay akının şiirlerindeki kelime oyunlarını algılayabilecek düzeyde. bu da olmadı! o halde: gülyüzlü masadan kalkacak.
bütçe, mali durum, para mına koyim anla işte: 7. caddeye beşevler metrosunda inip yürüye yürüye gelmişsin. 2 kullanımlık ego kartından geriye kalır 1. kazara hatunla kalksanız kıza bi metro ısmarlayıp arkasından el sallarsın. e mına kodumunun çocuğu, tip yok, zeka yok, para yok; ne skime derman olmaya çalışıyosun! niyedir bu deve kuşu kadar dötünle fil hortumu almaya çalışmaların?
samimiyet-başarıya giden yol: işte benim, senin, yandaki abazanın, hepimizin kurtuluşu bu! o gülyüzlüyü samimiyetle kaldırabiliriz ancak! samimiyetin ekmeğini yiyemesek, birbirimizi skerdik yalnızlıktan, bana inan!
eee yarrram konuyla ne alakası var dediğini duyar gibiyim! önce yarraam sensin, tabiatını sktirtme bana! konuya giriyorum lan:
o dayı var ya o dayı! gençliğinde bi top oynarmış, off offf! sarıyer o zaman birinci ligde bak..
o çay tabağına dökülen çayı tekrar bardağa dökmüyor mu? işte bu samimiyet diil mi lan! bu sıcaklık, bu doğallık, bu adamsendecilik.. basbaya pezevenklik lan bu. uyuz oluyorum o tabaktan tekrar bardağa dökülen çayı gördüğünde. ne pis insanmışsın sen dayı ya! oraya demir para konuluyor, herkesin parmağı değiyor, yeri geliyor adam tatağını yapıştırıyor oraya. eşek kadar adam olmuşsun hala teey allaam ya..
aynı zamanda dalgınlıkla başkasının çayını içen dayıdır. önüne gelen bardakları sıradan geçirir, ruhu duymaz. hararetli bir tartışmanın sonunda dayı, ortamdaki bütün bardakların tadına bakmıştır.
elinde okey ıstakası altında oturanı taşlayan aynı zmanda da "oğluum çay getir dayına" diyen dayıdır.ama çayı hala yarımdır ve hüpürdeterek içer. (bkz: hüpürdeterek içmek)