hatta öncelikle işaret parmağı ve baş parmağı ile bardağı tutar. daha sonra artistik şekilde bardağı kaldırır, o arada biraz boynunu öne eğer ve kamburlaşır. daha sonra hafif gözlerinide kısarak çayı çok hafifçe yudumlar. çünkü çay çok sıcaktır.
yaşayan örneklerinden birisi de maximilian nickli yazardır. Alışkanlık oldu bir kere aklıma gelir bazen çıkarırım ama çoğunlukla o kaşık bardağın içinde kalır. Bu zamana kadar da gözüme en ufak bir zarar geldiğini hatırlamıyorum.
o an çayın içindeki kaşıkla değil çayı içmekle meşgul olan insandır. çoğu zaman kaşığı çıkarmam, unuturum başka bir şeye odaklanmışımdır o kaşığın şıngır şıngır bardağın içinde çıkardığı sesi algılayamam o an, sonradan farkettiğimde çıkarırım. hiç unutmam, bir ablam vardı 'şekeri karıştırdıktan sonra, kaşığı çıkarmadan çayı içenlere görgüsüz derler' dedi. o gün bugündür iki kat fazla dikkat ederim. he neden görgüsüz derlermiş onuda çözmüş değilim. acaba bana çocuk muamelesi yapıp o kaşığın çıkması gerektiğini felan dikkat çekecek bir dille mi anlatmaya çalıştı?
amacı nedir anlasılamayan insandır.
o kaşık gözüne girecektir haberi yoktur. haberi olanlarda bas parmagıyla kasıgı köseye sıkıstırmak suretiyle, kaşığın hareketlerini kontrol altına alır ve bir sakatlık çıkmasını önler. anlayamamısımdır böyle insanları, karıstır çayını çıkar kasıgı koy kenara rahat rahat iç çayını ne tırmalıyosun...