Cebinde paran olsa da garson ne içerisiniz dediğinde ilk akla gelen çaydır.
Çünkü sohbetlerin yancısıdır, huzurun timsalidir. Zengin olan ne içer bilinmez lakin çay içmek fakirlikse en fakir benim ulan diyen milyonlarca insan çıkacaktır.
soğuk çayı marjinal bir içecek gibi içip, çaya bok atan insanların sikimsonik düşüncesidir. aynı şekilde ingilizler içine süt katınca da çok bir marjinal olur bu meret. fakat türk insanı tavşan kanı gibi demleyip içtiğinde fakir içeceği oluyor. çay birliktir, beraberliktir, sohbettir, muhabbettir. üzerine edebiyatlar bile yapılmış bu içeceğe fakir içeceği deniyorsa, ben fakir içeceği içiyorum ama sizin gibi ruhu fakir biri değilim.
fakirlik buysa dünyanın en fakiri olmaya hazır binlerce insan vardır ayrıca önemli olan insanın gönlünün fakir olmamasıdır. (bkz: delikanlı adam çay içer)
ajitasyondur.
orta okulda o kadar fakirdim ki bir ekmegi ortadan bolerek paylasan arkadaslarima bakar yutkunurdum.
onlari gizlice seyreder, gittiklerinde dokulen ekmek kirintilarini toplar, yerdim.
universitede kafeye takilan arkadaslarima ayip olmasin diye yanlarinda giderdim.cay icecek dahi param olmadigindan onlar yiyip icerken yok sagolun midem rahatsiz vi sey yemeyecem icmeyecem derdim.
o kadar fakirdim ki kiz arkadasimla her bulusmamda ya cuzdani mi unutuyordum ya evden hala para yatmadi yarin yatar yalanini soyluyordum.
fakirlik basa bela amk.
çay kahve gibi hayatın ta kendisir. acı, tatlı yaşanmışlıklar vardır mutluyuz çay söyleriz mutsuzuz gene çay söyleriz.. milli içecegimizdir akşam televizyon izlerken de iyi gider. bu yüzden zengin fakir ayrımı çaydan yapılamaz genel olarak 1-3 arası degişir fakat siz gidip 10-15 liraya içebilirsiniz bir bardak yahut fincan çayı.
*sonra çay bize bir gerçeği daha öğretti; bekleyen her şey soğur, acır ve bayatlar.
*çay kalabalıgı sever, kahve yalnızlıgı.