tam böyle yavaş yavaş keyifle tadına vara vara içeyim belki benden de bir çay şairi çıkar diyorum, evdekiler ben 2. bardağın sonuna gelmeden demliği bitiriyorlar.
bu sefer de çaya doyamıyorum. insan ananesine dayısına lan bu amk demliğini nasıl bu kadar çabuk bitiriyonuz koca demlik lan da diyemiyor.
zamanla yarışır gibi çay içiyorum 3-4 bardak içebileyim en azından diye, ağzım yanmasın zaman da kaybetmiyim diye ilk yudumları höpürrttt diye alıyorum olum ben ne edebiyatı?
he su var bak, suyun sırrı edebiyatı mucizesi filan olabilir. düşünüyorum öyle şeyler.
son zamanlarda revaçta olan akımdır. türk ailesinin bir parçasıdır, samimidir. bu yüzden edebiyatı yapılır. fakat sosyal paylaşım sitelerinde sürekli çayla ilgili görseller, mısralar, yazılar paylaşılmasıyla beraber prim noktasına dönüşmeye başladı.
çay demli içilir,
çay şekersiz içilir,
çaysız muhabbet olmaz gibi yorumlar çıkmaya başladı.
neticede çay bu, abartılacak bir yanı yok. herkesin zevki kendine, tadında bırakalım.
Şimdi bir insan düşünün, pek parlak bir zekası yok, geleneklerine çok bağlı, kendi ifadesiyle fotoğraf tutkunu (sokak tavanına asılı renkli şemsiyeler, elde tutulan çınar yaprağı ve yakın çekim çay bardağına hdr filtresi basıyor, fotoğrafta kendisi varsa asla yüzünü göstermiyor), kaligrafiye ilgi duyuyor, bilgisizliğin verdiği mutlulukla dolup taşıyor, erdem özveren, Fatih yağcı gibi tipleri takip ediyor. Kafanızda o tip ortaya çıktı değil mi? Şimdi bana tek bir sebep söyleyin bu oluşum çay edebiyatı yapmasın da ne yapsın? Çay candır kardeş hehhe ca.. Ya Feridun abi.. Ya ne kadar aptal aptal..!
içeceği yapılması gereken son bitkiyi alıp önümüze çok leziz bir içecek gibi sunmayın. Böyle konuşa konuşa overrated yaptınız helal olsun. Sizin çaydan bahsettiğiniz kadar Ömer Hayyam şaraptan bahsetmedi be.