Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet'in hamamında yıkandıgı, 4. Murat'ın avlanmak için de kullandıgı ve cok ender olan erguvan ciceklerinin yetistigi dinlenmek ve piknik için istanbul'un 1 numaralı ilçesidir...
istanbul un yeni gelişmekte olan ilçesi. Üçüncü havalimanının ilçenin kestanelik köyüne yapılacağı ve üçüncü otoyolun da ilçenin kuzeyinden geçeceği konuşularak arazi fiyatlarında ciddi manipülasyonların yapıldığı bir yer olan çatalca daki ciddi gelişim gözlerden kaçmamakta. ilçe gerçekten kendini aşmaya başladı. kaymakamı yüksel ayhan dır.
401, 402, 403 ve 404 numaralı dört farklı özel halk otobüsü hattıyla ulaşılabilecek istanbul'un taşra ilçesi. istanbul'daki nüfussal büyüme hiç sekteye uğramazsa bir zaman sonra bu entry'deki taşra ifadesi anlamını tamamen yitirmiş olacak o başka tabii. saydığımız otobüs hatlarından 401 olanı çatalca merkez e kadar gitmektedir ve ortalama 5 dakikada bir kalkışı vardır. akşamları sefer aralığı biraz daha seyrelse de sabah 6:30 dan gece 24 e kadar yenibosna metrodan bu ilçeye ulaşma imkanı mevcuttur. diğer otobüs hatlarıysa saatte bir kalkan ve çatalca'dan ileriye bu ilçeye bağlı olan yerleşim birimlerine; sırasıyla binkılıç, çiftlikköy ve karacaköye giden otobüslerdir.
cumhuriyet'in ilk yıllarında Atatürk'ün emriyle vilayet olan ama daha sonra bilinmeyen bir nedenden ötürü vilayetlikten çıkarılan doğup büyüdüğüm güzel ilçe.*
20 dakikalık mesafe olan büyükçekmece-çatalca arası için 2.50 tl ücret alan otobüslere sahip vilayet. Enteresandır büyükçekmece yenibosna arası aynı yolun nerdeyse 3 katı olmasına karşın ücreti 1.40 tl'dir. istanbul'a gitmek bir azaptır. birde her daim arabaları boştur.
büyük şehir belediyesine bağlanmadan önce erguvan-mor-beyaz renklerde otobüsleri olan, şirin ilçe. erguvan da çatalcanın simgesidir ayrıca, eskisi kadar olmasa da pek çok yerinde hala rastlarsınız erguvan ağaçlarına.
ayrıca çatalcalıların bile çoğu bilmez, çin seddinden sonra en büyük surlara ev sahipliği yapar.
her ne kadar şimdi taşra olarak nitelendirilse de değildir, keza istanbul'un en eski yerleşimlerindendir ve yüzölçümü olarak istanbul'un en büyük ilçesidir. istanbul'un avrupa yakasına da "çatalca yarımadası" denilmesi de bundandır.
ayrıca dünyadaki diğer metropoller gibi kaymak tabaka tabir edilen pek çok kişi, şehre yakın ama şehirden çok farklı olan bu bölgeden arsa, ev, villa, vs. almaktadır. sebebi ise bazen kaçış yeri olarak kullanma, çoğunlukla da çocuklarını büyütebileceği temiz, düzenli, doğal bir hayat kurma arzudur.
otuz dokuz istanbul ilçesi arasında 2009 yerel seçimlerinde dtp'ye bir oy bile verenin olmadığı tek yerdir.
ek bilgi :dtp'ye en az oyu veren diğer ilçe on iki oyla şile olmuştur.
Yüzölçümü itibarıyla istanbul'un en büyük ilçesidir, okur-yazar oranı da %99 civarındadır. hafta sonu ailece toplanıp gidilebilecek gezilebilecek piknik yapılacak bolca yeri vardır. doğup büyüdüğüm halen yaşadığım yerdir.
yüzölçümü bazında istanbul'un en büyük ilçesi. aynı zamanda çocukluğumun geçtiği ilçe. sever miyim, sevmez miyim bilinmez fakat bir noktadan sonra sıktığı gerçektir.
tez zamanda tası tarağı toplayıp cep teli ve interneti atıp herhangi bir köyünde balıkçılık ile ormancılık yapmayı düşündüğüm, hiç görmeden içten gelen bir duyguyla sevdiğim ilçe.
çatalca otobüsünde bir gün:
otobüs tıklım tıklım,adamın biri otobüse hala binmeye çalışmaktadır.otobüs adamı alamaz ve devam eder,muavin şöyle der:
BASMAĞA YER YOK PiNMEĞE ÇALIŞIR.
istanbul'un güzide semtlerinden sayılabilir. son 10 sene içinde kalabalıklaşan, yabancılaşan, güzelliğini kaybetmeye başlayan yaşadığım ilçedir. avrupa tarafında ki orman köyleri görülmeye değerdir. hafta sonları bu köyler malesef ki şehir içinden gelenler tarafından istilaya uğrar. bu ilçenin yerlileri misafirperverlikleri ile ün salmışlardır. şu an belediyesi cumhuriyet halk partisinden aday olup başkanlığa gelmiş çok sevilip sayılan eski öğretmenlerden(ki kendisi benimde öğretmenimdir) cem kara idaresindedir. yalıköy ve civar köylerinde kamp için çok uygun yerler bulunmaktadır.
annemin ailesinin yıllarca yaşadığı yerdir. girişindeki ali çavuş durağı adını köşedeki bakkalı yıllarca işlettiği için dedemden almaktadır. köyleri ayrı merkezi ayrı güzeldir ancak ne yazık ki o da modernleştirilmek adına betonlaştırılan ilçelerimizden olmuştur.
1926 yılında mustafa kemal'in emri ile, istanbul'a bağlı bir ilçe haline getirilmeden evvel; bir vilayet'idi. bugün yüzölçümü babında istanbul'un en büyük ilçesidir. en küçük ilçe güngören'in 10 katı kadar büyüklüğe haizdir.