ayıp eden misafirdir.
artik ne ben onun yanaklarimi sikacagi sekilde kucugum ne de o... (buraya bisi bulamadim) neyse... ben buyudum artik. bir de dizilerdeki gibi gun boyu evde oldugumuz halde baloya gider gibi de giyinmiyoruz. rahat pijamalar falan... sen hala eski yaşım veya samimiyet varmis gibi catkapi geliyorsun.
En kötü misafirdir. En uygun olmayan vaktinde kapı çalar, delikten bakarsın ve görürsün ki sülalece gelmişler. Aman Tanrım dersin ve giyinmeye başlarsın evi şöyle bir düzenleyip kapıyı açarsın. Sonuç olarak bu misafirlikten kendileri de çok hoşnut olmayacaklardır.
Evde en paspal halinizle yalnızsanız misafir de çok tanıdık değilse sıkıntılı bir durumdur. Diğer durumlarda genelde evin annnesi sıkıntıya düşer o yüzden günümüz iletişim çağında haber vermeden gelen misafir ayıp ediyordur.
annemin bir arkadaşı var. tam da bu profile uygun.
ulan saat 22.00 olmuş, aile evi burası. çat kapı misafirliğe gelmek nedir ? atlet şort sıcaktan bayılmış şekilde evde dolanan insanlarız. derdin ne geliyorsun bu saatte ?
Yakınlık derecesine, beslenen sevgi düzeyine göre, farklı tepkiler verilebilecek misafirdir.
Mesela Yakın dostlarım ya da ailem gelince, sevgiyle gözlerim parlar, çılgın sevinç gösterileri yaparım falan filan...
ağzına yüzüne kürekle vurulması gereken misafir. tam hatunun baldırı sıkıyorum kapı çalıyor cik cik cik cik diye. telefon diye bi şey var terbiyesiz. öyle habersiz gelirsen böyle izlersin saygı duruşunda askeri.
insanı gerim gerim geren misafirdir. Arkadaş tam bir yere gidilecektir hop kapı çalınır ve misafir kapıya damlar. Hadi iki saat konuş muhabbet et işin yoksa. Al kaçtı işte alışveriş hevesi.
Şaşırtıp, hafiften moral bozsa da, baş göz üstünedir.
Biz böyle gördük!
Tamam düşüncesizlik etmiştir, şakkadanak gelivermiştir, napıcan?
Kovacan mı?!
Çayını çorbasını ikram edip, erkenden yol alması için dua edicen o kadar.
Ama bazı can yoldaşları vardır ki, onların her daim açık çekleri vardır.
Zamanın, günün, gecenin, zerre önemi yoktur.
iyi ki varlardır.
Ben bunların geçmişini s*keyim. Bir de sevimlileştirmek için tanrı misafiri falan demişler. Ne tanrısı ne misafiri ulan? Bundan daha büyük bir densizlik yok abi. Hele ki cep telefonlarının hayatımızın her alanına hükmettiği bu zamanda. Ya dışardasındır, görmek istemişsindir, eyvallah. Ulan iki dakika bi ara ya... gelmeden 5 dakika önce bir sor kardeşim müsait misin diye. Ev dağınık mı, migren krizi mi geçiriyorum, sevişiyor muyum, kimin umrunda aq.
Eskiden iran'da, artık günümüzde uygulanmayan bir gelenek varmış. Ev sahibi misafirin tekrar gelmesini istemiyorsa arkasından tuz dökermiş. Yemin ediyorum muhteşem bir gelenek ya. Acilen buraya gelmesi lazım bu geleneğin. 1 çuval tuz feda olsun bıktım ulan!
Can sıkar. Birde bunlar gelince evin her yeri rezalet ve pistir. Üstünüzde de salaş ve diz yapmış pijama vardır. Kapı deliğinden bakıp hass deyip ne yapacağınızı şaşırırsınız. Misafir cazgırsa hadi hadi ayak seslerinizi duyduk açın kapıyı derler. Uzu lafın kısası çok bebat bir durum. Geleceğinizi haber verin hazırlık yapalım yani.
Hasret kaldık, evler o kadar yalnız ki. Eskiden komşuluk kavramı vardı, kimse kimseyi evinin temiz yada kirliliginden, dağınıklığından yargılamazdı, hepimiz tertemiz fakirdik. Hemen ocaga çay konulurdu, evde ne varsa sofraya, evin cocugu bakkala yollanırdı gizlice. Hatırlıyorum annem un su tuzla harika pisiler kızartırdı yağda, yanına peynir, reçel, zeytin hepsi ev yapımı, salata domates mis gibi kokardı. Gülerdik, mutlu olurduk, cocuklarla minderlerden atcılık filan oynardık.
Ben istiyorum gelin cat kapı yaa, çok istiyorum. Ama komşuların kim olduğunu bile bilmedigimiz bir devrin insanı olduk.