Rıdvan akar ın kaleme aldığı, şike haberlerinin getirdiği kara bulutları dağıtan, Beşiktaş'a yakışan manifestodur. siyah beyazın fon olarak kullanıldığı, tüm renklere seslenilen manifestoya bile bok atanlar hala idrak edememiş; Beşiktaş bireylerin, unvanların değil, ona gönül verenlerindir. fitbol da üç puandan, trilyonlardan ibaret değildir, üzerindeki renk ne olursa olsun forma aşkıyla bağırabilmektir.
Kaybettiğimiz, üzüntüden kahrolduğumuz maçların nasıl parayla satın alındığını, nasıl ‘ille de başarı’ diyenlerin hayatımızın biricik sevdasını istismar ettiğini öğreniyoruz. Bugün maaşımızdan arttırdığımız bir biletin, umudumuzu bağladığımız bir kuponun, harçlığımızdan biriktirdiğimiz bir deplasman biletinin ardında aslında ne oyunlar oynandığını, ne hile ve düzenbazlıklar olduğunu öğreniyoruz. Bugün sevdalandığımız renklerin süregelen soruşturmanın sadece mağduru değil, zanlısı da olabileceğini öğreniveriyoruz
Mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen bütün Beşiktaşlılar bizim için masumdur, onlara ön-yargı ile bakmayacağız. Ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz. Acı ve sancılı da olsa doğrusu budur. Artık ‘o’ Beşiktaşlılar bize bizden olduğunu kanıtlamak zorunda…
‘Şimdi iki takım var’ Biri namuslu ve dürüst olanların takımıdır. Diğerinde ise şikeci, düzenbaz ve hile ile çıkar peşinde koşanlar var. Biz Beşiktaşlılar ilkini temsil ediyoruz.
Artık aidiyet değil hukuk devrede. Adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünürüz. Zira biliriz ki ortada Beşiktaşımızı zan altında bırakacak bir iddia varsa. biz utanacağız. Eğer puan ya da kupa için anlaşılmışsa o kupaya saygı duymayacağız.
Kimse ‘Beşiktaşk’ dediğimiz için her şeyi mubah göreceğimizi beklemesin. Biz sevdiğimiz renklerin sevdalısıyız, belalısı olmayacağız. Diyoruz ki, arının... Temizlenin... Masumiyetinizi sadece yargıya değil bizlere de kanıtlayın. Sizi kucaklayalım. Ama siz de arınıncaya, temizleninceye kadar Beşiktaş’la aranıza mesafe koyun. Beşiktaş’a yapılacak en büyük iyilik budur.
‘Siyah kurdele’ önerisi
Diyoruz ki, tarihi bir fırsat elimizdedir. Efsanevi başkanımızın diliyle adlandıralım. ‘Fitbol’da temizlik hareketini’ biz başlatalım. Formalarımıza, atkılarımıza bir siyah kurdele bağlayalım. Bilelim ki o kurdele sahibi olan bizler ‘Fitbolda Temizlik Hareketi’nin erleriyiz. Manifestomuzu birlikte yazalım.
Ey diğer renklere gönül verenler... Bu yazıdaki bütün Beşiktaş sözcüklerinin yerine kendi takımınızı, siyah beyaz yerine kendi renklerinizi yazın.
Var mısınız?
--spoiler--
sadece çarşı grubuna değil; namuslu ve dürüst olanların tuttuğu takımlarına, gerçek bir taraftar olabilmenin ne olduğunu anlatmaya çalışmış bir bildiridir.sporun halen tam olarak ne olduğunun anlaşılmadığı ülkemizde kraldan çok kralcı olmaya artık son verilmelidir. taraftarlar olarak her şeyi kabul etmeye değil, beklentilerimize ulaşılması için çalışalım, kandırılmayalım. yalnızca çarşı grubuna değil biz türk taraftarlarına bu yakışır.
hem akıllara,hem gönüllere hitap eden çağrıdır.
hem beşiktaşlılara,hem diğer renklere gönül vermişlere davettir.
zamanında '' ahmet dursun seba gitsin '' diye bağırmış insanlar olarak, onursal başkanımıza ettiğimiz ayıbın çok gecikmiş özrüdür, kendimizi vicdanlarımızda, cümle alemin önünde mahkum ettiğimizin resmidir.
bu kulübün,mühür elinde bulunsa bile demirören'in değil, biz gönül vermiş taraftarlara ait olduğunun haykırılmasıdır.
denilebilir ki, bu bildiride yazılanlar romantizmdir, hayatın gerçekleriyle bağdaşmamaktadır. iyi ya, bizim beşiktaş'a, onların fener'e ,cim bom'a bağlılığı gönül ilişkisi değil de nedir? kızsak ta birbirimize, nefret etsek te karşılıklı, çıkış noktamız takımlarımıza olan aşkımız değil midir?
bir takım kirli insanların bu halisane duygular üzerinden rant elde etmelerine karşı yine sessiz mi kalacağız?
bu çağrının beşiktaşlılardan gelmiş olmasına kimse gönül koymamalı, herkes kendi formasını giyip, kendi bayrağıyla buna imza atmalı,can-ı gönülden. sonra çıkıp kıran kıran topumuzu oynarız, hak edenin kazandığından emin olduğumuzda hiç bir şey koymaz,hiç birimize koymaz. pardon bi yere koyar, o da endüstriyel fitbolun taa bi taraflarına.
Aklı selim bir beşiktaşlının, bizlerin duygu ve düşüncesinin metin haline getirilmiş halidir. çarşı hep olduğu gibi yine bir beşiktaşlının esas duruşunu kamuoyuna sunmuştur. Hepimiz taraftarız lakin hepimiz şerefsiz olmak zorunda değiliz.
tayfur havutçu ve serdal adalı ya bir nevi ayıp edilmiştir.
çarşı nın ," bizde şike varsa çıksın ortaya hemen " demesi beşiktaşlı
duruşuna
yakışır bir pozisyon almak için yapılsa da. cümle alem biliyor ki beşiktaşın 100. yılı da dahil hiç bir şaibe olayına karışmışlığı söz konusu bile değildir.
çarşı şike ye bakış açısını gösterirken ve hazır soruşturma yürütülüyorken önce 2004 de 15 puan dan nasıl şampiyonluk gitti önce bunun hesabını sorsun .
(bkz: bu lig için fazla temiziz diyen beşiktaşlılar) başlığı altında ki yazımdan alıntıdır.
--spoiler--
o beşiktaşlılar bir tutuklama kararı verilirse, bizi bu hallere sokan yönetimle hesaplaşılacaktır, ne yürüyüş yapılacak ne sağa sola saldırılacaktır. çarşı zeytinyağı gibi üste çıkmaya kalkarsa onlarında bu işin içinde olduğu anlamını çıkarırım ki bu grubunda stada girişinin yasaklanması için gerekli itirazı gerekli yerlere yaparım.
--spoiler--
çarşı pisliği savunmamaştır. kendilerine teşekkür ederiz. yazının altına imza atarım.
başkanını cezaevine sevkeden aracın önünü kesip bırakın lan amına koduklarım diye bağıran fenerbahçe taraftarından milyon kere daha onurlu taraftardır. onlarda diyorlar şu anda onları suçlamıyoruz diye ama beşiktaşla aranıza mesafe koyun da diyorlar. aklanın gelin diyorlar. fenerbahçe taraftarı gibi sivas maçından önce ya bir kaza olursa diye soranlara üçüncü kez olmaz aziz başkan riske atmaz deyip sonra şike iddiası ortaya çıkınca da bırakın lan biz pür pak bembeyazız lan serbest bırakın başganı demiyorlar.
çarşı bu konuda öteden beri dürüst bir çizgi izlemektedir. bazen bu konuda kulübüyle ve sahadaki takımıyla ters düşmektedir. beşiktaş'ın da zaman zaman şike olaylarına karıştığını herkes biliyor, ama çarşı bunlara karşı hep tavır almıştır.
galatasaray'ın şampiyon olduğu sene beşiktaş'ın galatasaray'a yatmasını ve galatasaray'ın da bu sayede şampiyon olmasını hatırlıyorum. çarşı, sahadaki takımını şiddetle protesto etmişti.
bu konuda temizdir - öyle biliyoruz- ve konuşmaya da hakkı vardır.
--spoiler--
bugün sevdalandığımız renklerin süregelen soruşturmanın sadece mağduru değil, zanlısı da olabileceğini öğreniveriyoruz.
mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen bütün beşiktaşlılar bizim için masumdur. onlara önyargı ile bakmayacağız.
"ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz". acı ve sancılı da olsa doğrusu budur.
--spoiler--
--spoiler--
"Masumiyetlerini kanıtlayıncaya kadar ne büyük diye bağırırız ne de yanındayız diye destek veririz". Artık aidiyet değil hukuk devreye girmiştir. Adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünürüz.
Zira biliriz ki eğer ki ortada Beşiktaşımızı zan altında bırakacak bir iddia varsa. Biz utanacağız.
futbol endüstriyelleşmiş olabilir.
ama biz malul/meta değiliz.
taraftarız.
seyirciyiz.
renklerine sevdalandığımız tutkunlarız.
hangi beşiktaşlı başarısızlıktan dolayı takımını terk etmiş?
hangi beşiktaşlı yenilgiden sonra takımına küsmüş?
hangi beşiktaşlı harama tevessül etmiş?
yıllardır söyledik. şimdi bağırmak zamanı.
şerefinizle oynayın, hakkınızla kazanın!
beşiktaşı bir değerler manzumesine dönüştüren, duruşumuzu borçlu olduğumuz iki abide isme yakışanı yapın.
biz beşiktaş taraftarları
elle atılan golle hüzünlendik. hak etmemiştik.
kendini yere atıp penaltı kazanan oyuncuya öfkelendik. hak etmemiştik.
rakibine dirsek vuranı, çelme takanı ıslıkladık. efendi davranılmamıştı.
haksız yere ceza gören rakip oyuncuyu savunduk. eyyamcı hakem diye bağırdık.
böyle olmalıydık.
gündelik yaşamımızda peşinde koştuğumuz ahlakı, erdemi, dürüstlük ve olgunluğu sahada da görmeliydik.
bizler haticenin ahvalini de önemseyen, neticenin ille de başarının biricik kriteri olmadığına inananlardık.
bugün türk futbolu büyük bir sınavdan geçiyor. kaybettiğimiz, üzüntüden kahrolduğumuz maçların nasıl parayla satın alındığını, nasıl ille de başarı diyenlerin hayatımızın biricik sevdasını istismar ettiğini öğreniyoruz.
bugün maaşımızdan arttırdığımız bir biletin, umudumuzu bağladığımız bir kuponun, harçlığımızdan biriktirdiğimiz bir deplasman biletinin ardında aslında ne oyunlar oynandığını, ne hile ve düzenbazlıklar olduğunu öğreniyoruz.
bugün sevdalandığımız renklerin süregelen soruşturmanın sadece mağduru değil, zanlısı da olabileceğini öğreniveriyoruz.
mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen bütün beşiktaşlılar bizim için masumdur. onlara önyargı ile bakmayacağız.
ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz. acı ve sancılı da olsa doğrusu budur. artık o beşiktaşlılar bize bizden olduğunu kanıtlamak zorundadır. zira bizim yıllardır perde arkasını bilmeden- yaşadığımız düş kırıklığını kayseride yaşayan boz baykuşlar ile empati kurmadan gerçeğin peşinde koşamayız.
şimdi iki takım var. biri namuslu ve dürüst olanların takımıdır. diğerinde ise şikeci, düzenbaz ve hile ile çıkar peşinde koşanlar var.
biz beşiktaşlılar ilkini temsil ediyoruz. etmeliyiz.
onun içindir ki masum olduğuna inandığımız, sonuna kadar inanacağımız zanlı beşiktaşlılarla aramıza mesafe koymalıyız. masumiyetlerini kanıtlayıncaya kadar ne büyük diye bağırırız ne de yanındayız diye destek veririz. artık aidiyet değil hukuk devreye girmiştir. adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünürüz.
zira biliriz ki eğer ki ortada beşiktaşımızı zan altında bırakacak bir iddia varsa. biz utanacağız.
eğer ki puan ya da kupa için anlaşılmışsa o kupaya saygı duymayacağız.
eğer ki bir kişi bile vaatle beşiktaşa karşı yeterince koşmamışsa biz sevinemeyeceğiz.
kimse beşiktaşk dediğimiz için her şeyi mübah göreceğimizi beklemesin. biz sevdiğimiz renklerin sevdalısıyız, belalısı olmayacağız.
diyoruz ki:
arının temizlenin masumiyetinizi sadece yargıya değil, bizlere de kanıtlayın.
sizi kucaklayalım. coşkuyla gücünüze güç katalım.
ama siz de arınıncaya, temizleninceye ve masumiyetinizi kanıtlayıncaya kadar beşiktaşla aranıza mesafe koyun. beşiktaşa yapılacak en büyük iyilik budur.
diyoruz ki:
tarihi bir fırsat elimizdedir.
adını dürüstlüğü ile bizleri şerefli ikinciliklerle onurlandıran efsanevi başkanımızın diliyle adlandıralım. fitbolda temizlik hareketini biz beşiktaşlılar başlatalım. formalarımıza, atkılarımıza bir siyah kurdela bağlayalım. bilelim ki o kurdela sahibi olan bizler fitbolda temizlik hareketinin erleriyiz.
manifestomuzu birlikte yazalım.
ey diğer renklere gönül verenler
bu yazıdaki bütün beşiktaş sözcüklerinin yerine kendi takımınızı, siyah beyaz yerine kendi renklerinizi yazın
var mısınız?