yaratıcılıkları, bazı gençleri kıskançlık krizlerine sokan, jimnastik kulübümüzün taraftar grubudur.
ayrıca migros tribününde olanları, su deposu -ali sami yen- patlatılmasını halı altına süpürüp, "tezahürattan uzaklaşmış" dedikleri, her maç 90 dakika susmadan tezahürat yaptığı unutulan tribün grubu.
"tribün grubu sadece futbolla ilgilenmez, ülke ve dünya sorunlarına karşı duyarlıdır" önermesiyle yola çıkan bir grup olmasına rağmen anarşist tavırlarının feci şekilde reklam koktuğu tribün grubu.
bir gün önce sinan engin'e karşı olduklarını vurgulayan birkaç pankartı tribünlerinde dalganlandıran, ertesi gün ise liderleri alen markaryan ve bir gün önce karşı oldukları sinan engin'in bir basın toplantısında görüldüğü ve oldukça ilginç bir oluşum olduğu bir kez daha gözler önüne serilen güruh...
gecenin 3 ün gelip stat bastık diyen genç fblilere en güzel yanıtı gerçekten stat basmanın nasıl olduğunu göstererek veren büyük bir taraftar grubudur.
132db ses rekorunu kırıp dünyada eşi benzeri olmadığını gösteren bir gruptur.
Sevinmek için sevmeyenlerin grubudur.
Yıkılmayan son barikat BJK ya aşık olanların oluşturduğu taraftar grubudur
diğer takım taraftarlarının aksine siyasi bir duruşu olan bu yönle sempatimi kazanmış taraftar grubu. gerçi balıkesir de bir duvarda hakkında yazılı olan "çarşı her boka muhalefet" yazısı gülmeye sebebiyet versede iyidir hoştur.
diğer takım taraftarlarının fazlasıyla çekindiği, aynı zamanda özendiği, saygı duyduğu, yönetimine ve futbolcusuna, hiçbir takımın olmadığı kadar etki edebilen, taraftar gibi taraftar olmayı becerebilen tek camia.
çoğunluğu işsiz güçsüz, ipe sapa gelmez insanlardan oluşan, maç günleri olmadık rezillikleri yapan bir oluşum.
erkekliklerini ve takım sevgilerini, karşı takıma küfürlü marşlar besteleyerek, rakip taraftarları döverek -ki bundan dolayı övünür bunlar- ispatlmaya çalışan topluluktur.
en tanınanları oldukları için isimleri ile belirtmekle birlikte takibi de tek değiller. diğer büyük kluplerinde böyle ayak takımları var tabiki de.
eğer türk futbolunun bugün içinde bulunduğu seviyesizlikten bir an önce kurtulmasını istiyorsak bunlar gibi, türk futbolunda mantar niteliği taşıyan insanları temizlememiz gerekmektedir.
Kapalıda bir kere bulunmuslugu mac izlemisligi olmayanın anlayamayacagı bir olusumdur. Kapalıda mac seyrederken yas farkının, mevki farkının bi önemi kalmaz. eger kapalıdaysan tek bir sıfatın vardır. ''Besiktas in askeri'' Eger kapalıda besiktas icin bagırıyorsan yanında susan kendinden 10 yas büyük adama dönüp o gazla '' bagırsana ne susuyosun?'' diye bagırabilirsin. O adam sana tepki vermez hatta kendinden utandıgını anlarsın yüzüne baktıgında. 10 sn sonra bir daha bakarsan gırtlagını patlattıgını görürsün. Carsi mac anında tek vücut olur. Herkes birbirinin ailesidir, kardesidir, babasıdır. istediginiz kadar bok atın. Carsı yıkılmadan kapalının ortasında besiktas a can vermeye devam edicek.
çarşı türkiye'nin en organize en yaratıcı taraftar gurubu; bu konuda itirazı olabilecek tek bir insan evladı dahi yoktur. ayrıca hayat karşısında duruşlarını tribünlere taşıyabilmiş yegane taraftar topluluğu. her şeye karşılar. beşiktaş'ın o sürekli bahsi edilen "ruh"unun arkasında bu gurup var(mış).
benim anlayamadıklarım buradan sonra başlıyor. pascal'ı terbiyesizliği için gönderen, bu yıl yapacağı bir transferden benzer sebeplerle vazgeçen yönetime menajer tercihinden dolayı tepki gösterecekler mi? yoksa solculukları yalnızca grup yorum şarkıları söyleyip nazım şiirleri okumak mı? belki de biz alattin çakıcı'yı yanlış tanıyoruz.
besiktas' ın ortasına "çarsı her seye karsı ama kan bağısına değil" seklinde kızılay la ortak pankart asan,
balıkcılar carsısının oraya da askına "seni seviyorum" seklinde pankart asan ve adının altına da carsı imzası atan enteresan, renklerine bu kadar bağlı taraftarların olusturduğu gercek besiktaslılardır, bir galatasaraylı olarak beğenerek izlerim kendilerini..
adlarını sağa, sola, duvarlara, pankartlara yazarken, a harfini çembere alan gruptur. o a'nın kenarları çemberi de keser. garip bir durum ki, değme faşistlerden beşiktaşlı olanları dahi sempatiyle bakarlar o zaman bu gruba; "bizim çocuklar", "asi çocuklar", "harbi çocuklar", "delikanlı çocuklar" tamlamalarıyla başlarlar "çarşı"dan bahsetmeye.
yer yüzünde yoktur olmaz türk'e denk/korku bilmez so-yu-muz evlatları hep aynı oysa. o a'yı çarpıttıklarına göre, diyorlar ki bize; anarşist çarşı. çarşı, anarşist. halbuki muhalif kalıpları içinde kalsa pek bir sorun olmayacak da, işin içine anarşistlik girince bir tuhaf oluyor. hakikaten bir acayip yerdeyiz, bir acayip dönemdeyiz. bizde kendine anarşist diyen çocuklar bile vatansever, allah devletime milletime zeval vermesinci, atam izindeyizci. dünyanın hangi yerinde kendine anarşist diyen bir grubun, eline bir ülkenin bayrağını alarak gururla salladığına tanık olabiliriz? burada olabiliyoruz işte. "bütün devletler katildir" şiarını kendine düstur edinmiş anarşizmden arak bir çarpık a ile adını yazan çarşı, nasıl olabiliyor da elde türk bayrağı sallayabiliyor? şimdilerde ş'yi de orak-çekice benzetiyorlar. hadi o a harfi ile orak-çekiç yanyana gelmezliğini görmezden gelelim de, e artık bu kadarına pes demeyelim mi?
kendine anarşist demek zorunda değilsin, kavramların içini boşaltma yeter.
çarşı herşeye karşı, çarşı kendine de karşı da, anarşist çarşı bütün devletlere de karşı mı?
bu sevda bitmez hasret bitmez
isteyene gider hiç farketmez
bu alemde çarşı herkese karşı
allah affeder çarşı affetmez
bursa maçında ilk 5 dakkalık suskunluğun ardından o derin sessizliği bu marşla öyle bir yardı ki çarşı istanbulun yedi tepeside dinledi ardından saygıyla eğildi...
Hangi takımı tutuğunuz önemli değildir onları sevmek için. Onlar bana göre futbolun sadece futboldan ibaret olmadığı kanıtlamışlardır.Şu toplumu ilgilendiren en ufak bir olayda eller üstünde onların atkılarını flamalarını gördükçe imrenerek bakıyorum. Sadece sahada değil sahanın dışında da Beşiktaş ruhunu taşımayı gaye edinmişler. *
Ve son söz; "ah ulan Galatasarayımın da böyle bir taraftar grubu olsa ya.."
hiç bir zaman kendi reklamlarını yapmamışlardır. medyanın gözü sürekli çarşı'nın üstünde olduğundan bu durum başka takım taraftarlarının canını sıkmakta ve bu kişiler çarşı'ya çamur atarak bir şekilde gündeme gelmeye çalışmaktadırlar. bu durumu sözlükteki yazarlarda bile net olarak görebiliyoruz.
ayrıca olaya taraftar grubu gözüyle bakarsak, bunun en basit örneği bursa şehrinin takımıdır. ama şimdilerde bu konu gittikçe moda olmaya başlamakta ve bursa takımının başlattığı bu akım meksika dalgasına dönüşerek, diğer takımlarda da popüler olmaya başlamıştır.
çarşı; beşiktaş'ın yıkılmayan son kalesi durumunda kalacak olsa dair, kimsenin beşiktaş'ı yıkmaya gücü yetemeyecektir. beşiktaş'ın askeri, çarşı'nın neferi olan gönülden bağlı bu taraftar, buna asla izin vermez..
barış akarsu zaman zaman beşiktaş tribünlerinde görülmüş, milyonlarca hayranı olan bir sanatçıdır ve çarşı ruhunu bünyesinde barındıran bir taraftardır. kendisi vefat etmiştir ve cenazesi için bu taraftar grubu, tribünde omuz omuza olduğu insanı son yolculuğuna uğurlamak ve vefa borcunu ödemek için organize olmuştur. olay tamamiyle bundan ibarettir. yoksa siz sanıyor musunuz ki "medya bizi göstersin, biz meşhur olalım ya da gündemde kalalım" gibi düşünceler barındırdığını? geçin bunları, geçin.. çarşı bunları çoktan aştı..