Çarşı izninde yapılan en güzel şey adam akıllı bir kahvaltı yapmaktır.
Hergün sadece peynir, zeytin, reçel yemekten gına geldiği için askerlikten en çok özlenen şeylerden biri kahvaltı oluyor. Masanın güzelce donatılmış iştimaya gecikme derdi olmadan rahatça yapılan bir kahvaltı bünyeye çok iyi gelir.
sabah çıkarken güzel de dönüşü acı verir genelde. herkes gezer tozarken sen kuzu kuzu birliğe dönersin gerçi bu da alışkanlık yapıyor bi kaç ay sonra üzmüyor artık.
Yatılıda okurken çarşamba günü çarşı iznimiz vardı.
Ama anarşist ruhum bu kuralı tabi ki ayaklar altına alıyordu. Haftanın 3 günü kaçardık yurttan. Son giriş saati 17 iken, ben ve kardeşlerim çoğunlukla 22de gizlice kapıdan içeri süzülürdük. Ve hiç yakalanmazdık işin tuhafı.
Yani yaşadık yurt hayatını, bayağı güzel yaşadık hem de.
Özlemişim.
Çarşı iznine müteakiben dönüş yolunda Akıllı telefonlar don içerisine yerleştirildi. -naptınız lan çarşıda telefon varmı lan iyice arayın şunu
-yohtur gomtanım bende bişey.
Kars da küçücük bir dükkanda menemen yapan abi vardı, kahvaltıya oraya giderdim. Bakır tavada sıcacık soba yanında afiyetle yerdik. Çarşı izni bizim için menemen demekti
ulan şimdi düşününce afakanlar basıyor aklıma geldikçe...
ki bu usta birliği değil acemi birliğinde.
bizden 10-15 kişi çarşı izni yasağı yemişti 2 hafta.
ulan nizamiyeye baktım. nöbetçilerde yasak listesi falan yok. bizim yasak da cüzdana işlenmiş bir yasak değildi. çıktım gittim. safranbolu ya geldim. baktım tam bizim antebin kırsalındaki gibi bir tekel bayi. camdan içeri görünmüyor, toz pas. girdim içeri "abi burada içsem olur mu?" dedim birayı... ehh geç otur dedi. 3-4 tane bira içtim... yarı çakır falan geri döndüm.
allahtan biri ağız kokusu falan almadı.
oymağımı zikerlerdi.