belki kadın çarşaf giymek istemiyor kocası babası dövüyor falan.Hani hep öyle olur ya.zaten zor durum da ki kadıncağıza bide bu tekme vurur.Daha sonra dünyanın en modern kadını olarak ortamdan sıvışabilir.
Çarşaf giyen kadınların giymeyenleri ve dahi türban takanları biz sizden daha müslümanız edalarıyla, lanetleyen bakışlarla süzdüğü durumun tam aksidir. Görüntülerinin ya da yaşam tarzlarının kendi seçimleri olmadığını düşünsek bile bu insanların yetiştireceği kız-erkek çocuklarının da tercihlerin olmadığı bir dünyada büyüyeceklerini tahmin etmek zor değildir. Çünkü çarşafa bürünmek yobazlığın aleni ifşasıdır, başkalarına tercih şansı bırakmayacak koyu bir bağnazlığın ve dünya görüşünün de dışa vurumudur. Özetle nasıl marka giymek çağdaşlık değilse çarşaf giymek de 21. yy da olağan kabul edilebilecek bir yaşam şekli değildir markalı çarşaf giymek ise çare değildir. Çağına uy çağına ayak uydur...
baskı altında o çarşafları giyen kadınlarsa aşağılanmaması gerekir.bide hem o kara çarşaflara bürünüp hem yobaz , geri düşünceye sahip kişiler vardır ki aşağılanmaya bile değmez.
tahammülsüzlük!
günümüz türkiye'sinin asli sorunu...
bir kesim var, kendileri gibi düşünmeyen herkese düşmanlar.
herkesin bir kalıptan çıkmalarını istiyorlar. farklı görüşlere ve görünüşlere tahammülleri yok.
en büyük yanılgıları bu ülkenin sahibi olduklarını düşünmeleri. kendilerini laik cumhuriyetin koruyucusu sanıyorlar.
neyse bunları geçtim de bazı gerizekalılar var ki onlar hepsinden beter.
çarşaf giyen kadını yobaz olarak görüp, her türlü hakareti ve dışlamayı legal olarak görüyorlar.
doğru bulmasam bile çarşaf giymek mini etek giymek gibi insanın en doğal hakkıdır. bu insanları aşağılarsanız. bu haklarını ellerinden almaya çalışırsanız. yarın bir gün de başkalarını sizin haklarınızı çiğneye başlar. o zaman sesiniz ne kadar yüksek çıkarsa çıksın hiçbir işe yaramaz.
entellektüelliği beyinde aramak yerine kılık kıyafette aramak, onlara örümcek beyinli gibi bakanların örümcekçiliğini gösterir.
yahu bırakın isteyen çıplak gezsin isteyen çarşafla.
eğer modernlik çıplaklık ise afrikada ki kabileler bizden çok çok moderndir şüpheniz olmasın.
o konuşan insanlar az öteye gidip demokrasi vermekten geri kalmazlar ancak haberleri yoktur onun demokrasisinin tek taraflı olduğundan.
genel evler de çalışan kaldınlara anamız bacımız diyen zihniyet çarşaf giyeni görünce laiklik korkusuna düşerler, bilmezler ki laikliğin tanımını.
aile baskısından bahsedenler acaba farkındalar mı onlara bu şekilde yaklaşarak nasıl bir toplunmsal baskı uyguladıklarının. hadi onun ailesidir karışır müdehale eder, yahu arkadaş sana ne oluyor sen neden karışıyorsun?
işte bu insanların demokrasi, laiklik ve özgürlük anlayışları işte bu kadardır ki onların demokrasi dediği şey çarşaf giyenler için geçerli değil, laiklik dedikleri şey o karışmaz ancak ben karışırım ben ederim, özgürlük dedikleri şey aile zoruyla kapanmıştır bu kesin o zaman bir baskıda benden yesin onu dışlayayım da atsın başında ki bez parçasını düşüncesinden öteye gidemez.
alınanlar kusura bakmasın lütfen, alınganlık göstermek yerine bir defa da olsa hak vermeyi denesinler.
saygılar...
bunu yapan insan görünümlü hayvandır. zaten genelde koca götlü, çirkin suratlı, kokoş tabir edilen tiplerdir bunlar. hayatta bir yere varamamış, hep aşağılanmışlardır. bu eziklik duygusunu da dışarı böyle vurmaktadırlar.
ağızlarından salyalar akıtarak, "hakÂret etmemek gerektiğini hakÂret ederek" sağa sola anlatmaya çalışan tiplerin "sana ne oluyor lan" kabadayılığı ile kendi çaplarında cezâ kestikleri kişidir. herkes delikanlı değil sonuçta.
bunu yapanları direkt oldukları yerde lafla, gerekirse fiziksel olarak cezalandırmak lazımdır. o zaman orada bulunan "kokoş" yanlısı delikanlılar(!) boş durmaz herhalde, yoksa boş mu durur?
türkiye'de yaşama hakkını -nasıl oluyorsa artık- sadece kendinde gören aklıevvelerin varlığından haberdar olmamızı sağlayan kişidir. kimsin arkadaşım sen? nesin yani? nasıl oluyor da dedemin uğrunda can verdiği bu topraklarda sırf örtünüyorum diye bana yaşama hakkı tanımıyorsun?
kim olursa olsun, denk gelsem bu fiili yapan birine, iki tokat sallarım. bana saygısı olmayana ben ne diye saygı göstereceğim ki?
hakkında birileri "ulu önderimiz, büyük kurtarıcımız, varlık sebebimiz mustafa kemal atatürk'ün ölüm yıldönümünde laik cumhuriyetin altını oymak isteyen hain, şerefsiz yobazların utanmazca eleştirdiği insan tipidir. atam sen yokken ne hallere geldik, diril de kurtar bizi. ah atam ah..." minvalinde cümleler döşemezse ağlayacağım insandır.
haklıdır. demokrasiyi arkasına alıp, çarşaf takan insanlar, demokrasiyi kullanmaması gereken kişilerdir. Demokrasi çarşaf için işlemez. Çünkü zaten çarşaf takan insan oligarşik düzeni savunuyordur.
kişinin fikri neyse zikri de odur düşüncesi #2580851 entry ile tezattır. çok iyi bir ders konusu olur bundan. zira kişinin seçimi olmayabilir çarşaf giymek ya da o zihniyete göre takmak veya o kişinin; o öyle yapıyor o zaman oligarşik bir toplum istiyordur. kesin yaaaaaa .. aaa ben götümden mi uydurcam bunu. zaten bütün genellemeler yanlıştır diye birşey duymadım. kimseye sormadan etmeden fikir yürütebilmeyi ben kimden ögrendim bilmiyorum ama iyiki bunu yapıyorum. yoksa iyi kötü nasıl birbirinden ayrılacaktı.lütfeeeeen! cümleleri ile özetlenebilir şahsın düşünceleri. başlığa dönersek kimsenin kimseyi aşağılama gibi bir lüksü yoktur. hee varsa demokrasi diye birşey yoktur. kiiiiiiiii #2580851 bu entry olmadığını göstermektedir. özetle carsafli bir kadin gordugunde asagilayan kisi aşağınılası kişidir.
(bkz: demokrasinin lafta kalması)
(bkz: demokrasi ne yenir mi içilir mi)
(bkz: durumu kendi çıkarı için kullanan zihniyet)
(bkz: gerisi yansın inşallah)
(bkz: demokrasi)
(bkz: lütfen)
eğer bunlar yaşanıyorsa, toplumumuzda ki cahil kesim (ki türkiye'de bu oran oldukça yüksek. örneğin sözlüğe bakıp bunu anlamak mümkün. ya da daha özele inersek, bu başlığa bakarakta anlayabiliriz) istenilen şekilde yönlendirilmiş demektir. solcu-sağcı dediler yedik. türk-kürt dediler, yemedik dedik ama bal gibi yedik. sırada; alevi-sunni açık-kapalı
kendisine cumhuriyet altını vermeyi düşündüğüm kişi. *
kara çarşaflı bireye de kocasına verilemek üzere cübbe ve sarık verilip ellerine de suudi arabistan ya da iran pasaportu tuşturulabilir.*
yaşadığı yerden çıkartılıp, 3000-5000 bilemedin 10000 nüfuslu, muhafazakar orta anadolu kasabalarından birine yerleştirdiğinizde, mini eteğiyle arz-ı endam ettiğinde, ''orospu'' nidalarıyla karşılanacak kişidir...bakalım o zaman da başkalarını kıyafetleri nedeniyle aşağılayabilecek midir? madem çağdaşlık topluma ayak uydurmaktır, uydurun yapabiliyorsanız...70 milyonluk toplum olmaz..bu toplum dediğimiz şey doğuda farklı, batıda farklı, ilde farklı ilçede farklı...herkesin değerleri farklı...her gittiğiniz yere bukalemun gibi ayak uydurmaktansa, gittiğiniz yerde ki insanlar sizi olduğunuz gibi kabul edebilseler daha iyi olmaz mı...hayat bayram olsa, insanlar el ele tutuşsa...ama ülkemizin çağdaş yüzünü gösteren sözlükte bile * biz insanları ''bilmem neyin altına bilmem ne giyen kıro'' ya da ''bilmem ne giyen insan; kendine güveni olmayan marjinal olmaya çalışan vs.'' diye sınıflayabiliyorsak - eleştirebiliyorsak , sokaktaki avam takımı neler yapmaz di mi ama...sadece saygı duyalım....ayrıca bu ülkede herkes atatürk ilkelerini benimsemek zorunda da değil...ben kendi adıma '' birgün herkes atatürkçü olmasın, bırakın o şeref bize kalsın'' diyenlerdenim... *****