allah’ın cezası bir şeydir. kardiyologdan kardiyoloğa acilden acile sürükler. kalp kaynaklı bir şey olmadığı anlaşılınca soluğu psikiyatrda aldırır. depresif olmamana rağmen antidepresana başlatırlar. iyileştim dersin bırakırsın çarpıntı yakanı bırakmaz.
spor yapmama, beslenmeme dikkat etmeme rağmen arada yaptığım kaçamaklar (fazla kafein, alkol, ara sıra içilen sigaralar, yağlı-paketli yiyecekler) sanırım bu çarpıntıyı benden hiç uzaklaştırmayacak. yattığım yerde güm güm yatağı sallayacak neredeyse. illet bir şeydir.
Sarsıntıyla uyanıp panikle yatağın dibine çöktüm. izmir depreminde bile bu kadar panik olduğumu hatırlamıyorum. Sarsıntı geçince Sözlüğe girdim ve şaşırdım böyle şiddetli depremin gündem olmamasına. Gerçeği fark etmem epey zaman aldı. Depremleri çarpıntı zannettiğim oluyordu ama böylesi ilk kez oluyor sanırım.
karotis masajıyla tedavi olabilir.sağ elini kullanan sağ taraftan çene alt kenarı hizasında şah damara 5-10 sn basınç uygular. 1 dakika arayla tekrarlar.
Çok sık başıma gelen bir şey.
Günde yaklaşık olarak, içerisindeki kahve miktarı 10-12 kupa kadarına tekabül edecek düzeyde kahve tüketen birisi olduğumdan tuhaf karşılamıyorum.
aynı zamanda feci sinir yapar. içinizdeki ulan ben ne dertteyim bu amına koduğumun yıllanmış orospusu ne konuşuyor burda tepkisini dışa vurdurur. zaten hep içte kalanlardan olmaz mı bu tür şeyler... o zaman hep beraber söylemek lazımdır: gerçekten bu amına koduğumun yıllanmış orospusu/şerefsizi ne konuşuyor lan? biri lütfen sikerek öldürsün bu tür insanları. kaltak yaratık, lan öl sen öl orospuluk ruhunda senin. gebermezsin de sen. şerefsiz haysiyetsiz.