Apartman altına garaj yapmamak için komik cezayı peşin ödeyen müteahhit ve arsa sahipleri,
Şehir yönetiyorum diyerek geçirdiği altyapının bir çoğunun planı geçtim en ufak bir karalama krokisi bile çizmeyen belediyeler,
iktidara gelince orman arazileri gibi doğa mirasını parselleyip yerleşim yeri yapmaya çalışan siyasilerin
el birliğiyle şehirleri kendilerine benzetmeleridir.
Jeoloji-jeofizik ve inşaat gibi bölümlerde uzman olanların, profesörlerin, öğretim üyelerinin sözü hiç dinlenmez.
Üzülerek söylüyorum ama yaşadığım şehir izmir'dir. Gerçi güzide ülkemin her köşesi hemen hemen bu sıkıntıyı yaşamaktadır ama izmir bu konuda kanımca ilk üç içerisinde olan şehirdir. Bir şehrin ağzına nasıl sıçılır konulu bir sunum yapmak isteyenler için ilk uğranılması gereken yerdir. Dağ taş bağ bahçe her yer yapılarla doludur. Kat sınırlaması önemli değildir. Zikinin keyfine ev yapmak mümkündür. izmir'in meşhur imbat rüzgarları yapılan bu iğrenç ve bilinçsiz yapılar sayesinde artık iç kısımlara ulaşamamaktadır.
Ayrıca, güzel şehrim izmir'in bir kimliği kalmamıştır. Tutturmuşuz kordon da kordon, alsancak, konak, karşıyaka! Çok zikinde insanların. Buralara ilk gelen kişilerin ilk söylediği cümle hep aynıdır; " bu mudur yani?" Şehrin bir mimari kimliği yoktur. Saçma sapandır maalesef. Çok üzülüyorum.. Doğma büyüme izmirli olarak şehrimin haline çok üzülüyorum.
reklamlarda hep koca koca binalarıyla boy gösteren istanbul ataşehir semtinde rastlayabileceğiniz olgudur. bir tarafta gerçekten de ataşehir'in yüksek binaları dururken diğer tarafta mustafa kemal mahallesinin gecekonduları vardır.
Sakaryadan geçerken ne güzel orman ile iç içe şehir müstakil lüks bungalovlar varken Kocaeli stadını görür görmez tepelerden yükselen gri ucubeler de görünüyor, istanbul ise Kocaeliden daha beter...