herkes iq, eq gibi ölçümlerle, zekası ile doğru orantılı oy kullansın.
kendine göt kılı diyen, slogan yaratmaktan aciz taraftarlara aynı görüşte olup, çapulculardaki yarım olan aklı bile kıskandıkları belli olan akılsızlar da basurlarına merhem sürsünler.
aysun kayacı'nın "benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?" sorusu ile eşdeğer mantıkta bir önermedir. unutmayın oy hakkı vatandaşa bir ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olma neticesinde verilmiş bir haktır ve nasıl vatandaşlık haklarının kullanılmasında toplumun herhangi bir kesimine imtiyaz tanınması düşünülemez ise oy hakkında imtiyaz gibi bir durum da düşünülemeyecektir.
gelelim toplumumuzun çok da bilinçli olmayarak oy kullanma olgusuna. sorun şudur ki oy kullanma biraz da bireysel vicdan muhasebesini gerektirmektedir. yani çözüm için "toplum cahil, bilgisiz" gibi argümanlardan yola çıkmak akıl karı değildir. nitekim ulu önderimiz toplumumuzda okuma yazma oranının en düşük olduğu dönemde bile "türk milleti çalışkandır. türk milleti zekidir." gibi söylemlere yola çıkmış olup milletine güvenmiştir. bu nedenle "pis cahil defol git senin verdiğin oyla nolacak" gibi söylemlere bir arpa boyu yol katedilemez. o nedenle eğer toplumun eğitim seviyesinden şikayet edilmesi söz konusu ise, bunu oy hakkında değil bu sorunun bizzat çözülmesi yolunda aranması gerekmektedir.
sözün özü eğitim şart evet. ama bunun yolu oy hakkına bok atmak değildir.
yapıcı bir öneri değildir. onun yerine çapulcular memnun olana kadar seçim yapalım. ne dersiniz? olmuyorsa oylarının başına katsayı da getiririz. nasıl olsa onlar halkın aydın kesimi. onlara güvenmeyip kime güveneceğiz?