Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i..
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi..
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab..
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu taşındır" diyerek Kabe' yi diksem başına,
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına.
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana..
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili Sultanı Salahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran.
Sen ki, islamı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki asara gömülsen, taşacaksın.. Heyhat!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat..
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber
Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber...
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsin ?
'gomelim gel seni tarihe.' desem,sigmazsin.
Şiirleriyle hala yaşayan mehmet akif ersoya aittir.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer!
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi,
Bedir'in aslanları, ancak bu kadar şanlı idi!
Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna ya rab, ne güneşler batıyor!
"Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu, Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,
Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar..."
Her seferinde tüyleri diken diken eden inanılmaz bir şaheser. Bir dil ancak bu kadar güzel kullanılabilir, bir kahramanlık öyküsü ancak bu kadar güzel aniatılabilir. Ruhun şad olsun büyük şair.
okunurken en azından gözden birkaç damla yaş gelmeden bitirilemeyen şiirlerdendir. özellikle "vurulmuş tertemiz alnından" ile başlayan ve "kabir tasviri" içeren bölümü ile en son bölümleri derin duygu yüklüdür.
sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... heyhât!
sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
sana âguşunu açmış duruyor peygamber.