Askerlerin çatışmasında ne kadar kayıp verilirse verilsin katliam diye adlandırılamaz. Kaldı ki çanakkalede hem atalarımız hem anzaklar göğüs göğüse savaşmışlardır. Ama çanakkale savaşı sırasında ingilizler tarafından bombalanan osmanlı sıhhıye alanlarında durum katliam'a dönüşmüştür. Ama yinede çanakkale bu millet için en büyük zaferlerden biridir. Ülkenin gurur madalyasıdır.
japonlar çocuklarına disiplin ve vatanseverliği aşılarken hep hiroşimayı göstermiş elbette bunda başarılıda olmuşlardır. her düşünceye saygım var ama gel gelelim bu kadar mesnetsiz bu kadar dayanaksız bir iddaa çok çirkin ve cahilce zira çanakkalenin geçilmiş olması demek atatürk ve silah arkadaşlarının bir milli mücadele başlatmadan yani henuz bir halk direnişi tezahür etmeden evvel osmanlının yıkılması demekti. bunun sonucunun ne olacağını anlamayacak insanlarada ne olacapını anlatamayacağım.
herşeyden önce 250 bin şehit ney lan. 250 bin dediğiniz şehit sayısı değil kayıp sayısıdır yani savaştan bir şekilde safdışı olmuş anlamındadır. (ölü,yaralı,kayıp) genel kurmay belgelerine göre şehit sayısı 56 bin civarındadır. hadi diyelim genel kurmay saklamak istiyor iki katı diyelim yine de 250 bin in yarısı yapmaz. bi ne kadar çok şehit o kadar büyük destan anlayışından vazgeçemediniz. ayrıca istanbul'u ver kurtul nasıl bir kafadır.
tarih bilmeyen, milliyetçilik nedir haberi olmayan salağın sözüdür.arkadaş 150 milyon kişi olmak çok mu önemli illa kalabalık yerde duralım diyosan git hindistanda yaşa.
Çanakkale Şehitlerine
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmaraya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i ilahi o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
işte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, islam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
nüfusun kalabalık olmasının bir avantaj olduğunu zanneden bok sineği söylemidir. 150 milyonluk bir dev olmak istiyorsan bangladeş'e gidebilirsin mesela.
sen olayı çok yanlış anlamışsın. vermek veya almak değil olay, gezi gibi bi nevi ağaç değil olay. çanakkale türk halkının (kürt, çerkez, malakan, hemşin, zaza tüm halklarda dahil) özgürlük uğruna canını ortaya koymasıdır. başkasının buyrunda değil kendi kendine yaşama isteğidir...
aslında tek bir enntry bile girilmemesi gereken bir başlık fakat benden önce dayanamayıp entry girenlerin ardından bende yazmak zorunda hissettim kendimi.. bu tür "şerefsizce" ve "onursuzca" düşüncelere sahip bir bireyle aynı havayı solumaktan utanıyorum.. geçmişinden ve değerlerinden bu kadar kopuk bir düşünce anlayışı cidden kanımı donduruyor.. ama bir doğru var.. evet çanakkalede bir katliam vardı.. "şerefsizliğin ve onursuzluğun" katliamı vardı.. tarihi "onur ve şeref" ile dolu bir milletin, tüm dünyaya tekrar kendini hatırlatmasıydı...
Ne olurdu verseydik istanbul'u ne lan? Sen Çanakkale savaşı olmasa şuan herşeyin aynı kalacağını, tek farkın yüzölçümünün azalması olacağını mı zannediyorsun? Belki Çanakkale'de böyle bir savunma gerçekleşmeseydi Kurtuluş Savaşı farklı koşullarda cereyan eder, çok farklı sonuçlar olurdu. Belki SSCB kurulmazdı, yani Yakın Dönem'in en önemli ülkelerinden. Çanakkale 1. Dünya Savaşı'nın bir parçası olduğu için sonuçları da tüm Dünya'yı etkiledi.
Bunları geçtim katliam denemez çünkü bir savaş oldu, imkanlar eşit değildi, hiçbir savaşta olmadığı gibi. Fakat iki taraf ta savaştı, doğal olarak kayıplar verildi. Katliam'ın anlamını okumanı tavsiye ediyorum. Çanakkale Savaşı'nın nasıl gerçekleştiğini öğrendikten sonra.
Çanakkale bir şehirdir. Türkiye' nin kuzey batısında kalan bir şehir. Gidilip gezilmesi gereken, bambaşka bir şehir, asker ve öğrenci şehridir kısmen de. Gidin, gidin gezin. Hazır gitmişken şehitlikleri de gezin, fazla birşey yapmanıza gerek yok, şehitliğe ilk ayak bastığınız anda ordaki maneviyatı anlayacaksınız zaten, tüyleriniz diken diken olacak. Ve birazda utanacaksınız kendinizden, yirmisini görmemiş onbinlerce vatan evladı, biz bugün burger king ten yemek yiyelim, ingiliz markalarını giyelim, sağ sol muhabbeti yapalım mezhep tartışmalarına girelim diye hayatlarını feda ettiği için utanacaksınız. Mustafa kemal' e yahudi dediğiniz için utanacaksınız, göreceksiniz orda sızlayan kemikleri, insanlığınızdan utanacaksınız. Ama birileri yinede utanmayacak ve soracak, çanakkale zafer mi katliam mı diyecek. O utanmayacak ama ben onunla aynı havayı soluduğum için utanacağım.
(bkz: hamurunda yoksa maya ne edep kalır ne de haya)
tepki cekmeye calisan yazarimsi sacma sorusu. ne yapilacakti savunulmayacakti demi. iste atalarimiz boyle aptal insanlar icin savasti. biraz arastir eger birinci dunya savasindaki en buyuk gercek kayiptan bahsediyorsan o da enver pasanin 90000 askeri resmen olume gondermesidir. evet enver pasa bir sucludur bence ust duzey bir komutanin yapmasi gerekeni yapmayip kendini bilgisayar oyununda zannedip 90000 sehit verdirmistir. birazdan biri cikip demesin o zaman bilgisayar var miydi diye bu kadar aptallik kaldiramam.
(bkz: sarıkamış)
nereden baktığına göre değişir.
1. dünya savaşının seyrini değiştiren, itilaf devletlerinin sendelemesine sebep olan, belki de osmanlı'nın tarihindeki en büyük başarısı olan, bugünkü türkiye'nin kaderini belirleyen bir savaş olması açısından kazanılması zafer olarak görülür.
205.000 ingiliz 50.000 fransız 250.000 türk asker ve insanının ölmesi yönünden bakarsan evet katliamdır. bir savaş uğruna değer mi falan diye düşündürür. ama sonuçta adı üstünde savaştır. bağımsızlık uğruna yapıldığı takdirde kat be kat fazlası verilmeye hazırdır.
kişisel çıkar uğruna yapılırsa ölene yazık olur.
ülke uğruna yapılırsa helal olsundur.
çanakkale'ye gelip görmemiş birinin iddiasıdır, üstelik bu kişi tarihte okumayan birisidir.
istanbul gitse ülkenin gerisi de gidecekti çünkü amaç istanbulu alıp Rusya ya yardım ulaştırmaktı.
Rusya kurtulsaydı şu an oturduğunuz yerde bir rus oturuyor olacaktı.