çanakkale ve kurtuluş savaşı genelinde kürtler

entry37 galeri8
    11.
  1. yıllar sonra ortaya çıkıp "ama sizin savaşınızda biz de çarpıştık size yardım ettik, biz de öldük" diyecek kürtlerdir..

    yani her zaman, her durumda, her fırsatta olduğu gibi bu durumu dahi bir şeyler istemek, taleplerine zemin oluşturmak için kullanırlar..

    en güzel türk hasletlerinden olan "yapılan iyiliğin gizli kalması" durumundan haberi olmayan insan davranışıdır...

    son zamanlarda ortaya çıkan "bu vatanı birlikte kurtardık" söyleminin arkasında "şimdi bunun karşılığını verin" art niyeti yatar..

    kürt hep haklıdır..kürt hep ister..kürt hep mağdurdur..ve gördük ki kürt karşılıksız ölmez bile..
    4 ...
  2. 10.
  3. şuradadırlar;
    (bkz: ali bati isyanı)
    (bkz: simko isyanı)
    (bkz: koçgiri isyanı)
    (bkz: 77 nci alay)
    bir de yunan ordusuna çalışan kürtler var. ama bence onlar yunan ordusu ile türk ordusunu karıştırmışlardır. yoksa yapmaz öyle şeyler.

    ek; ulan adamlar hareket alanı bulabildikleri üniversitelerde bu savaşların anmalarına satırla, sopayla saldırmaya kalkıyor, kimi beyinsizler de çıkmış ama onlar da oradaydı diyor. resmi tarih değişecekse buralardan başlamalıdır.
    6 ...
  4. 9.
  5. 8.
  6. nevruzda türkiye cumhuriyeti bayrağı açmayan, açana da saldıran kürtlerin, ben çanakkalede savaştıklarına inanmıyorum kardeşim ! hakkari de, diyarbakır da türk bayrağı açtırmayanların çanakkalede savaştılarsa da ingiliz tarafında savaşmışlardır !
    neymiş mezar taşlarında diyarbakır kars falan gibi iller varmış ! ulan biz o topraklarda bin yıllardır varız ! bakınız hazar türkleri, bakınız selçuklular ! bakınız kafkas türkleri !...
    4 ...
  7. 7.
  8. meydanlarda şahadet şerbetini içmiş vatandaşlarımızı rahatsız edecek konudur.

    memleketimizin güzide bir bölgesinde görev yapıyorum ve hiçbir silah arkadaşımın kökenini sormuyorum.

    çünkü bu kutsal görevi bu bayrağın altında yapan, bu bayrağa ulvi duygularla bağlı herkes Türk'tür.

    nasıl ki elma ile meyveyi kıyaslayamazsak türk olmak ile kökleri bir tutarak karşılaştıramayız.

    güzel memleketimin her yerinden arkadaşlar var; elması,kirazı,vişnesi, portakalı, kayısısı, şeftalisi.. ve herkes meyve olduğunu farkında..

    eğer meyve çürük ise bu hangi meyve olduğuyla alakalı değil, kanının bozuk olmasıyla alakalıdır.
    6 ...
  9. 6.
  10. ayaklanma planları yapmakla meşguldü kendileri.
    2 ...
  11. 6.
  12. hala çanakkale cephesinin uzak olduğu hususunda yorumlar yapılıyor ve bir tarihi ayıp, bir ihanet savunulmaya çalışılıyor.

    çanakkale uzaktı evet, peki ya sarıkamış'ta mı uzaktı? ırak cephesi de mi uzaktı. bizim osmanlı ve genelkurmay belgelerini de kabul etmiyorsunuz diye, rus belgeleri koyduk, sarıkamış'taki kürt ihanetinden bahsettik, ingiliz belgelerinde kutulamare'de sadece 40 kürt'ün şehit olduğunu yazdık hala sunduğunuz tek arguman "çanakkale uzak"...

    önce okuyun ve okuduğunuzu anlama yetisine sahip olun, ondan sonra gelin tartışalım.

    (bkz: türkiye türklerindir)
    11 ...
  13. 5.
  14. 4.
  15. gerekeni yapmışlardır.

    savaşın çanakkale'de olması dolayısıyla doğudan çok fazla kişinin gitmesi mümkün değildi. bunu beklemek için gerizekalı olmak lazım. o sıralarda doğuda hem ermeni hem rus tehlikesi vardı ve rusya'da henüz bolşevik ihtilali olmamıştı. halk zaten bunlarla uğraşıyordu.

    van'da,erzurum'da,elazığ'da,malatya'da,bitlis'te,muş'ta,bingöl'de ve benzeri pek çok yerde ermeniler ve islam ahalisi arasında büyük bir mücadele söz konusuydu ve üstelik doğudan gelecek bir rus tehlikesi mevcuttu.

    kaldı ki eğer kürtler istiklal harbi * yıllarında hainlik içerisinde olsalardı bugün doğu ve güney doğu anadolu türkiye cumhuriyeti toprakları olabilir miydi? bir yandan ruslar, bir yandan ermeniler derken bir de kürtler bu işe girişseydi neler olurdu acaba? sahi ermeni çeteleriyle mücadele edenler kimlerdi?

    tüm bu şartları göz önüne almadan ''aga ya çanakkale'de çok az kürt ölmüş'' demek faşistlik değil gerizekalılıktır. faşistlik yapmak bile belli bir zeka gerektirir. bazı orospuçocuklarında o bile yok.

    yani şimdi hitler'in ırkçı-faşist gençleriyle bu dangalakları aynı potada eritmek mümkün mü? hesapta onlar da faşist ya hani. halbuki şu bizim milliyetçi geçinen ergenlere faşist demek onlara ödül be kadeşim. düzgün kullanın şu kavramı.

    hitler'in faşistleri 5 milyon kişiyle dünyanın anasını siker ama türkiye'de ki ocağa adam toplamaya giden dangalaklardan 555 milyon tane toplasan bir sik elde edemezsin. en fazla mahallede karı kız kavgası çıkarırlar.

    konuya dönelim eğer bir hainlik aranıyorsa bunu istiklal harbi'nde aramak ciddi anlamda orospu çocukluğudur. bu ülke de türk de ermeni de kürt de çerkes de şehit vermiştir. her birinin kanı değerlidir.

    şehitler de bile türk kürt ayrımı yapan orospu çocuğu değil de nedir? şöyle bir günde bile ölenlerin ne kadarı kürt ne kadar türktü diye düşünebiliyorsa bir insan daha ne denebilir ki?

    şehit onlar adı üstünde. senin o üç kuruşluk çay sigara kokan ağzına veya buram buram iğrençlik kokan ideolojine, üç beş çakalı etrafına topladığın iğrenç muhabbetine meze olacak kadar değersiz değil yani.

    edit: kimseye faşist dediğim yok. şu zihniyetin faşist sayılabilmesi için bile kırk fırın ekmek yemesi lazım. önce beyin taktırarak başlanabilir.
    16 ...
  16. 3.
  17. kürtler bizimle savaştı diyenlere kapaktır. bilinenlerin yanlış olduğunu okuyun öğrenin boşuna karalama yapıp küçük düşmeyin.
    8 ...
  18. 2.
  19. utanç tablosu. ölen/ölmeyen insanların üzerinden bak şu öldü bu ölmedi şeklinde değerlendirme yaparak çıkarımda bulunmak nasıl bir zihniyetin tezahürü düşünemiyorum. böyle bir araştırmayı yapan insanın amacı bile olamaz. bunun orda ölmüş/ölmemiş insanlara ne yararı var. aferin vatanı biraz daha kurtardınız.
    13 ...
  20. 1.
  21. yalanlarla dolu br coğrafyada, yalan yanlış bilgilerle donatılarak yaşıyoruz malesef.

    bu yalanlardan biri ve en hayasızı ise kürtleri şirin gösteren yavşakların son zamanlarda sürekli gündeme getirdikleri "bu vatan çin birlikte savaştık" ve "çanakkale'de kürtler de savaştı" yalanlarıdır.

    evet biz bu vatanı birlikte kurduk, çanakkale'de birlikte savaştık.

    ama kimlerle?
    -türkler,
    -lazlar,
    -çerkesler,
    -boşnaklar,
    -arnavutlar,
    -abhazlar,
    -pomaklar,
    -yahudilerle...

    evet evet hatta yahudiler ile birlikte savaştık ve kurduk biz bu memleketi.

    peki ya kürtler? ya araplar?
    arapların bu kategorizasyonda neden yer almadıklarına daha önce etraflıca değinmiştik. hatırlayanlar bilirler;
    (bkz: çağlar boyu arap ihanetleri/#13735392)

    zaten konumuz da araplar değil, onun için biz kürtlere geçelim...

    kürtler ile ilgili pek çok gerçeği, rakamlara, resmi verilere dayanarak yazıyoruz uzun zamandır.
    (bkz: rakamlarla kürtler ve kürt sorunu)
    (bkz: 16 milyon yeşil kartlının 12 milyonu kürt)

    bu yazımızı da rakamlara dayandıracağız ki türk'ün kutlu zaferlerine kürt'ü ortak etmek isteyen yavşaklar üzerine söz söyleyemesin...

    başlangıç olarak osmanlı devleti'nin avrupa kaynaklarında geçen birinci dünya savaşı öncesi nüfus ve demografik verilerine göz atalım.

    1914 nüfus saymına göre osmanlı'nın resmi nüfusu 14 milyon civarındadır.
    lakin bu nüfus sayımında sayılmayan göz ardı edilen unsurlar da katılırsa ve yabancı gizli servis raporları göz önüne alınırsa osmanlı'nın nüfusu 18 milyon olarak karşımıza çıkıyor.

    ingiliz kayıtlarına göre;
    osmanlı nüfusu: 18.000.000
    kürt unsur: 2.800.000

    alman istihbarat raporlarına göre;
    osmanlı nüfusu: 18.000.000(ingilizler ile aynı)
    kürt unsur: 1.600.000

    alman ve ingiliz belgelerindeki kürt unsur arasındaki çelişki ingilizlerin zazaları da kürt nüfus toplamına katmasından kaynaklanıyor belli ki.

    birinci dünya savaşında silah altına alınan toplam asker;

    osmanlı harbiye nazırlığı resmi rakamı: 2.998.000

    ingiliz kayıtlarına göre;
    toplam silah altına alınan personel: 3.156.000
    kürt unsur: 44.000

    alman istihbarat raporlarına göre;
    toplam silah altına alınan personel:2.998.000
    kürt unsur: 44.000

    bu rakamlara istinaden şunu diyebiliriz ki, rakamlar osmanlı'nın müttefiki olan almanya'nın istihbarat birimlerinin hazırladığı raporlara dayandırılmıştır, ingilizler de alman raporlarını referans almışlardır.

    şimdi alman raporlarını referans alarak sesli düşünelim.
    osmanlı tebası içindeki kürt nüfusun oranı: 18.000.000/1.600.000= yaklaşık olarak yüzde 10
    osmanlı ordusundaki kürt unsur oranı: 2.998.000/44.000= yaklaşık olarak yüzde 1.5 hadi biz ona yüzde 2 diyelim ki yuvarlak olsun.

    bir dengesizlik var gibi.
    evet. var...
    zira osmanlı'da kürt-türk diye kayıt tutma yoktu, müslüman-gayrimüslim olarak kayıt tutulurdu. yani kürtler osmanlı'nın asli unsurlarından biriydi.

    şimdi sevgili kürt sevicilerine soruyorum.
    osmanlı'nın asli unsur olarak kabul ettiği ve nüfusunun yüzde 10'una tekabül eden halk, osmanlı'nın en çetin dönemi olan birinci dünya savaşı esnasında neden asli unsur olmamış ve osmanlı ordusu'nda nüfusuna oranla yer bulmamış?

    geçelim...

    çanakkale cephelesinde şehit sayıları:
    yine alman istihbarat raporlarından;
    toplam şehit:48148
    kürt unsur: 221
    çanakkale'de silah altına alınan toplam kürt unsur: 12.000

    toplam şehit sayısının binde 5'i...
    kürtlerin belki şehit sayısı ve çanakkale savaşına olan katkıları daha fazla olabilirdi.
    lakin, kürtler bugün iddia ettikleri gibi bu vatanın asli unsuru gibi davranmadılar, örneğin çanakkale savaşında tek bir kurşun dahi atmadan dağılan 77. alayın tamamı kürttür.
    savaştan kaçan bu kürt askerler cephe gerisinde osmanlı ordusunu uğraştırmış, erzak ve mühimmat konvoylarını yağmalayarak düşmandan daha fazla zararlar vermiş ve savaş dolayısıyla haklarında infaz kararı çıkarılmış ve yakalanan firariler derhal infaz edilmiştir.

    yine kürtlerden mürekkep bir başka alay olan 72. alay ise çatışmaların en çetin olduğu conkbayırı'nda kanatlarını korumakla görevli olduğu 57. alayı yüzüstü bırakmış, silahlarını dahi düşmana terk ederek etrafa dağılmış ve hatta esir düşmüşlerdir.
    şefik aker paşa anılarında bu kahpelikten bahsetmektedr.

    edward j erickson adlı bir ingiliz savaş tarihçisi "ordered to die" (türkçe çevirisi "size ölmeyi emrediyorum") diye bir kitap yazmıştır.
    bu kitap birinci dünya savaşı'nda osmanlı ordusunu anlatıyor.
    fakat kitabın çoğu yerinde "osmanlı ordusu" yerine "türk ordusu" denmiş.
    yazar sunuş kısmında bunu şöyle açıklıyor: "bu kitap 1. dünya savaşında osmanlı ordusu adını taşıyorsa da aslında türk ordusunu anlatmaktadır.
    "gerçekten de, savaşa baktığımızda en acımasız düşmanları olan ingilizlerin osmanlılarla değil, her zaman türklerle savaştıklarını görürüz.", "her ne kadar osmanlı imparatorluğu hukukî olarak varlığını hâlâ sürdürmekte ve ayrıca araplar ve kürtler gibi bağlı halklar orduda hizmet etmekteyseler de ordunun özü türk'tü ve siperde ölmek gerektiğinde ölenler genellikle türkler oluyordu"

    şimdi dönem dönem biz bunları yazdığımızda, şanlı çanakkale zaferimize ortak çıkmaya çalışanlar kürt şehit sayısının az olmasını, çanakkale'nin coğrafi uzaklığına bağlıyor ve "kürtlerin diğer cephelerde savaşıp şehit olduğu"ndan bahsediyorlar...

    diğer cepheler...
    hangileri? kürtlerin yaşadığı coğrafyaya yakın olan cepheler.

    misal sarıkamış.
    kürtlere çanakkale'den çok daha yakın. sarıkamış'ta osmanlı harp tarihi kayıtlarına göre verdiğimiz şehit sayısı 50.000'dir.
    ingiliz kaynakları bu rakamın 90.000 olduğunu refere eder, rus kaynaklarına göre bu rakam 108.000'dir.

    savaş öncesi osmanlı resmi kayıtlarında slah altına alınan kürt unsur sayısının 44.000 olduğunu yukarıda belirtmiştik.
    sarıkamış harekatına vilayet'i sitte diye adlandırdığımız coğrafyadan intikal eden şehit sayısı ise 1300'dür.
    bu 1300 şehidin 1000 kadarı erzurum ve gaziantep vilayetlerinden olup geri kalanı diğer vilayet'i sitte sancaklarındandır.

    yani osmanlı kaynaklarını referans alırsak 50.000 şehidin sadece 300'ü kürttür ki bu oran çanakkale savaşındaki oranın hemen hemen aynısıdır.

    sarıkamış'ı ele almışken, sarıkamış'ta kürtlerin neler yaptığını incelemeye devam edelim.

    miralay hafız hakkı bey'n aktarımlarından;
    "soğuk ve moskofla mücadelede oldukça başarılıyız. lakin cephe gerimize sarkan ermeni ve kürt çeteleri tüm ikmal bağlantılarımızı tehdit ve yok etmekte gayet başarılılar. bu şartlar altında bu savaş kazanılamaz..."

    bir diğer kaynak ise, Sarıkamış Harekâtını Rus Genel Kurmayına mensup General Nikolski bütün cephe savaşlarını günü gününe not etmiş ve eser Rusya'da yayınlandıktan sonra emekli kaymakam Nazmi (Osman) Bey eseri Türkçeye tercüme ederek 1934 yılında 120 sahife halinde Erkân-ı Harbiye Matbaasında bastırabilmiştir.
    general nikolski'nin notlarındaki aktarımlarından;
    "türkler, cephe gerilerini ve ikmal yollarını sağlama almadan böyle bir harekata girişiyorsa bunun adı "intihar"dır. başka birşey olarak adlandırılamaz..."

    rus istihbaratından albay alexiyev'in aktarımından;
    "ermeni gerillalar arşen ve reizyan'dan aldığım raporlar doğrultusunda sayılarının azlığından ve türklere karşı başarısız olacaklarından çekindiğimi söylediğimde, kendileri ile birlikte 1500 kürt'ün hareket ettiğini beyan ettiler. bunların hepsini kasparyan ve skolitsa ile birleştirmek sureti ile tokat'tan van'a kadar olan sahada türklerin cephe gerisine sarkarak zaferimize önemli katkılarda bulundular."

    bir başka rus gizli servis raporuna bakacak olursak;
    Kirmanşah’tan Tahran’a...
    Kirmanşah Konsolosluğu idarecisinin gizli telgrafı,
    30 Aralık 1914
    Tahran’a.
    Kirmanşah’a gelen Amir Han Zaharyants, Kürdıstan’da ve Hamadan’da Türklere karşı Ermeni ve kürt mücahitlerden birlik oluşturmak niyetinde ve genel saymandan ona belirtilen bölgede herhangi bir göstermelik görev verilmesini talep ediyor. Misyonun planını bildiğini belirtiyor. Kendisine esas olarak güvenmek mümkün müdür?
    Talimatınızı rica ediyorum, imza: Dolgopolov
    (RGViA fond 2000, liste 1, dosya 3851, yaprak 75)

    sarıkamış'ı da geçelim mi?
    hadi bir başka yakın coğrafya'ya, ırak cephesine gidelim.

    Kut ül Amare savaşı'nda osmanlı kayıpları: 25.000
    ingiliz raporlarına göre Kut ül Amare şehit olan kürt unsur: 40(sadece kırk)

    peki hemen yaşadıkları coğrafyanın yanıbaşındaki bu savaşta nerede bu asli unsurumuz?

    herneyse.
    çanakkale ve birinci dünya savaşı esnasında kürtlerin durumu tamamen budur. dahası da var.
    kürtler neden savaşmaktan imtina etti?

    kürtler savaşa gönüllü olmadı zira osmanlı toprakları 5. kol faaliyet alanıydı. osmanlı ile savaşan tüm devletler kürt coğrafyasında nifak dağıtmak ve kürtleri angaje etmek için cirit atıyorlardı.

    kürtlere çok önemli vaatler yapılıyordu.
    "osmanlı savaşı kaybedecek, kürtler kazanan tarafta olursa gelecek onların olur..."

    işte bu vaatler ile kürtler osmanlı ordusuna katılmak yerine, kendi bölgelerinde eşkiyalık yapmayı, osmanlıyı arkadan vurmayı ve ingiliz, fransız ve rus kuvvetlerine yardımcı olmayı seçtiler.

    kurtuluş savaşı;

    kurtuluş savaşımız cephelerinde de durum birinci dünya savaşı cephelerinden farksızdı.
    kürtler kurtuluş savaşına iştirak etmedikleri gibi, birinci dünya savaşından güçlü, kayba uğramamış, donanımlı ve zengin çıkmışlar. kurtuluş mücadelesi veren şanlı ordumuzun amacına ulaşmaması için ellerinden gelen yapmışlardır.

    kurtuluş savaşı sırasında kürt isyanları;
    simko isyanı :1919-22
    ali batı isyanı :11 mayıs 1919
    şeyh mahmut berzenci isyanı :21 mayıs 1919
    koçgiri isyanı :6 mart 1921

    ey bu vatanın asli unsuru olan kürtler. sizin tabirinizle "türkiye milleti"(!) kurtuluş mücadelesi verirken bunları neden yaptınız?

    hadi diyelim ki tüm kürtleri genellememek gerek bu isyanlarda.
    diğer kürtler ne yaptı?
    kurtuluş savaşımızda şehit olan kürt sayısı kaç?

    bununla ilgili herhangi bir yabancı gizli servis yahut devlet istihbarat raporuna rastlayamadım. lakin kürt coğrafyası olarak kabul edebileceğimiz bölgelerin şehit sayıları şu şekilde;

    ağrı: 1
    batman: 1
    bingöl: 55
    bitlis: 23
    hakkari: 1
    mardin: 111
    diyarbakır: 110
    muş: 18
    SiiRT: 23
    şırnak: 8
    şanlıurfa: 152
    van: 43

    toplam: 546
    kurtuluş savaşında verdiğimiz toplam şehit: yaklaşık 15.055(on beş bin elli beş)

    bu bir kaynak, bir başka kaynakta durum daha da vahim;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/411026/+

    bir diğerinde ise şu tablo karşımıza çıkıyor;
    https://galeri.uludagsozluk.com/r/411027/+

    bu rakamları baz alırken 1920'li yıllarda bu vilayetlerde türk-türkmen nüfusunun kürt nüfusundan daha fazla olduğu göz ardı edilmemelidir. yani yukarıda verilen rakamlar türk şehitleri de kapsamaktadır. türk ve kürt şehitlerin rakamlarını yarı yarıya kabul edecek olursak en iyimser rakamla kurtuluş savaşı sırasında sadece 546/2= 273(iki yüz yetmiş üç) şehit olduğunu idrak edebiliriz...

    şimdi gerek brinci dünya savaşı, çanakkale savaşı ve diğer cepheler ile kurtuluş savaşımız esnasında kürtlerin bu vatanın asli unsurları(!) olarak milli mücadelelere intikalleri ve verdikleri kayıplar ortada.
    ayrıca kürt teali cemiyeti'nn faaliyetleri, şeyh sait isyanı, mutkili hacı musa, yusuf ziya bey, ihsan Nuri, Vanlı Rasim, Tevfik Cemal ve Teğmen Ali Rıza gibi kürt hainlerin yaptıkları da tbmm'nin zabıtlarında hala belgeli ve arşivli bir şekilde durmakta.

    bunlar bir yana bizler, Mustafa Kemal’in idam emrini verenin Kürt Mustafa Paşa olduğunu da unutmadık hala...

    milli mücadelede kürtlerin bir başka ihanet vesikası da ali galip olayı'dır.
    ingiliz ajanı Binbaşı Noel, Ali Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderleri Malatya’ya geçerler. Burada bir Kürt birliği kurarak Sivas yolunda Mustafa Kemal’i öldürecekler ve Kongre’nin toplanmasına engel olacaklardır.

    Ancak Mustafa Kemal girişimi haber alır ve tedbir alır.
    Malatya’da Türk birlikler ingiliz ajanı, Ali Galip ve Kürdistan Teali Cemiyeti liderlerini kıstırırlar. Tutuklama emri vardır. Noel, ingilizlerden yardım ister. Saraya baskı yapılır fakat sonuç varmez. En sonunda kaçmak zorunda kalırlar.

    Görüldüğü üzere daha Sivas Kongresi öncesinde bile Kürtler ingilizlerle, istanbul Hükümeti ile birlikte Mustafa Kemal’e kaşıdır.

    ingiliz gizli belgeleri de bunu doğrulamaktadır.

    28 Kasım 1919’da Mr. Kindson’un Londra’ya gönderdiği raporda şöyle yazılıdır:

    “Kürtlere her ne kadar inanmasak da onları kullanmamız çıkarlarımız gereğidir.”

    9 Aralık 1919 tarihli Yüksek Komiser Robeck’in Lord Curzon’a raporunda ise şunlar yazılıdır:

    --alıntı--
    “Kürtler bütün ümitlerini ingiliz hükümetine bağlamış durumdalar. Bu ara Mustafa Kemal gittikçe tehlikeli olmaya başlıyor. Kuvvetler, Kürtleri Mustafa Kemal Paşa’ya karşı kullanmak için para ödemeye hazırdırlar”
    --alıntı--

    bitmedi...

    ingiliz Gizli Belgeleri’nin verdiği bilgiye göre Kürtler aynı zamanda Yunanlılarla da temas halindedir.

    Amasya’da Yunan temsilcisi ile görüşen Kürtler, Yunanlılara Türk ordusunda ele geçirilen Kürt esirlere iyi davranılmasını ve bu esirlerin Türk ordusuna karşı kullanılmasını önerir. Teklif kabul edilir ve esir Kürtler Yunan ordusunun hizmetine girerler.

    Kürt-Yunan işbirliğinin en büyük sonucu ise Koçgiri isyanı’dır. Yunan ordusu büyük ilerleyişe geçmeden hemen önce Kürtler isyan eder. Yunan ordusu Bursa’ya doğru ilerlerken Kürtler Sivas’a doğru yürümeye başlar.

    Amerikan Askeri Ateşesi durumu şöyle rapor eder:

    --alıntı--
    “… Yunanlılar önemli bir zafer kazanırlarsa Kürt isyanı Türkiye’nin arkasını ciddi bir şekilde tehdit edebilir. Ancak Batıdaki savaş Türklerin lehine gelişirse, Türkler, ellerindeki yarım düzine yetenekli liderden biriyle Kürt sorununa son verebilir. ingilizler kuşkusuz bu durumu bilmektedirler. Gene de Kürt sorunu ile meşgul olduğu sürece Mustafa Kemal’in Musul’a el koyamayacağını düşünmektedirler. Dolayısıyla Kürt akımına yardımcı olmaktadırlar.”
    --alıntı--

    Koçgiri isyanı’nın başlangıç tarihi sadece Yunan ilerleyişine değil aynı zamanda Londra ve San Remo Konferansları’na da denk gelir. Ankara Hükümeti ve milli mücadele kürtler kullanılarak böylece sıkıştırılmaktadır.

    "1071’de Türklere yardım etmeseydik Malazgirt’i kazanamazlardı” ile başlayıp “Cumhuriyeti birlikte kurduk, ama sonradan bize ihanet edildi." safsataları artık yerini milli duruşa, milli bilince bırakmalı ve bu vatana ve millete ihanet edenler, arkadan vuranlar değil, türkiye'nin gerçek sahibi olan türk milleti konuşmalıdır artık.

    ne mutlu türküm diyene...
    85 ...
© 2025 uludağ sözlük