Atatürk şehitlere ihanet etmiş!
DTPli Muş milletvekili Sırrı Sakık Çanakkale Şehitliklerini gezmiş ve şu açıklamalarda bulunmuş:
Bu ülkede burada yatan şehitlerin ruhuna uygun bir cumhuriyet oluşturmak istiyoruz. Eminim ki, onların ruhu bizi izliyor. Burada şehit düşen Muşlusu, Şırnaklısı, Vanlısı, Gazianteplisi, istanbullusu, Trabzonlusu hepsinin ruhu bizi izliyor. Hepsi diyor ki, bizim ruhumuzun şad olması için barışı ve kardeşliği savunun. Hepimize görevler düşüyor, Kürdüyle, Türküyle. Demokrasiden yana olan herkesin ortak bir vatan için ortak sorunluluklar düşüyor.
Ne kadar güzel diyebilirsiniz içinizden, işte adam kalkmış Çanakkale Şehitliklerine kadar gitmiş, orada şehitlerimiz için dua etmiş.
Ama olay elbette öyle değil. DTPnin Çanakkalede il kongresi varmış, Sırrı Sakık da kongre için gitmiş Çanakkaleye, şehitlerimiz için değil!
Ama Çanakkaleye kadar gitmişken şehitliklere de uğramış ve şehitler üzerinden bölücülük yapmaya kalkmış. Sözde Kürtler Çanakkalede savaşmışlar.
Sözlerinin devamında ise Atatürke saldırmış ve Atatürkün Kürtlere ihanet ettiğini buyurmuş. Çanakkalede ve Kurtuluş Savaşında Kürtler Türklerin yanında savaşmış ama Atatürk onların hakkını vermemiş. Yani klasik bölücü Kürtçü tezleri tekrarlamış Sırrı Sakık.
Ama Sırrı Sakıkın bu bölücü tezlerini bugün Türkiyede neredeyse herkes savunuyor. Kimisi hararetle, kimisi inanarak, kimisi inanmak isteyerek. En önemlisi de bu sonuncusu, Türkiyenin büyük çoğunluğu buna inanmak istiyor. Ama büyük çoğunluk derken, kendisine Türk diyenlerin büyük çoğunluğunu kastediyoruz.
Ama tarih elbette bambaşka. Kimileri inanmak istemese de, kabullenmek istemese de, Kürtler ne Çanakkale Savaşında ne de Kurtuluş Savaşında vardı.
Çanakkalede ve Kurtuluş Savaşında Kürtler neredeydi?
Kürtler çok istiyorlarsa şunu diyebilirler; biz Kurtuluş Savaşında ve Çanakkalede fiili olarak bulunamadık, çünkü o dönemin koşulları uygun değildi ama o mücadeleyi can-ı gönülden destekledik ve destekliyoruz.
Ama iş fiili katılıma gelince, biz aynı cephede omuz omuza Türklerle birlikte savaştık demeye gelince; orada durmalılar. Çünkü bu savaşlara kimler katıldı, kimler katılmadı ortada.
Çanakkale Savaşında Osmanlı Ordusunun resmi kaybı 48 bin asker.
Peki bu 48 bin şehidimizin nerelerden gelip Çanakkalede öldüğü biliniyor mu? Elbette biliniyor. Her bir şehidin, ana-baba adından tutun köyüne kadar kim oldukları biliniyor.
Peki Çanakkalede kimler şehit olmuş? 48 bin şehidin 992 tanesi Güneydoğudan katılmış. Yani %2si. Ama bu rakam da bizi yanıltmasın, bu 992 kişinin 502si de Antepten katılmış.
Mesela Sırrı Sakıkın memleketi Muştan kaç kişi şehit olmuş?
Görüldüğü gibi rakamlar ortada: Kürtler pek Çanakkaleye uğramamış!
Peki Kurtuluş Savaşında durum farklı mı?
Orada da durum oran olarak aynı. Toplam 35 bin resmi şehidimiz var Kurtuluş Savaşında. Bunların 685i Güneydoğu doğumlu. Oran olarak yine %2!
Sırrı Sakıkın memleketi Muştan katılım bu defa çok yüksek olmuş ki şehit sayısı 18!
Yani rakamlara baktığımızda görüyoruz ki Kürtler Kurtuluş Savaşında da ortalıkta gözükmüyor...
Kürtlere kardeşlik soruları
Ama biz yine de geçmişi çok kurcalamaktan yana değiliz. Kürtler bu rakamları unutabilirler, biz de unutabiliriz, yeter ki günümüze gelelim ve anlaşalım.
O halde bir de şu sorulara cevap arayalım.
Mesela Sırrı Sakık ve diğer DTPli milletvekillerine ya da onlarla aynı yolda yürüyenlere soralım.
Ailenizde kaç kişi Çanakkale Savaşında, kaç kişi Kurtuluş Savaşında şehit oldu?
Şehit olmasa bile ailenizde hiç bu savaşlara katılmış dedeleriniz var mı?
Onlar size Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı anılarını anlattılar mı?
Ve devam edelim sormaya...
Ailenizde kaç kişi şu ana kadar PKK için savaşırken öldü?
Hâlâ PKKda savaşan akrabalarınız var mı?
Mesela Sırrı Sakıkın yanıtlaması çok kolay olacaktır çünkü ağabeyi Şemdin Sakık PKKnın Apodan sonraki ikinci adamıydı ve şu an hapiste!
Bu arada şunu da soralım kaç akrabanız PKK davasından içerde yatıyor?
Bu soruların cevapları yeterince aydınlatıcı olacaktır elbette.
Ama madem yine de biz bu ülke için savaştık diyorlar, onu da kabul edelim yalnız şunları onların ağzından duymak istiyoruz.
Evet bunları diyebilir misiniz:
Biz Kürtler, Çanakkalede ingilizlere karşı Türklerin yanında savaştık.
Biz Kürtler, Kurtuluş Savaşında Yunanlara karşı Türklerin yanında savaştık.
Biz Kürtler, Fransız işgali sırasında Antepte, Maraşta, Urfada Fransızlara karşı Türklerin yanında savaştık.
Biz Kürtler, ingilizler işgal ettiği sırada Musul ve Kerkükte ingilizlere karşı Türkleri destekledik.
Evet desinler görelim; biz Kürtler, ingilizlere, Fransızlara, Yunanlara karşı savaştık desinler!
Diyemezler, çünkü ingilizler, Fransızlar ve Yunanlar hemen arşivleri açar ve Kürtlerin kimin yanında olduğunu açıklarlar.
Kaldı ki madem siz bize karşı savaştınız o zaman size desteğimizi çekiyoruz derler.
Kolay mı...
ingilizlerin, Fransızların desteğini çektiğini bir düşünün, Kürtler ne yapar!..
Evet bu soruların cevabını alabilirsek o zaman biz de Türk-Kürt kardeşliğine inanabileceğiz.
'vatanı kurtarırken omuz omuza çarpıştık yaa' diye pkk'ya 'pe ke ke' diyen bölücülere çanakkale'yi ziyaret edenlerin acı acı gülümseyeceği durumdur.ayrıca yüzüne vurunuz:
(bkz: şeyh sait isyanı)
çanakkale mahşerdir. tarihin en sert çarpışmalarının geçtiği yerdir. Bu mahşer ise sadece ve sadece Türklüğün mücadele edebileceği bir mahşerdir. Tanrı Türk'ü dünyadaki mahşerlere karşı dimdik durabilmesi için yaratmıştır ki öte dünyada Cennetinin baş köşesine koyabilsin. Fatih olsun Kılıç arslan olsun Mete Han olsun. bu yüzdendir ki böyle bir mahşere herkes dayanamaz. Kürtler ve diğer etnik gruplar da yaratılışlarının gereğini yapıp önce osmanlı'ya cephe'de ihanet etmiş sonralarında ise çıkardıkları ayaklanmalarla karşı cephede ihanet etmişlerdir. Kızmıyorum diyorum ya yaratılış. Bir sivri sineğe beni niye sokuyorsun diye kızamazsın çünkü Tanrı onu sokması için yaratmıştır keza onun sokması için yaratılmasına karşı bize hak da sivrisineği rahatsız ettiği zaman öldürmektir.
dune kadar bundan bahsetmeyen adam canakkale'de kurt vatandasinin da oldugu gercegi dillendirilmeye baslayinca birden tarihin karanlik sayfalarinin gezgini oluvermistir; manidardir. Aslinda degildir, ne desem de prim yapsam, kime camur atsam da farkimi ortaya koysam mantalitesine sahip embesillerin yapabilecegi de ancak bu kadar olur. Herseyden once senin varligi muhtemel olan boyle bir hadisenin insanlarindan hesap sormaya dahi hakkin yoktur ki, adam vatanini sevmiyordur, bananecidir veya ihanet etmistir ama seni alakadar etmez zira sen o devrin adami degilsin, sen de bu topraklarda gecmisteki dedelerin ninelerin biyigi cikmamis korpe genclerin vesilesiyle kaygisizca buyudun. Onu birak o zaman yasamis olanlar sormak isterse sorarlar mahkeme-i kubrada. Bir kere de her bok hakkinda mutlak insiyatif sahibi gibi davranmasan kendi isine gucune baksan olmaz mi?
o devirde bu detaylandırmanın nasıl yapılabileceğini bilmeyenlerin bilimsel tarih yaklaşımı olmayan, propaganda amaçlı yanlı yorumlarıdır. 1. dünya savaşı'nda ordudan firar oranının % 50'leri bulduğu rivayet edilmektedir (kaynak:devletin silahlanması-eric jan zürcher). genel tablo buyken çanakkale'den 60 bin firar olmuş, onlar da zaten kürtlerle araplarmış demek, bugünden geçmişe bakarak belli etnik grupları karalama çabasından başka bir şey değildir. ayrı bir parantez olarak, o devirdeki nakliyat zorlukları düşünülürse, osmanlı devleti'nin, bugünkü uygulamanın aksine, askere aldıklarına memleketlerine yakın yerlerde askerlik yaptıracağını anlamak zor olmasa gerek. bu bağlamda "çanakkale'de niye kürt azdı" (önceden yoktu diyorlardı, şimdi argüman değişti) demek çok anlamlı değildir.
saçma sapan, gerçek olup olmaması hiç birşey ifade etmeyen, ülkemizi inceden inceden karıştırmaya yönelik saçmalıklardan sadece biri. aferin, böyle devam edebilirsek yakında iyice bokunu çıkaracağız. hani çanakkalede 60 bin kişi kaçtı diyelim, sen ne yapıyorsun ülken için. bir işine yarayacakmı bu varsaydığın gerçek. kin tohumlarını gübrelemeye devam edelim. aferin bize.
bence daha ileriyi görmüşler ve örgütlenmişler, "olum biz bu savaşı kazandık diyelim, bağımsız olduk, cumhuriyeti kurduk, ne olacak? bak bizim millet bunu beceremez biz burada öle öle alırız onlar parayla satar, gelin boşuna ölmeyelim, keyfimize bakalım." demiş olabilirler.
şu an hatırlatılmasında hiç bir fayda görmediğim askerlerdir. ırkı farketmez zaten kaçak kaçaktır. türk kaçak ta vardır muahakkak. napalım şimdi? daha birlerştirici şeyler söylesek? ayrılıkçı ibnelerin ekmeğine yağ sürmesek? *
ne kitli vagonlarda merhamet vardır ne de savaş durumunda etik. şehit olma vecdi ile yanıp tutuşmayanları da , anti militarist olanları da alırlar cepheye savaş zamanı. savaş kaçkını olmak etnisiteye indirgenemez. bağımsızlık, hürriyet ve vatan aşkı için dipçik tutan, can verenlere selam olsun.
acı gerçek fakat bir kaç tanesi kalıp bizim için bu vatan için canını verdiyse ruhu şad olsun mekanı cennet olsun . ya sev ya terk et seviyorsan da canını ver. kaçanların da *~ ne denir ki başka kaçtı kaç sene yaşadı nasıl yaşadı gece yatağa yattığında arkasında bıraktığı orduyu düşündü mü . hoş düşünse ne olur kansız kansızdır .
edit: birinin dedesi de bu kaçanlar arasında herhalde eksileyip duruyor.
yeni bölücülük hamlelerinden biri, önce 60 bin kişi firar etti de ondan sonra şunlar kaçtı, bunlar kaçtı diye yaftala. Bizim ulusalcı abilerimizde hemen başlasın, "15 kişi öldü diye omuz omuza savaşmış mı oluyoruz" palavralarına. Oh, Ne ala memleket.
Bilmem bilir misiniz biz birinci dünya savaşında sadece çanakkale cephesinde savaşmadık. Doğu cephelerini, kafkas cephelerini, kanal harekatlarını veya oralarda savaşan askerleri bilir misiniz acaba? Yok hiç zannetmiyorum.
Hala bu memlekette için savaşmış askerlerin etnik kimlikleri tartışılıyorsa, bu memleket harbiden bitmiş.
tarihin gizlenen belgeleri arasındadır.
kürtler kaçmışlardı çünkü koçgirinin, cemil çetonun hazırlığı içindeydiler.
15 şehit verdiler diye omuz omuza savaşmış olmadık.
kurşun atmadan dağılan 77. alayın kürt neferleri ordumuzuda büyük bir zorlukla başbaşa bırakmışlardır.
önceleri çanakkale savaşında hiç bir kürt yoktu deyip bazı arşivlerden çıkan belgelerin gerçekliği sonucu göt olmuş kişilerin, -ki bu kişiler, devleti kaosa sürmeye kararlı ve azimli bir gruptur-, bu kez de "katılmışlar ama kaçmışlar" gibi saçma sapan bir yalan uydurmalarının başlığa vurulmuş halidir. amerikan oyunlarına alet olan bu kuklalar, amerikanın, türkiye'yi kürt-türk olarak bölmek olan nihayi amaçlarına ulaşmaları için büyük kozudur. kim ne derse desin, demokratik açılım gibi tarihe büyük bir demokrasi örneği olarak geçecek bir olayın oluşumu esnasında bu tür dalaverelerle ortalığı karıştırmaya çalışan kişiler, vatan hainidir. bu kişileri tarih asla affetmeyecektir.
arap ve kürt alaylarından oluşan askerlerdir. başbuğ atatürk ve birçok osmanlı subayı da emri altına arapları değil türk askerlerini almak istemiştir.
ayrıca savaşta kurşun bile atmadan dağılan 77. alayın tamamı kürttür.
tüm bunları biryere yazdığımızda kürtlerin çanakkalede bile yanımızda olmadığı ayan ve beyan ortadadır.
osmanlı ordusunun arap ve kürt neferleri olduğu hakkında bir çok tarihi kaynaktan veriler bulabileceğimiz olağanüstü kaçar raporu, demek ki fazla bir şey değişmemiz zira araplar abd bağdat'a girerkende ordudan kaçıyorlardı, diğerlerinin durumu malum.