çanakkale savaşları

entry30 galeri7
    5.
  1. Çanakkale seferinin son direnişinin ileride vatanı bir kere daha kurtaracak ve Cumhuriyeti kuracak olan genç liderimizi tüm dünyaya tanıttığını, Müslüman ülkelerde Mustafa KEMAL'in kahraman ilan edildiğini, kartpostallarının ve posterlerinin kapış kapış satıldığını,

    Mustafa Kemal'in Anafartalar'da yaralandığını, kalbinin üstünde bulunan cep saatinin parçalandığını ve şarapnel parçasının derine girmesini engellediğini, bu yaranın aylarca kapanmadığını, Mustafa KEMAL'in askerin morali bozulmasın diye bu olayın tek şahidine "Sus!" emri verdiğini,

    Çanakkale'de doktorların askerlerden daha çok yorulduğunu, binlerce yaralıyla ilgilenmek zorunda kaldıklarını, ümitsiz vakalarla hiç ilgilenilmediğini ve
    kurtulma şansı olanlara öncelik verildiğini,

    Savaşın özellikle sonlarına doğru askere günde sadece yarım ekmek verilebildiğini, bu ekmeğin de taş gibi kuru olduğunu, açlık içinde siperlerde yaşayan Mehmetlerin ayakkabı köselelerini kaynatıp çorba niyetine içmeye çalıştıklarını,

    Medeniyetin öncüsü ingilizlerin beyaz bayrak sallayan Türk askerlerini kurşuna dizdiğini, esir askerlerimizi tahta barakalara doldurarak diri diri yaktıklarını, Türk askerinin savaşta silahsız düşman askerini öldürmediklerini hayretle gördüklerini, bir ingiliz askerinin Türklerden insanlık adına çok şey öğrendiklerinin itiraf ettiğini,

    Yarım milyon cesedin ise Gelibolu'da toprağın kimyasını değiştirdiğini ve yeşillendirdiğini; hâlâ toprağın altında kemikler, boş mermi kovanları ve patlamamış top mermileri çıktığını,

    Tarihin en büyük teknolojisine ulaşan ve teknolojiyle her şeyi halledeceklerini zannedenlerin tarihin en büyük yenilgisini aldıklarını,

    Çanakkale savaşlarındaki en büyük askeri dehaların Mustafa KEMAL ve Esat Paşa olduğunu, düşmanın her hamlesini doğru tahmin ettiklerini, yaptıkları kritik hamleler ve aldıkları cesur kararlarla savaşın seyrini değiştirdiklerini, gelişen olaylar neticesinde askerlerinin de yüksek güvenini ve hayranlıklarını kazandıklarını, bir işaretleriyle emrindekilerin hiç düşünmeden ölüme koştuklarını BiLiYOR MUYDUNUZ!
    2 ...
  2. 4.
  3. Zelanda Ordu Birliği" yazmaktan sıkıldığını pratik bir çözüm olarak bu kelimelerin baş harflerini alarak ANZAC kısaltmasını bulduğunu, bu kısaltmanın dünya tarihine geçtiğini,

    ingilizlerin çıkmaları gereken geniş kumsala değil, dar bir koya ve kalabalık bir şekilde çıkmak zorunda kaldıklarını, karşılarında ise Ezineli Yahya Çavuş ve 62 kişilik takımı dışında hiçbir birliğimizin olmadığını,

    4000 ingiliz askerine Yahya Çavuş ve arkadaşlarının eski tip piyade tüfekleriyle 18 saat boyunca karşı koyduğunu, mermi israfı yapmamak için asla tek dolaşan hedeflere ateş edilmediğini, neredeyse hiçbir mermi israfının yapılmadığını, adamların orada çakılı kaldığını, bir santimetre ilerleyemediklerini, komutanlarının verdikleri raporlarda karşılarında kalabalık bir makineli tüfek (!) birliğinin bulunduğunu bildirdiklerini, Ezineli Yahya Çavuş ve arkadaşlarının hepsinin orada şehit olduğunu,

    Gelibolu siper savaşlarında on binlerce askerin savaştığı düşman askerini bir kere bile göremeden can verdiğini, kolların bacakların havalarda uçtuğunu, yerin altının ve üstünün sürekli yer değiştirdiğini,

    Havada iki merminin çarpışma ihtimalinin 600 milyonda bir olduğunu, bu çarpışan mermilerden Çanakkale'de onlarca bulunduğunu,

    Galatasaray Lisesi öğrencilerinin, 15-16 yaslarındaki bu fidanların, hepsinin tek bir saldırıda ingiliz makinelisi ile biçildiğini, Darülfünun’un tüm son sınıf öğrencileri şehit olduğu için o sene hiç mezun vermediğini,

    Gömülemeyen ölülerin on binleri bulduğunu, ortalığın kokundan ve sineklerden geçilmediği, domuzun bile yaşamayacağı şartlarda askerlerin savaştığını, ilk ateşkesin dostluk gösterisi değil, şartların her iki taraf için de artık kaldırılamayacak kadar ağırlaştığı için zorunlu olarak alındığını, iki tarafın askerlerinin o gün arkadaşlık yaptıklarını, birbirlerine sigara, yiyecek, tespih, yüzük, rütbe gibi ufak tefek hediyeler verdiklerini,

    Ortalığı basan sinekler yüzünden hiçbir yiyecek maddesinin birkaç tane sinek yutmadan yenilemeyeceğini, salgın hastalıkların da savaş kadar can aldığını,

    Türklerin soba borularından top bataryaları yaptığını ve bu şaşırtmacanın işimize çok yaradığını,

    Toprağın altında bile savaş olduğunu, her iki tarafın tüneller açarak düşman siperlerinin altına kadar gelip patlayıcı yerleştirdiklerini, bu şekilde iki tarafın da çok kayıp verdiğini,

    Conkbayırı'nın 24 saat içinde 7 kere el değiştirdiğini,
    0 ...
  4. 3.
  5. Aç ve perişan halkın dişinden tırnağından arttırarak parası peşin ödenmiş iki savaş gemimize ingilizlerin göz göre göre el koyduğunu, ve bu gemilere daha sonra askerlerini doldurarak Çanakkale'ye yolladıklarını,

    Sultan Abdülhamit'in olayları kırk yıl önceden görerek Çanakkale'deki tabyaları güçlendirdiğini ve elden geçirdiğini, bazı yeni tabyaları inşa ettirdiğini, onun
    yaptığı çalışmaların belki de savaşın seyrini değiştirdiğini,

    Avustralya ve Yeni Zelanda gençlerinin daha önce Gelibolu'nun adını bile duymadıklarını,
    Avustralya'da yaşayan iki zenci Müslüman'ın, Türklerle savaşa giden birliğe ateş açtığını ve orada şehit edildiklerini, Orada bulunan ve olayı yaşayan Avustralyalıların bu olayın nedenini uzun süre anlayamadıklarını,

    Osmanlı Devleti'nin elinde sadece 26 deniz mayını kaldığını, bu mayınların hiç akla gelmeyecek biçimde ve son mayın kontrolünden sonra bırakıldıkları için ingilizler tarafından tespit edilemediklerini,

    200 yıldır yenilmeyen, dünyanın en büyük donanması olan ingiliz ve Fransız donanmalarının iki saatte dağıldığını, Türklerin batan düşman gemilerindeki savunmasız askerlere ateş etmeyi bıraktıklarını ve diğer gemilere ateş ettiklerini, bunu gören ingiliz komutanlarının olaya bir anlam veremediklerini,

    Edremitli Seyit Onbaşının, topun ağzına mermi süren vinç tesisatı bombardımanda kullanılamaz hale gelince üç tane 275 kiloluk mermiyi tek başına arka arkaya kaldırarak yatağa sürdüğünü ve ateşlediğini, bu işlemi yapabilmesi için her defasında üç basamaklı metal bir merdivenden çıkması gerektiğini, üçüncü atışta ingilizlerin "Ocean" zırhlısının dümenini parçaladığını, dümeni kırılan "Ocean"in mayınlara sürüklendiğini, bir mayına çarparak havaya uçtuğunu ve yirmi dakika içinde battığını,

    Bu olayın ertesinde bölük komutanının Seyit Onbaşıyı çağırttığını, aynı mermiyi kaldırmasını istediğini ancak Seyit Onbaşının bunu başaramadığını, bnun üzerine komutanın "Bu merminin tahtadan bir maketini getirsinler, Bu yiğidin fotoğrafını çeksinler." diye emir verdiğini, bu fotoğrafın hepimizin çok iyi bildiği ve Seyit Onbaşının günümüze ulasan tek fotoğrafı olduğunu,

    Cumhuriyet kurulduktan çok sonra Mustafa KEMAL'in Edremit'i ziyareti sırasında Seyit Onbaşıyı sorduğunu ve Kaymakam dahil kimsenin bilmediğini....
    Kaymakamın Seyit Onbaşı'yı Mustafa KEMAL'in huzuruna çıkarmadan tıraş ettirip takım elbise giydirdiğini, bu olayın Mustafa KEMAL'i derinden yaraladığını,
    ingilizlerin 18 Mart faciasının suçlusu olarak mayın taramacıları sorumlu tuttuğunu, hepsinin kurşuna dizdirildiğini, savaş bittikten yıllar sonra her iki ordu arşivleri açıklanıp gerçekler öğrenilince bu askerlerin ailelerinden özür dilendiğini, tazminat
    ödendiğini, iade-i itibar yapıldığını ve şerefli birer asker olarak öldüklerini ilan ettiklerini,
    0 ...
  6. 2.
  7. http://canakkalesavaslari.comu.edu.tr/
    ÇANAKKALE SAVAŞLARI

    Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı Devletinin Çanakkale Boğazını ele geçirmeye ve istanbul'u işgal etmeye yönelik ingiliz-Fransız ortak harekâtına karşı yürüttüğü savunma savaşlarına Çanakkale Savaşları denir.

    Osmanlı topraklarına karşı böyle bir harekat 1904-1911 arasında ingiltere'de planlandı. Ağustos 1914' den itibaren Çanakkale Boğazı giriş çıkışları kontrol altına alındı. Kasım 1914'te Osmanlı Devleti ile itilaf devletleri arasında savaş başlayınca plan uygulanmaya başlandı.. Kasım-Aralık 1914'te ingilizler, Seddülbahir ve Kumkale tabyalarını topa tuttular. 2.Ocak 1915'te ingiliz hükümeti Çanakkale Boğazının ele geçirilmesi kararını aldı. (Deniz Kuvvetleri Bakanı Winston Churchill). 28 Ocak 1915'te Deniz harekatı kararı verildi. 19 Şubat 1915'de Çanakkale savaşları fiilen başladı. Boğazın dış tabyaları tahrip edildi. Bombardımana 12 büyük zırhlı ve diğer gemiler katıldı. Deniz savaşının yeterli olmayacağı anlaşılarak çıkarma kararı verildi. Dış tabyaların 19 Şubat'ta tahribi (Toplam 19 top) sonucu italyanlar itilaf Devletlerine meyletti, Ruslar telaşlandı ve istanbul'un Yunanlıların eline geçeceğinden korkarak 40.000 kişilik bir yardımcı kuvvet göndermeyi teklif etti; ancak, ingiliz ve Fransızlar boğazları Ruslara vermeyi vaat ettiler. Asıl çıkarmanın 18 Mart'ta olmasına karar verildi. Orta tabyalar sürekli bombardıman edildi, dış tabyalar için karaya asker çıkarıldı. Boğazda mayın arama ve temizleme işi sürekli uygulandı.

    18 Mart 1915'te düşmanın Büyük Taarruz'u sabah saat 11.00 de başladı. 18 büyük zırhlı, birçok muhrip ve denizaltı mevcut idi . Toplam 506 topa karşılık savunmada toplam 150 top vardı. Sonuç aynı gün 17:45 te alınmıştı. iki ingiliz, bir Fransız zırhlısı battı. Bir ingiliz, iki Fransız zırhlısı ağır yara aldı, üç gemi karaya oturdu. Kayıplarımız kırkdört şehit, yetmiş yaralı, sekiz top idi.

    Neticede, düşman boğazı denizden geçemeyeceğini anlamıştır. Avustralya'dan Kanada'ya kadar sömürgelerden toplanan askerler de savaşa sürülmüştür. Bu gruptan en savaşcı askerler: "Australia and New Zealand Army Corp.", "ANZAK" lardır.

    25 Nisan 1915 Çanakkale Savaşlarının en kanlı muharebeleri başlamıştır. Sabahın erken saatlerinde ingiliz ,Fransız ve ANZAK kara -deniz birlikleri, Seddülbahir ve Arıburnu'na, 70.000 kişi ile 109 harp gemisi, 308 taşıt gemisi desteğinde çıkarma yaptı. Aynı anda Fransız birlikleri Kumkale'ye yanıltıcı küçük bir çıkarma yaptılarsa da tutunamadılar. Arıburnu'na çıkan ve Conkbayırı'na doğru ilerleyen ingiliz birliklerini, Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen karşıladı. Mayıs, Haziran, Temmuz ayları boyunca gögüs göğüse kanlı çarpışmalar oldu. 9 Ağustos ve 20 Ağustos'taki büyük saldırı ve geri püskürtülmeden sonra Çanakkale'yi karadan da geçemeyeceklerini anlayan ingiliz ve Fransızlar Kasım 1915'ten itibaren savaşı sona erdirmeye karar verdiler ve 9 Ocak 1916'da son düşman kuvvetleri de çekildi. Savaş boyunca 300.000 kadar itilaf Devletlerinden, 250.000 kadar Türk askerinden kayıp oldu.

    Zeynep TÖRE
    1 ...
  8. 1.
  9. 26 adet mayının ,270 kiloluk bir topun * tersine cevirdigi bir savastır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük