çanakkale'nin yüksek manevi havasına rağmen, zaman zaman girift düşüncelere gark olmamıza neden olan, tarihin battığı, yüzbinlerce şühedaya yataklık eden çanakkale'nin siyasi parti tercihidir.
şahsım adına seçimlerde iki şehir her zaman bana garip gelmiştir.
çanakkale ve edirne,
çanakkale şüheda yatağı, edirne osmanlının payitahtıdır. bilmem anlatabildim mi?
çanakkale'nin manevi havası, çanakkale boğazı'nda yatmaktadır. tabi osmanlı devrinde her anadolu kasabası gibi o bölgede de islamiyet yaşanıyordu. ama bugüne baktığımızda çanakkale en dejenere şehirlerden bir tanesidir. esasen 1950'lere kadar çanakkale'nin iyi bir imajı yoktu. zira çanakkale zaferi 1940'lara kadar bilinmiyordu bile. m kemal ve bilhassa ismet paşa çanakkale savaşlarıyla ilgili bırak kutlama yapılmasını, konuşulmasını ve neşriyat yoluyla bu savaşın genç nesillere anlatılmasını bile yasaklamışlardı. bu konuda ilk yasağı delme çalışmaları nihal atsız, nejdet sancar, fethi tevetoğlu gibi erken dönem milliyetçi-ırkçı cenahtan gelmişti. öyle ki milli şef'ten ağır bir tehdit de yemişlerdi. türk şehitliği diye birşey yoktu. oralar adeta harabelikti. ama halkın artan teveccühü karşısısnda menderes döneminde çanakkale savaşı tekrar hatırlandı. velhasıl 50'lere kadar çanakkale'nin meşhur olduğu tek şey genelevleri ve kadın satıcılarıydı. o dönemin en meşhur bir bayan mamasınını çanakkaleli olması, mahalli futbol ligi maçlarında komşu şehirlere giden çanakkaleli taraftarların hakaretleri maruz kalmasına sebep oluyordu. bu imajdan kurtulmak adına çanakkale halkı da çanakkale savaşı mitosuna yapıştı. çanakkale kemalistlikten ziyade dejeneredir. izmir'in kemalistliği de aslında bir nevi ruh halidir. ama girdi çok uzadı. bunu izah etmeyeceğim.