savaştan muaf tutulmalarına rağmen gönüllü olarak türk ordusu safında ingilizlere karşı savaşmış ve türk üniforması altında anadolumuz için şehit düşmüş kahraman askerlerdir. gayrimüslim şehitlerin büyük bölümünü oluştururlar.
kimi islamcı forumlarda ''yahudiler çanakkale'de bize karşı savaştı'' diye kasıtlı yalanlar okuyorum. bu islamcı arkadaşlar sanırım yahudileri bazı din kardeşleriyle, daha açık söyleyim; şu kurşun atmadan kaçmış, bir iki yıl sonra da kürt isyanı olarak nitelendirilecek isyanları çıkartmış tiplerle karıştıryor sanırım. yahudiler başkaları ile karıştırılmamalı, onlar bulunduğu her ülkede topluma uyum sağlamış o toplum için çalışmış insanlardır. dünyadaki yahudi nefretinin sebebi ise islam düşmanlığı veya yabancı düşmanlığının aksine kendilerinden değil kendilerine olan kıskançlıktan kaynaklanmaktadır.
üstelik türk yahudilerin vefası sadece çanakkale'de değildir. izmir'de Yunan ordusunun çektiği bayrağı indiren genç, Nesim Navaro adında bir yahudidir. ayrıca yine izmir'deki yahudi cemaati yunan baskılarına sırt çevirip türk yanlısı bir tavır almış ve bunun bedelini zaman zaman canlarıyla ödemişlerdir. biz yahudileri tarihte de severdik şimdi de severiz.
birinci dunya savasinda gayri muslumler de silah altina alinmis , cogunlugu amele taburu olarak adlandirilan pis ve agir islerin yaptirildigi boluklere silazsi olarak istihkam edilmis ,
diger cephelerde oldugu gibi canakkalede de savasmisbir cok gayri muslum vardir.
ermeni soykiriminda ermeni erkeklerin buyuk kismida bu amele taburlarindayken oldurulmusdur. oyle iddaa edildigi gibi ermeniler ordudan muaf tutulmus degillerdi, bu taburlardan kacmayi ,hayatda kalmayi basarabilener daglarda ceteler olusturmuslardir.
''çanaggale'de türk-kürt, çerkez, laz, boşnak, arnavut, kongolu beraber savaştık'' diye başlayan tekerlemeyi söyleyenlerin nedense hiç bahsetmediği şehitlerdir. bugün aziz hatıraları önünde bir kez daha saygıyla eğileceğiz.
ha bir de söylemeyi unuttum; çanakkale'de şehit düşen kürtlerden farkı somut varlıklarıdır.
tek kişi dahi olsa baş tacıdır. ancak karşı saflardakileri unutmamak gerekir.
--spoiler--
Yahudi Katır Bölüğü, 562 adamla 17 Nisan 1915 günü Anglo-Egyptian ve Hymettus gemileriyle Geliboluya doğru yola çıkmış ve 25 Nisan 1915 günü de yarımadaya ayak basmıştı. Hepsinin yakasında da sarı renkli Davut yıldızı motifli birlik arması işliydi. Birlik ikiye bölünmüştü; yarısı ünlü 29. Tümenle birlikte Seddülbahire, diğer yarısı da ANZAC Kolordusuyla birlikte Arıburnuna çıkarılmıştı. Ancak, bu ikinci grup, görünürde nedensiz, Mısıra geri gönderildi. Hamilton'un bir mektubunda belirttiğine göre, bu tasarrufun nedeni, Anzac askerlerinin, Katır Birliği mensuplarını "Türk zannederek" vurmalarıydı. Diğer grup ise, savaş boyunca Seddülbahirdeki tek ulaştırma birliği oldu ve yoğun ateş ve inanılmaz güç şartlar altında, ön cephelere su, cephane, yiyecek ve diğer ihtiyaçların ulaştırılması görevi yaptı.
Savaşa Gen. Ian Hamiltonun kurmay heyetinde görevli olarak katılan ve 1932de Çanakkale Askeri Operasyonu adlı önemli kitabı yayınlayan Gen. C.F. Aspinall-Oglander, Hamiltonun Yahudi Katır Bölüğü için şöyle dediğini anlatacaktı:
Savaşta aynı ölçüde şöhret kazanan ingiliz ve Hint güçlerinin yanı sıra Yahudi Mülteci Katır Bölüğü (Zion Katır Bölüğü olarak bilinir), Suriye ve Filistindeki mülteci Yahudilerden kısa sürede teşkil edilmişti. Ağırlıklı olarak Rusya kökenli bu insanlar Mısıra güvende olmak için gelmişlerdi. Albay Patterson, bunlar arasından 750 katırla 500 adam seçmekle görevlendirildi. Emirler kısmen ibrani, kısmen de ingiliz dilinde veriliyordu. Bu adamlar, 1915te Süveyş Kanalındaki savaşta Türklerden ele geçirilen tüfeklerle silahlandırılmışlardı. Bu birlik, büyük bir olasılıkla, isadan sonra 70de Kudüsün düşüşü sırasında, Titusun idaresindeki Roma ordusuna karşı savaşan Yahudi güçlerinden sonra savaşmış ilk Yahudi birliğiydi
--spoiler--
mutlaka osmanlı musevileriden savaşa katılan ve hayatını kaybeden vatan evlatları vardır ve vatan onlara minnettardır. ama şehitlik kelimesi islam dinine ait bir tabirdir. yahudilerde de bu anlama gelen başka bir kelime vardır illaki. malesef toplumumunuz ve "devletimiz"ce içi iyice boşaltılmış olan şehitlikt mertebesi bir çok yanlş yerde kullanılmaktadır.
(bkz: sanat şehiti)