şimdi sizlere bu suriyeli sünni arap'ın ihanet vesikasını aktaracağım ki belki "suriyeliler bizim kardeşimiz" demekten biraz olsun utanır, suriyeliler konusunda bir kez daha düşünürsünüz.
şamlı lütfi adına çanakkale cephesinde rastlıyoruz.
şamlı lütfi'nin ve beraberindeki suriyeli arapların yaptıklarını anafartalar grup komutanı albay mustafa kemal(atatürk)'in yaveri, teğmen cevat abbas(gürer) şöyle anlatıyor.
--alıntı--
bütün subaylar ve erler, çok kere aç, susuz, uykusuz savaşıyordu. bir gün şamlı lütfi adındaki kurmay binbaşının, yeni gelen iki teğmenle pek samimi olduklarını gördüm. aralarında arapça konuşuyorlardı.
"herhalde hemşerileridir, onu ziyarete gelmişlerdir" diye düşündüm.
fakat, binbaşı lütfi, az sonra bu iki teğmenin tayin emirlerini vererek görev yerlerinin belirlenmesini istedi.
bu talep içime bir kurt düşürdü.
tamamen önsezi ile o iki teğmeni muharip kuvvetlere değil, geri hizmete vererek araba kollarına memur ettik.
ama bu görev yerini binbaşı lütfi'nin onaylaması gerekiyordu.
elimdeki yazı ile onun yanına gittiğimde şiddetli ve öfkeli bir itirazla karşılaştım.
şamlı lütfi, yeni gelen teğmenlerin geri hizmete değil, muharip hatlara gönderilmesini istiyordu. üstlerini de ikna ederek bu isteğini yerine getirdi.
--alıntı--
şimdi burada mustafa kemal'in yaveri cevat abbas, şamlı binbaşı lütfi ve onun görevlendirmek istediği suriyeli iki teğmenden şüpheleniyor.
neden?
durduk yere şüphelenmesi sebepsiz.
illa ki bir sebebi olmalı.
keza, teğmenleri geri hizmete atamasına rağmen, şamlı lütfi buna şiddetle karşı çıkıyor ve üstleri ile konuşarak bu iki suriyeli teğmeni ısrarla muharebe hattına atıyor.
neden?
nedeni birkaç gün içindeki muharebelerde ortaya çıkıyordu.
cevat abbas, hâlâ bu işte hemşerilik gayretinin rol oynadığını düşünüyordu.
fakat öyle olmadığı kısa zamanda anlaşıldı. o iki arap teğmen, yanlarına birer çavuş da alarak, bir gece, kahramanca dövüşen birliklerimizin siperlerini terk edip düşman tarafına geçme alçaklığını gösterdiler.
bu hainlerin düşmana verdikleri bilgiler yüzünden anafartalar cephesindeki çarpışmalar şiddetlendi ve binlerce türk çocuğu şehit oldu.
şamlı lütfi'ye gelince;
harekat şube müdürü iken, ilk nöbetleri sırasında gösterdikleri kayıtsızlık sebebiyle, tümen kumandanı mustafa kemal, binbaşı şamlı lütfi ve onun gibi arap asıllı binbaşı mustafa'nın ellerine derhal ilmühaberlerini verip ordu emrine gönderdi.
bu ikisinin kayıtsızlığı cehaletlerinden ileri gelmiyordu, soylarının dürtüsüyle hareket ederek türk'ün başarısına hizmet etmekten kaçınıyorlardı. mustafa kemal, bunun hemen farkına varmıştı.
aradan zaman geçti.
cevat abbas, şamlı lütfi'nin suriye'deki 4. ordu emrine verildiğini duydu.
bu ordunun kumandanı, aynı zamanda geniş yetkilere sahip suriye valisi olan cemal paşa idi.
şamli lütfi, türk ordusunun gerilerinde arap isyanı hazırlayan kimselerle birlikte yakalandı ve idam edildi.
ihanet cezasını bulmuştu.
evet, şamlı lütfi suriyeli bir araptı.
osmanlı ordusunda yüksek mevkiye gelen, kuran üzerine, allah üzerine, şeref ve namusu üzerine vatana bağlılık yemini eden bir arap.
ama şüphesiz ki diğer soydaşları gibi o da kansızdı.
bu kansızlığı neticesinde de kendisine kucak açan osmanlı'ya ihanet etmekten geri kalmadı.
çanakkale ve suriye cephelerinde ingilizlerle işbirliği yaptı ve binlerce türk evladının kanına girdi bu hain...
şimdi merak ediyorum, çanakkale cephesinde suriyeliler savaştı ve şehit oldu diyenler, tek bir suriyeli arap'a dair bir kahramanlık hikayesi neden anlatamıyor.
neden kayıtlarda arapların herhangi bir kahramanlığı yok da, belgeler, komutanlar hep bunların hainliklerini anlatıyor?
siz hala suriyelilerin çanakkale'de bizimle birlikte savaşıp şehit düştüklerine inanıyor musunuz?
inanmayın.
rakamları, belgeleri de paylaşacağım.
bunun gibi başka örnekleri de paylaşacağım.
örneği her cephede bol bol görülen suriyelilerdendir.
ulan arap seviciler, gerek çanakkale'de gerekse diğer cephelerde kahramanca savaşan, adını sanını bildiğimiz çok sayıda rum ve yahudi vatandaşımız bile var ama bunları ara ki bulasın!
kalın kitap okuma özürlü yalancı ve hain itin savunduğu hainlerdir.
ulan cahil ve de hain şahıs, herkesi kendin gibi mi sandın? altı ciltmiş, çok kalınmış, mümkün mü ki okunsunmuş! ulan it, ancak senin gibi eniklere zor gelir okumak. tabi ki hepsini okudum. hem üstelik bunları okuduğunu, içinde şöyle şöyle yazdığını iddia ediyordun, neden şimdi kıvırıyorsun?
öyle cahilsin ki kazara üç beş sayfasını okuduğun bir kitabı tek başvuru kaynağı sanıyorsun! klasik cahil tutumu işte. bunlar böyledir, kazara birilerinden bir şey duysunlar veya bir kitaptan iki sayfa okusunlar dünyanın her meselesini anladıklarını sanırlar!
lan ebleh, çanakkale konusundaki külliyat, her iki cephede bizzat savaşmış olanların yazdıklarını da içeren bir dağ olmuş, sen hala diyorsun ki şevket süreyya! kaldı ki şevket süreyya dediklerini yazmış filan da değil. üstelik çanakkale savaşları konusunda sadece türk yazarların değil, yabancı yazarların yazdıkları da var ki sayısı türk yazarların yazdıklarından fazladır. bir kısmı türkçeye çevrilmiştir, bir kısmı çevrilmemiştir. okuma alışkanlığı olmadığı halde her bir boku bildiğini sanan bir kişi olduğuna göre ingilizcen zaten iyidir öyle değil mi? :)
yavrum sen daha toysun. sıçtığın bok daha marmara'ya varmamış buralarda ahkam kesiyorsun. o işler senin bildiğin gibi değil. bir zahmet kendini "kalın kitap" okumaya alıştır da bir bak bakalım nasılmış.
ulan orospu çocuğu! senin ne haddine ordumuzu diline dolamak, dalga geçmek! sen asıl destekçisi olduğun fistanlı kahpelerin, uyuşturucu tacirlerinin, emperyalist orospularının haline bak!
şu rezil itin hali herkese ibret olsun! bakın çanakkale konusunda yobazlar ne diyorsa aynısını diyor. ordumuza düşmanlıkta da birbirleriyle yarışıyorlar her zamanki gibi.
sebep? zira bu bölücü köpeklerle, yobazlar tarihi dostturlar; bakmayın şimdilerde kavgalı göründüklerine.
mustafa kemal atatürk tarafından cepheden kovulmasına rağmen, cemal paşa tarafından suriye cephesinde görevlendirilmiş, ihanetlerine burada da devam etmiş olan hain suriyelidir.