huzur,rahatlık,temiz hava,kordon,eğlence,deniz,peynir helvası ve daha bir çok güzelliğin bulunduğu,ülkenin iki boğazından birine sahip olan şehitler diyarımız.
sahilinde tekneci amcaların muhabbet ettiği,doğasıyla içinizi ferahlatacak,amaç eğlenmekse gece yaşamı hareketli amaç kaliteli müzikse pek tatmin etmeyecek,yılbaşı-18mart vb. özel günlerde kordonu sevgi seline dönen şirin bir şehir,devamlı burada yaşamak düşünülüyorsa küçük şehirlerdeki avantajlar ve dezavantajlar burada da mevcut..
'benim' diyen tatil mekanlarına ayarı verecek güzellikte plajlara,eğlence yerlerine ve tarihi değerlere sahip nadide bir şehrimiz.
özellikle eceabattaki kabatepe kampı gidilesi,görülesi hatta bütün yazı geçirilesi bir yerdir.fıstık yeşili deniz,bembeyaz kumsal ve orman insanın başını döndürür.eğlence mekanlarından da en popüleri küçük laila diye adlandırılan lodos bar'dır.her daim boğaz manzarası sizinledir.
düzeltmeler yapmak gerekirse bazı tepelerinde değil sadece bir tepesinde dur yolcu yazmaktadır. kızlarına gelince hepsi güzeldir ama bir de atasözümüz vardır çanakkalenin havasına ve kızına güven olmaz.
Güzelyalı ilçesinde Polonyalı turistlerle karşılıklı göbek atıp omuz vurmayı öğrettiğim güzel şehirdir. Troya Festivali zamanı en hareketli ve bereketli dönemini yaşar. Ev yemeği yapan lokantaları her ne kadar pahalı olsa da hemen hemen her yerde öğrenci indirimi uygulanır.
eceabat'a yaklaşıldığında insana ürperti vermeye başlayan ve insanın yere basma konusunda bile tedirginlik duymasına neden olan bir şehir.
gidenler bilir nasıl hislerle gezildiğini ve o her tarafı süsleyen gelincikler kan kırmızıdır sanki şehitlerin kanıyla sulanmış gibi.
rehberle birlikte gezebilme şerefine erdiyseniz ne şerefli bir ecdadımızın olduğunu daha da iyi anlarsınız. düşman askerini bile yaralı diye sırtında taşımış bir nesildir atalarınız ki hele benim gibi hem annenizin hem babanızın dedeleri orada şehitlik makamına erdiyse ve anne ve babanız dede ne demek bunu hiç bilemeden doğdu ve büyüdüyse annenizle babanızla birlikte gözleriniz nemlenir, ismini şehitlikte bulduğunuz büyük dedenizin başında ve utanırsınız toplumunuzun şimdiki halinden.
taşra, sıkıcı şehir gibi tanımlamalar olmasına rağmen hiç de öyle olmadığını belirtmek isterim. kafa dengi bir arkadaş grubuyla hayatınızın en zevkli anlarını geçirebileceğiniz bir yer.*ayrıca bir ülke tarihinde bu denli öneme sahip kaç şehir olabilir ki.*
anne tarafımın çanakkale'li olması nedeniyle, neredeyse bütün akrabalarım, kuzenlerim çanakkale'de. her yaz mutlaka gittiğim, vakit buldukça kışında gitmeye çalıştığım, kordon'u, kepez'i, yerde fıstık'ı, barlar sokağı, dardanos'u, güzel yalı'sı, olimpiyat cafe'si * kayalıklar'ı, kangırlı'sı, lapseki'si, umurbey'i, yapıldak'ı, şehitliği, abide'si kısacası her yeriyle görülmeye, gezilmeye, yaşanmaya değer bir memleket köşesi, belkide memleketin ta kendisi.
ilk zamanlar istanbul gibi bir şehirde doğup büyümüş biri olarak nasıl alışacağımı kara kara düşündüğüm ama 4 yıl boyunca öyle yada böyle kalma mecburiyetini hissettiğimde kendime geldiğim, şimdilerde ise arkadaşlıklarıyla ısındığım, kolay kolay kopamayacağım bi şehir..
fabrikasız bacaya * sahip olan güzide bir mekan. 20000 öğrencisi olmasına rağmen üniversiteler arasında en az para alanlardandır. 10 milyonluk malı 30 milyona alabileceğiniz öğrenci için güzide kazık mekana sahip memleket de denebilir.