2010ları devirip 20lere gebe olduğumuz şu günlerde epilasyon makinası kullanmayı reddeden annemin ısrarla kullandığı üründür. marketten alıp bezlere yayar kullanır. yazın haftalarca köyde kaldığımız günlerde de çam ağaçlarına çıkıp yapışkan ağdasını organik yollarla kendisi elde eder. yapışkan tortuları gidermek için de ocak külünü kullanırdı. ey gidi cefakar anam benim.
kadınların evde, en sık kullandığı ağda dır. kullanılan bölgede ki kılları kökünden çıkarır lakin aynı zamanda kökleri besler çünkü içinde şeker vardır. sir ağda bu anlamda daha faydalıdır. ayrıca çam sakızı tene de yapıştığı için, işlem sırasında derinin esnekliğini olumsuz etkiler. sir ağda sadece kıla yapışır.
hep marketlerde görüp hiç dikkat edilmeyen köşe bucak bir üründür. bugün keşfettim, alayım deneyeyim dedim, bol sürmeyi marifet sanınca da bir yapıştı bir daha çıkaramadım, sonra gözlüklere, aynaya derken her yer çam sakızı oldu, çoban armağanı da benden olsun, markette temizleyici yağını görüp paraya kıyamamıştım almadan gelmiştim, baktım suratım yapış yapış oldu olacak gibi değil o halde domates gibi bir çırpıda gidip alıverdim temizleyici yağı, bitmedi ama, yağlı oldu diye bu sefer başladım tonikle yağları çıkarmaya, olacak gibi değil yüzümün haşadı çıktı, bir daha da yapmam! diyorum ama bakalım rüyaların tersi çıkarmış...*
not: sonra da spatulasını bir güzel yaladım, şeker gibi mübarek mükemmel!
nedit: ciddiyetle yazılmıştır, hayal ürünü yoktur.
