3 tane vakaya şahit oldum. gaziantep e bir nedenden dolayı gitmiştim. farklı fabrikalardaki 3 tane işçi, biz çok yoruluyoruz diye işi bıraktılar. burada sorulması gereken sorular var tabiki '' işçinin çalışma koşulları, aldığı para '' gibi ama şu da bir gerçek ki tembellikten yaptığı işi beğenmeyen, azcık çalışıp para kazanmak isteyen çok kişi var.
iddaa gibi kolay para kazandıran oyunlara yönelik ilgiden de anlaşılabilir bu. ben de dahilim bu gruba.
evet efendim o benimdir. ülkede işsizlik var ve ben bu yüzden çalışmayı sevmiyorum. yani işsizlik oluğu için, yıllarca okumuş yurtdışında eğitim almış 3 dil bilen überinsan ''ben'' kendime göre iş bulamadığım için bir küçük esnafın yanında ezik bir insanın ego tatmin aracı olarak 600 tl ye çalışmak istemediğim için iş hayatından nefret ediyorum.
pezevenk ülkede o kadar işsiz var, herkes gerizekalı da bir sen mi akıllısın diye sorarlar adama. herkes senin gibi belediye başkanı yalamıyor diye çemkirmenin lüzumu var mı?
Bilmem ne üniversitesinin bilmem ne bölümünü bitirdim diye ortalarda boş boş gezen aylakların sözdür. bu ülkede o bölümü okuyan tek kişi sen değilsin her yıl binlerce insan mezun oluyor. Ben bunca yılımı verdim okudum, diplomam var demeyeceksin ya adam akıllı çalışacak devlet kurumuna gireceksin yada bulduğun işe gireceksin.
Özel sektörde asgari ücrete çalıştırıyorlar deyip çalışmıyorsan sen bilirsin adam seni ortak olarak almayacak. Gir çalış o övündüğün diplomanın hakkını ver ispatla kendini yüksel aranan adam ol.
edit: dun aksam ki iskur haberini izledikten sonra bi kez daha hakli oldugumu gordum.
iş her zaman vardır ama çalışana adam gibi haklarını veren iş yoktur. Şöyle ki günlük amele olarak iş bulan bir adam hiç bir güvenlik önlemi olmayan inşaatlarda çalıştırılır. Hakkı olan paranın sadece 3/1 verilir, sigortası yapılmaz, yemek verilmez. Başına bir iş kazası geldiği zaman hemen o gün sigortası yapılır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise en azın bu yapılan sigorta ile ailesi mağdur olmayacak diye açıklama yapar.
geçen gün haber programlarının birinde, bir tekstil fabrikasının çalıştıracak işçi bulamamasından dolayı yarım kapasiteyle çalışmak zorunda kaldığı hikayesi hazin bir şekilde halkın gözüne sokuluyordu. Amacı belli olan bu tür haberlerin halkı ülkenin durumu hakkında olumlu düşünmeye sevketmek gibi bir görevi başarıyla yerine getirdiği söylenebilir.
Zira az kalmıştı ki ben de işsizliği aslında insanların tembelliğinden kaynaklanan bir sorun olarak tanımlayacaktım. Ama öyle değil be sözlük. insanların emeklerini sömüren ve üçlük işe birlik maaş veren kapitalist patronları unutmamalıyız. Ulan bana emeğimin karşılığını vermeyen adam için niye 3 kat daha fazla çalışayım. Aç kalırım daha iyi vesselam.
kısmen doğru önermedir. ülke olarak tembel bir milletiz bu kabul. şartlar olgunlaşmadan çalışma hevesimiz pek gelmez. aza kanaat etmeyiz. ben okudum la üç kuruşa niye çalışayım lafı bile bunu doğrular. bir bölüm okuduysan artık o bölümle alakalı sana masabaşı işi verilmediği sürece yatacak mısın.. bitirdiğin bölüm de ya açıköğretimdir, veya sıradan bir üniversitenin işletmesi iktisadıdır. eğitim fakültesini hariç tutuyorum, atanamama durumu ayrı bir durum.
Peki ne kadar bekliceksin, ya kpss.ye çalışacaksın adam gibi puan çıkaracaksın, devlete gireceksin, o da mümkündür. üniversite bitirdiğini söyleyen bir kişi kpss.den 80 ve üzeri puan alabilir adam akıllı çalışırsa. o da olmaz diyorsan ona da saygı duyarım, o zaman hiç mesleğinle alakalı olmasa da, ücreti düşük de olsa, evde oturup miskinleşmekten ziyade, bir takım işleri yapabilirsin.
tekstilde işçi olunabilir, pazarda yardımcılık yapılabilir, biraz kabiliyet varsa inşaatta amelelik yapılabilir, eğer bu işte iyiysen yevmiyeyi yüksek alıp baya bi para kaldırabilirsin.
ama ben üniversite okudum masabaşı işi istiyorum diyorsan dostum bu ülkede üniversite bitirmenin hiç bir önemi kalmadı, a.öğretime yazıl dört sene sonra kafadan bitiriyosun, o olayların devri geçti, bu ülkede her üniversite bitirene dolgun bir maaş verilmesi mümkün değildir, almanyada bile mümkün değil artık. cidden işsizlik yaşayanlara lafım yok, ama iş beğenenler işsizim demesin.
çalışmak istemeyen insan iş öncesi eğitim alırken 8 aylık bir kursa 17.000 tl ödemek zorunda bırakılıyorsa 600 tl asgari ücretle köpekler gibi emir altında çalışmanın nedemek olduğunu iyi bilen bir vatandaştır.
not: cv zengin olsun isteyen işveren o cvyi doldurmak için harcanan kurs paralarından haberdar değildir. bunun yurtiçisi ayrı bide yurtdışı eğitim ücretleri var. herşeyin bir bedeli olduğunu bilmeyen insandır. sen o kadar eğitimli bir adam arıyorsan vereceğin maaşı tekrar düşünmelisin. türkiyede tezgahtarlıktan, satış temsilciliğinden daha iyi bir iş imkanı yoktur. iyi eğitim almış bir insanda bu sektörlerde çalışmak istememektedir haklı olarak.
kafası güzel insanların savunduğu mantık. ne sikimse işte.
ulan adam x bölümünü okumuş. o bölümde işe girmek isterse diplomalı olmasına rağmen dayıyorlar asgari ücreti. son demine kadar sikiyorlar adamı, sonra vay efendim çalışmayı sevmiyormuşuz.
tabi sevmeyiz amk! herkes işe asgari ücretle başlayacaksa sikerim öyle adaleti amk.
adamlar diyor ne de olsa ülkede adam çok, bu girmese bile bir sonraki embesil girecek düşük maaşla eleman çalıştırıyor. sonra çalışmayan hakkını savunanlara, çalışmayı sevmiyor deniliyor.
Bazen bazı insanlar sevdikleri meslekleri yapamadıklarında her ne kadar çabalasalar da hayatta kalmak için bile olsa sevmediği bir işte çalışamaz. Kendisini ait olmadığı bir yerde bulduğunda zindan gibi, işkence gibi gelir o iş yeri ve yaptığı iş. O da öylece oturur. Kendi kendine protesto eder düzeni.
hükümet, iktidar şakşakçısı kişiler ve bir takım medya tarafından kötüye giden ekonomi ve bir türlü düşmeyen işsizlik oranlarını perdelemek amacı ile kullanılan asılsız söylemlerden biridir. herkesin tuzu sizin veya bizim gibi kuru olmayabilir, koca gün pc başında sözlük ortamında geyik yapıp ay sonunda dolgun bir maaşı cebine indiremiyor olabilir. haklı olarak eğitim gördüğü onca yıldan sonra aylık 600-700 tl gibi komik rakamlara günde 12 saat çalışmak, kendini kullandırmak, emeğini, hayatını başkalarına sömürttürmek mantıklı gelmediği için söyleniyor olabilir. azıcık empati yapsak ne güzel olurdu değilmi?