bu kadar da insafsız olunmaz ki dedirten durumdur. şansa bak ki işimin arka sokağında oturarak bu eylem olsa da yararlanamayacak kişi konumundayım. ki hala da gelen yok. bu durumda kar tatili başlamış oluyor. ve bu durumda ben 'çalışanın kar tatili mi olur canım'la başbaşa kalmış oluyorum.
iyi ki varsın sözlük..
sabah uyandığımda öğrenci ya da hiç değilse hamile bir devlet memuru olmayı diledim. üç ihlas bi fatiha okudum öyle yattım. sabah kalktım ve acı gerçekle yüzleştim. ne öğrenciydim ne hamile, hele memur hiç değildim. işe gelene kadar bizlere tatil vermeyen yetkililere şarkı söyledim;
perişanım şimdi, mutlu oldun mu?
başını yastığa rahat koydun mu?*
çalışanların günahı nedir, biz insan değil miyiz * diyerek söylene söylene, yollarda helak olarak işe gelmeme, bu gidişle bu yağışla değil işe gelmemek, iş yerinde mahsur kalmamıza neden olacak olaydır.
Bu nasıl bir zihniyettir ki lise ve ortaokullara , üniversitelere tatil ilan edip çalışanlara gideceksiniz işe banane ölün, donun, düşün, kol bacak kafa kırın der. anlayan varsa bana açıklasın benim vücut kütlem daha büyük dolayısıyla karda düşüp kol bacak kırma ihtimalim daha yüksek olduğu gibi yaşlanmaya da başladım soğuk kaldırmıyor benim bünyem, annem de yok ki yanımda sabah sıkı sıkı kahvaltı ettirsin bana , şimdi benim bu havada işe gelip ölüm kalım meselesi olmayan işler haricinde bir işe el süreceğimi de düşünüyorsanız zaten tatil ilan etmemenizi mazur görürüm. geldim işte işe düşe kalka , okulları tatil olan çocukların kartopu oynamalarını izleyerek.