çalışan kadın diye nitelemek yanlış.
ister çalışıyor olsun, ister çalışmıyor olsun. ayrıca bu kişi çocuk sahibi de olabilir. yani aldatmak için bir sıfat gerekmiyor.
bu dönemde hem erkek hem de kadın aldatıyor. özellikle cuckold türkiye de çok ilerledi. kocalar buna ön ayak oluyor. bu durumda aldatmış oluyor mu? kocanın isteğiyle olduğu için hayır.
şahsi fikrim 10-20 seneye kadar "aldatma" kavramı ortadan kalkar.
en sadakatsiz kadındır diyemeyiz ama potansiyelin üstünde olan kadındır. şöyle ki; kadınların neredeyse bir çoğu evlenirken seninle bir yastık yorgana razıyım diye evlenirler. yani şükreden bir yapıda olurlar. nişan, düğün hazırlıkları başladığında mobilya beğenmeyen, eşya seçen kadına dönüşünce erkek için karşısındaki insanın söylediği sözleri anlamını yitirir. ve aynı kişinin bir zaman sonra da tutarsızlıkları da alevlenir. kişiye bağlı olmakla birlikte tabii ki kadınların bu konuda yalancı oldukları ve sadakatleri gerçekçi değildir.
türk erkeği şöyle böyle demeden önce, türk erkeğinin kendisinden istediği tek şey olan bu en belirgin vasfı bile suistimal edilmesi insanı hem üzer, hemde zoruna gider.
kaldı ki şu son dönemde işlenen boşanma cinayetlerinin de bu sebeple yapıldığını düşünüyorum. hepsi olmasa bile haberin detaylarında gizlidir.
bir erkeğin evlenmesi ve bunu yapabilecek gücü kendinde bulması zordur. bunu da yaptıktan sonra ve bin bir derdin, borcun,stresin altına girdikten sonra kadının başka birisini bulup yada durduk yere boşanmak istemesi ne yazık ki o haberlerde yaşanan durumlara sokuyor bazı erkekleri. bunları savunduğum için söylemiyorum bana kalsa deymez yüzlerine bakılmasın ama, tüm hayatını buna adamış ve her şeyini evlenirken yitirmiş sevmiş adamların bazılarına bu şekilde oyun oynayanlar da bunu hak ederler.
çalışan kadın buna sebep değildir tabii ki, ama bazıları bazı şeyleri doğru yapmıyor. ve ne yazık ki bu ülkede çok var bunlardan.
çalışan evli erkekler çalışan evli kadınlara yazarsa, çalışan evli kadınlar kocasından göremediği ilgiyi çalışan evli erkeklerden görürse, çalışan evli erkekler evli olduğunu ve çalışan karısını çalışan başka bir erkeğin ayartabileceğini unutarak önüne gelene yavşarsa.. kadın da aldatır, ayartanın karısı da aldatır, karısını aldatan da boynuzlanır.
sonuç olarak aldatanı aldatsınlar başkasının eşine göz dikenin eşine göz diksinler, alayının .... neyse.
800 lira maaşıyla kendini king sanan erkekler öyle zanneder. bok kadar maaşın var, kadın sana destek olmaya çalışıyor sen çık bok at.
bi de ben şunu anlamıyorum. biz hayatımız boyunca okuyoruz, lisedir üniversitedir yılllarca emek veriyoruz. bir adam geliyor ve çalışma diyor. üstelik çok zengin de değil, sonra kadın ihtiyaçlarını karşılayamayınca o kötü oluyor.
işin evde oturup sıkılarak kafayı yeme kısmını hiç katmıyorum bile.
ev hanımıyken de aldatabilecek kıvamda olanlar aldatır. yani niyeti bozuksa her türlü aldatır. değilse imkanı olsa bile aldatmaz. karakter meselesi azizim çalışma değil.
kadının duruşuna bağlıdır, çok fazla laubali olan, iş yerindeki erkeklerle am-göt-yarak muhabbetine dahi ulaşacak muhabbetler yapan, kadın olduğunu unutanların aldatması kaçınılmazdır.
ama kadın evli olduğunu unutmaz ve sorumluluk bilinci ile hareket eder, asil ve ağırbaşlı duruşundan hiç bir zaman ödün vermezse sikseler bir erkek yanına yaklaşamaz bu konuda.
salt çalışıyor olmanın aldatmaya davetiye çıkardığını söylemek haksız ve abartılı olacağı için katılmadığım önerme. Şöyle ki aldatma içgüdüsünün altında bir çok sebep yatabilir, fakat bu sebeplerin hepsi kadının iç dünyası ile alakalı bir durumdur. yani kadın aldatma düşüncesinde ise çalışsa da çalışmasa da aldatır, anadolunun köylerinde bile oluyor bu durum. çalışıyor olmak sadece aldatma arzusu olan kadına hem partner bulma, hem zaman, hem de mekan açısından avantaj yaratır ama sadece o kadar. benim eşim de çalışıyor, ama ben kendisine sonsuz güven içerisindeyim, bu nedenle çalışıyor olması bende zerre sıkıntı yaratmıyor.
niye aldatsın diye kendimi paraladığım sorunsaldır. bir kere çalışan kadın kendine daha fazla güvenen kadındır ki bu yüzden aldatmaların birçoğunun altında yatan kendini ispatlama duygusu yoktur bu kadında en azından. Karakterine bağlı olarak içinde varsa aldatacak kadın her türlü aldatır ev kadını da iş kadını da olsa.
kadının sadece çalısınca aldatabileceğini sananların uydurduğu tespit. bak güzel kardeşim kadın/erkek farketmez bir insanın niyeti bozuksa çiğ süt emmişse çalışsada çalışmasada aldatır sen eve kapatır kapıyı üzerine kitlersin o pencereden bi caresine bakar bırakın bu boş işleri.
kendi hayat tecrübemi kullanarak varacağım sonuç şudur: ev kadınlarının eşlerini aldatma oranı, çalışan kadınların eşlerini aldatma oranından fazladır.
aldatacak olan, her türlü aldatır. ama çalışan kadın veya erkek, eşinde bulamadığını iş arkadaşında bulma olasılığı daha fazla olduğu için, aldatma olasılığı da fazladır.
insanı hüzünlere gark eden sorunsaldır. öyle böyle sorunsal değildir bu, yani ne deseniz yetmez bir sorunsal.
değil evlilik yapmak, bir kadınla birlikte yaşamak, sevmek, anlamak evine kedi koysan zavallı hayvanın bir süre sonra kendi derisini soyup intihar edeceği ceviz beyinlilerin kafa yorduğu sorunsaldır.
hemen kadına bok atalım, olaylara dümdüz bakalım böyle sebepler sonuçlar şartlar falan bok yesin. biz öyle boş atalım dolu tutalım değil mi?
aldatma denen mevzunun yüz türlü sebebi olabilir, bir kesime ya da bir cinsiyete mal edilemez. bunun dışında evlilikte aldatma denilen olay, evlilik denen saçmalığın sonuçlarından biridir. çoğunluğu yanlış seçimler, mecburen alınmış kararlar, daha kendini bile tanıyamamış keşfetmemiş insanların başka birinin hayatına dahil olması, bir sürü toplumsal yargı, çevrenin beklentisi ve daha nice koşullandırmayla yapılmış olan evlilik bir süre sonra kendini ve insanları kandırmaya dönüşecektir. kimi bunu zor ama doğru yol olan boşanmayla sonuçlandırıyor. kimi de kendine göre kolay olan aldatma denen kısa süreli tatminlerle, gerçeklerden kaçışlarla sürdürüyor.
her insanın gerçeğinden kaçamayacağı, fark ediş anı vardır. kimi bir gün evinde fasulye ayıklarken ben napıyorum, bu ev, bu evlilik, bu hayat benim istediğim hayat değil der, kimi de önemli bir toplantının ortasında ajandasına not alırken. mesele insanın bu fark ediş anlarını nasıl sonuçlandırdığıyla ilgilidir.
olayın heyecanını yaşayayım dünya sikime minare götüme keyfim yerinde, bulduğumla yatayım kafasındakiler istisna tabi, onlar başka bir kategoride değerlendirilmeli.