annesi çalışan insanlara küfür etmekten başka bir şey değildir. ha hayvan gibi, mal gibi görülüp bir adama ailesi tarafından kadın zorla verilmemişse çalışmaya başlayınca gözü açılmamışsa aldatmaz.
yanlış bir önermedir çünkü aldatmak isteyen kadın her durumda aldatabilir hatta çalışan kadının zamanının çoğu işyerinde geçtiği için aldatması daha zordur.
çalışmak kadını azdırır; bunu mu anlamamız gerekiyor acaba bu tesbitten. ya da kadın çalışırsa gözü açılır benim dangoz olduğumu anlar korkusu mu var bilemediğimdir.
bir insanın, kadın olsun erkek olsun farketmez, eşini aldatması için içinde olması yeterlidir efendim, zaman da mekan da bahanedir...
çalışan kadının aldatma olasılığı daha yüksektir denebilir.
bir kadının eşini aldatması veya tam tersi olarak bir erkeğin karısını aldatmaması, birbirlerinin elindedir.
boyle sacmalik olmaz bunu soyleyen geri kalmış seriatci zihniyet kadinlarin her tarafını kapatmasını soyleyen abazan zihniyetin aynısıdır. bu abazanlar kadinin maddi ozgurlugunu kazandıgı anda bi anda sehvete kapilip sevgilisini/kocasini aldatacağini dusunen ozguvenleri ayak bilegi seviyesinde olan yobazlardır. onlar hala insanı paranın bozacagını dusunmeye devam ederler ama para insanı bozmaz o bir masadır iğrençlik insanın içinde varsa bunu yapması için ev dışında bulunan 4 duvarla çevrili bi yapıya ihtiyacı olmaz
bu düşüncede olanlara, Kadın programlarını izlenmelerini öneririm. Nicesi çıkıyor, okumamış, iş sahibi değil ama ilk beraber olduğu erkeği terketmiş başka bir erkek için. 2 yaşındaki kızını da. ikinci erkeğini yine bir başka erkek için bırakıyor, tabi ardında üç çocuk daha.. bu kadın hayatını böyle devam ettiriyor.
"neden" diye sordular? "cocuklarını dahi bırakıp diğer erkeklere gitmenin sebebi ne?"
verdiği cevap çok basitti.
"beni dövüyordu, daha fazla katlanamadım. O sırada hikmetle tanıştık, bana çocugunu kabul etmem ama sen gelirsen gel dedi." bu cevabı verdi çalışmayan ama eşini aldatan kadın. Oysa beraber olduğu hiç bir erkek onun resmi eşi dahi değildi.
namus okumakla, maddi güce sahip olmakla ya da statü ile bozulmaz. Namusu insanın içindeki çürüklük bozar.
ba$ı açık gezen kadınlar bizi tahrik ediyor, kadınların hepsi kapansın diyen zihniyetin ürünüdür bu da. kendi abazanlığını kontrol edemeyen erkeklerin, kadınların özgürlüğünü kısıtlaması gibi bir slogandır. son derece mantıksızdır, gereksiz bir $eriatçı söylemidir.
ben erkeğim, özgüvenden yoksunum. kadının çalışması onun ekonomik özgürlük boyutlarının farkına varması, sonra kendini tanıması, sonra çevre edinmesi ve ennihayetinde de haklarını bilmesi ile gelişime açılır anbean.
ben kendimden biliyorum;
kadının gözleri açılınca benim ipe sapa gelmez fikirlerimi öğrenmesi ve onu tartması an olur hasıl olur, zaman gelir oturur benimle aynı fikir üzerinde tartışır; ve ben söyleyecek söz bulamam. işte o zaman egemenliğim tuzla buz olur, kadına artık söz geçiremem.
ben kendimden biliyorum;
"kadın olmak çok zor" demesem de içten içe biliyorum onlara toplumun ve erkeklerin neler yüklediğini. hele hele şark kültürünün bir bireyi ise o kadın, daha da bir acırım haline ama ezmeye de devam ederim. zira böyle gelmiştir, böyle de gidecektir, gitmelidir. yüzyıllık düzeni ve işime geleni ben mi yıkarım, aptal mıyım o kadar?
ben kendimden biliyorum;
yetersizliklerimi, kıskançlıklarımı, özgüvenimin kalan kısmını, dünyaya olan egemenliğimi bir eksik eteğe vermem. kadın kadınlığını bilsin, otursun köşesinde namusu ile bebelerini eylesin, büyütsün. ben evime ekmeğimi getiririm, bunun yanı sıra kumarımı da oynarım, kumamı da getiririm, akşam sabah gerekirse dayağımı da atarım. ama severim de kadınımı, kadını!
ben kendimden biliyorum;
çalışan kadın bağımsızlığı tanır, kadın olmanın farkına varır. çalışan kadın beni hem düşüncelerle, hem devrimleriyle, hem değişimiyle, hem özgüven kazanımıyla, hatta belki de allah muhafaza başka erkekle aldatır...