--spoiler--
+allah'ım teşekkür ederim, nasıl da özlemiştim
-çıldırıyorum hasretinden
ne olur bir daha yüzünü bu kadar esirgeme benden
+esirger miyim hiç..en çok ben kahroluyorum seni görmeyince
-barıştık mı papatyam
+şu çamurun tadına bakarsan barışırız *
--spoiler--
çalıkuşu:sevgimi nasıl gösterceğimi bilmiyordum, sınıf arkadaşlarım haklıydı.
vahşiydim, yabaniydim.
madem ki seni seviyorum;o halde canını okumam hak, madem ki beni sevdin; tüm kutsal kitaplarda yazan türlü belalar sana müstehak..annemle babam terkettiğinden beri sevilmeye layık olmadığımı düşünüyordum esasen.öyle ya,yıldızlara birlikte baktığın biri gittiyse herkes niye dursun?
bu kadar masum aşkı anlatan bir dizi. nedense aydan şener'li bölümlerini de bayıla bayıla izlemiştim. kitabını da seve seve tekrar tekrar okumuştum. burak özçivit rolüne çok güzel adapte olmuş fakat fahriye evcen konusunda hala ön yargılarım var. ilerleyen zamanlarda düzelir umarım.
popüler bir kitabın taşıması gereken bütün özellikleri taşıyan bir kitaptır efendim. basittir, yeni bir şey vaadetmez, klişe, tek yönlü, düz karakterlere sahiptir, kimi yerli yerine cuk diye oturan kimi açıkta kalan onlarca sosyal mesaj vermektedir, vasat okuyucunun hislerine ve bilgisine göre yazılmıştır. türk edebiyatının anlatı yönündeki gelişimine gram faydası olmayan bir kitaptır. ahmet hamdi tanpınar'ın peyami safanın Kemal Tahir'in türk edebiyatında birer merhale olan romanlarıdan daha çok tutulmasının nedeni de bu basitliğidir.
kıyafet, mekan, karakter olarak kitabı düzgün yansıtan dizi.
--spoiler--
misal, çalıkuşunun anılarını yazdığı sahne; masası, mumu tam kitabı okurken aklımda canlandırdığım gibi. doktor selim de hayalimdekine tam uymuş, donuk bakışlar vs. en azından benim açımdan tutturmuşlar.
--spoiler--
Bugün itibariyle ilk bölümünü 3 defa izlemişliğim bulunan dizi. Kitabını 12 13 yaşlarında defalarca okuyup karakterleri gözümde birebir canlandırmışlığı olan insanım. çok da beğendim. buralar entry dolucak entry.
Başrollerini burak özçivit ve fahriye evcenin canlandırdığı dizi. ilk bölümü ile ekranlarda yerini aldı, güzel bir dizi ve güzel bir ikili olmuşlar severek izleyeceğim.
Kamran ı keşke sarısın bi aktör oynasaydı zira feride ondan sarı çiyan diye bahseder ve kibarcık olmamıs kamran burda bıçkın delikanlıya yakın desek yeridir.
şu sıralar okuduğum, tozlanmış türkçe,arapça kökenli kelimelerle ayrı bir tad veren roman. tdk sağolsun eserin yüzeyinde bırakmıyor insanı. psikolojik çözümlemerin bol olduğu, modern türk edebiyatına geçiş ürünüdür.
burak özcivit yerine murat han oynasaymış o daha cok kenan kalav'a benziyor. ama yinede burak özcivit'in gideri var. ayrıca muhteşem tırı vırı'nın lüftü paşası, mustafa paşası, beyhan sultanı ve şeyh maşuki'si de varmış evlere şenlik.
bok gibi bi dizi. sebebi ise çalıkuşu rolündeki feride adlı kızın hiç rol becerisinin olmayışı. sanki tiyatro da sahne alıyormuş gibi cümleleri var. her hareketi yapmacık. gerçi tiyatro da bile buna rol verilememesi lazım...
özetle; güzellik ve yakışıklılık sayesine izlenirse izlenir. zaten millet olarak kabiliyete ve yeteneğe değer veren bir toplum değiliz. zaten o yüzden behlül'ler bihter'ler, fatmagül faki'ler, hilmi cem'ler hep ön planda oldu ve olmaya devam edecek.
En sevdiğim romandır.
Kanal d'nin yeni dizisidir. 1. bölümü ile gayet güzel olmuş dizidir. Burak Özçivit, Kenan Kalav'ı aramıyor, aynı şekilde Fahriye Evcen'de Aydan Şener'in yerini aratmıyor. Hiç bir şekilde sırıtmıyorlar. izlenilesi dizidir.
hem romanını hem aydan şener'li kenan kalav'lı dizisini izlemiş biri olarak ancak ilk yarım saatine katlanabildiğim dizi. hikayeyi uzatmak için saçma sapan karakterler, olaylar eklenmiş. ayrıca normalde kamuran süsüne düşkün, naif bir delikanlı. feride hep onunla dalga geçerdi bu dünyaya yanlış gelmişiz sen kadın ben erkek olmalıydım diye. burak özçivit'te o halleri göremedim. bir de fahriye evcen aşırı yapmacık, hey gidi nerede aydan şener nerede fahriye!
Bu son ayrılık saatinde niçin hakikati saklamalı? Bu okumayacağın defteri ben senin için yazdım Kâmran. Evet, ne söyledim, ne yazdımsa hep senin içindi. Yanlış, çok yanlış bir iş tuttuğumu bugün artık itiraf edeceğim. Ben, her şeye rağmen seninle mesut olabilirdim. Evet, her şeye rağmen seviliyordum, sevildiğimi de bilmiyor değildim; fakat bu bana kâfi gelmedi, istedim ki çok, pek çok sevileyim, kendi sevdiğim kadar değilse bile -çünkü buna imkân yok- ona yakın sevileyim. Bu kadar sevilmeye benim hakkım var mıydı? Zannetmem Kâmran. Ben, küçük, cahil bir kızdım. Sevmenin, kendini sevdirmenin de bir yolu var, değil mi Kâmran? Halbuki ben bunları hiç, hiç bilmiyordum. Senin Sarı Çiçeğin -taş atmak için söylemiyorum Kâmran, inan bana, mademki seni mesut etti, ben hayalimde onunla barışıyorum- kim bilir ne kadar cazibeli bir kadındı? Kim bilir sana ne güzel şeyler söylüyor, ne güzel mektuplar yazabiliyordu? Ben, belki senin çocuklarına, çocuklarımıza iyi bir anne olacaktım. O kadar. Kâmran, ben, seni sevmesini, senden ayrıldıktan sonra öğrendim. Hata yaptığım tecrübelerle, başkalarını sevmekle sanma sakın. Gönlümün içindeki derin, hazin, ümitsiz hayalini sevmekle. Zeyniler mezarlığının karanlığında, rüzgârın sonbahara kadar haykırıp ağladığı uzun gecelerde, Çeçen arabalarının ince sesli, yanık çıngıraklarının tirediği bu ovalarda, Söğütlük bahçelerinin ılık iğde kokularıyla dolu yollarında, ben hep seninle yüz yüze, senin hayalinin kollarında yaşadım. Yarın, karısı olacağım biçare adam, beni zambak gibi masum bir kız zannediyor, ne yanlış! Sevdanın hiçbirinin, bu dul kadın ruh ve vücudunu benim kadar hırpaladığını, yıprattığını zannetmiyorum. Kâmran, biz asıl bugün birbirimizden ayrılıyoruz. Ben, asıl bugün dul kalıyorum...
Bütün olan, geçen şeylere rağmen, sen yine bir parça benimdin; ben bütün ruhumla senin...
az biraz neyzen tevfik'e yer vermiş 2013 yapımı dizi. normalde dizi izlemem ama içişleri bakanı izlediği için eşlik ediyoruz. ama beni kazandı dizi onu diyebilirim. neyzen'e yer vermek kimin aklına geldiyse helal olsun diyorum.
