seni görmüşler son gelişinde.
düşlerim gerçek halinde.
yeşil gömleğin üzerinde sakalın varmış...
film değil gerçek halinde.
şimdi yalnız bir çakmak kaldı,
senden bana yakıyorum.
minik minik fincanlarda fal bakıyor bunalıyorum.
geniş geniş zamanlarda rüyalarda ağlıyorum,
köşelerde kuytularda sensiz zor bir sonbaharda.
senin bile bilmediğin türlü türlü mekanlarda,
rüyalarda ağlıyorum.
adresin değişmiş,
bulamıyorum.
kimilerinin sigara ya da başka bir nesne tutuşturmak için kullandığı;kimilerinin koleksiyon materyali; ama yargıtaya göre terör örgütüne üyeliği gösteren delildir. çakmaktan nasıl dedil olur derseniz en ufak fikrim bile yok.
materyalist insanlar için duygusal olarak bağlanabilecek bir nesnedir. gelişigüzel alınmış gelişigüzel bir çakmak zamanla kaybolmayarak sahibine verdiği değeri sahibi farkında olmadan gösterebilir. hatta araklanmış olsa dahi geri gelir eğer sevdiyse. masanın üstünde öylece bakar; yalnızlığı paylaşır, metal kapak açar, cama tıklatır, karanlıkta ışık olur ve hatta sigara bile yakar. çok iyi arkadaşlık yapar.
Çiğdem Erken'in söz ve bestesini yaptığı harika bir şarkıdır. Bir kadının bir erkeğe söyleyebileceği en hüzünlü şarkılardan biridir. ilk 20'ye girer. Buna rağmen Çiğdem Erken'in yorumundan ziyade Fırat Tanış'ın yorumunu daha bir yakın, daha bir etkileyici bulurum. Defalarca dinlemişliğime rağmen bu kadar az bilinir olmasına hep şaşırmışımdır.
sürekli kaybolan zamazingo. bir çakmağın ortalama ömrü 1 haftadır. bir hafta içinde kaybolmazsa, takip eden sürede gazı biter... kibrit'den önce icat edildiğini bilmek ise ayrı bir şaşkınlık yaratır.
alman kimyacı Johann Wolfgang Döbereiner tarafından 16.yy bulunmuştur. bir nikola tesla, thomas edison, Alexander Graham Bell kadar ünlü olmasa da benim gözümde olardan daha büyük bir zattır.
(bkz: nur içinde yat yohan)