bugüne kadar izlediğim en iyi türk filmi. hem ağlatan hem güldüren, gerçekçi diyaloglarıyla, müthiş vurucu sahneleriyle ne zaman izlesem beni etkilemiştir. domates sahnesi ve son çiğ köfteli final sahnesi insanı mahveder. biraz hayatta zorluk yaşamış, duygusuz olmayan insan dayanamaz ağlar bu sahnelerde. benim için gelmiş geçmiş en iyi türk filmidir.
roman gibi bir filmdir. "ben garı istiyem" repliği efsane haline gelmiştir. insanlığı güzel insanların gücü hayatı güzelleştirmeye yetmez, "her insanın yapabileceği bir şey vardır" sözü son çaredir, bunları anlatır.
geçtiğimiz gün trt de yeniden izleme fırsatı bulduğum harikulade film. türk sinemasının en iyi filmlerinden olduğu bir gerçek.
filmi ikiye ayırmak gerekirse;
birincisi, gülmekten resmen altıma işediğim bölüm.
ikincisi, iyi bir kalbe sahip olmanın, bazen hiçbir işe yaramadığını gördüğüm bölüm. hakikaten çok hüzünlüydü.
başarılı bir türk filmidir. başrolde şener şen vardır. komedi filmi formatında olmakla birlikte, aynı zamanda inceden inceye ekonomik durum ve toplumsal yapı arasındaki bağları ele almaktadır. müzikleri de başarılıdır. dolayısıyla ziyadesiyle izlenesi bir filmdir.
"olsun, senin insanlığın güzeldir." sözüyle yüzde bir tebessüm, kalpte bir hüzün ve burukluk oluşturan film. türk sinemasının yüz aklarından biridir.
--spoiler--
"hadi baboyu kazıkladın, kiraz'a nasıl kıydın ulan!!"
--spoiler--
Türk sineması tarihinin en önemli yapıtlarından biri. küçük çocuklarından marabalarına kekeç salman'dan babo ve zaha'ya (füsun demirel) kadar filmdeki oyunculuk şapka çıkartılacak kadar doğal ve güzeldir.günümüz acımasız dünyasında bir insanın iyi kalpli ve merhametli olduğunda köyün efendisi konumunda bir ağa bile olsa nasıl hayat tarafından çatır çatır ezilip dibe indiği taşlamasını yapar.aslında bir kara mizahtır.ancak bunu yaparken bir an bile olsa izleyiciyi sıkacak bir kısır drama girmez film.aksine filmin birçok yerinde gülme ile kahkaha arasında gidip gelirsiniz. bu arada bir çok taşlama yapar; sistem,insan ilişkileri, politika, ahlaki değerler gibi konuları eleştirir. ağa her konuda merhametlidir ve iyi insanların varlığına inanır, dürüst ve namusludur. ancak güvendiği insanların hemen hepsi (kahya, anne ve kiraz hariç) ondan intikam alır gibi onu sırtından bıçaklar yada yarı yolda bırakıverir. Kekeç salman sinema tarihinin en iyi karakterlerinden biridir ve onu da erdal özyağcılardan başkası bu kadar iyi canlandıramazdı. Ağa ile kiraz arasında sonlara doğru olan bir diyalogda kirazın "hala anlamiyimisen agam?ben seni bırakmam,ben sana vurulmuşum" dediği sahnesi o kadar vurucudur ki bugünkü herhangi bir aşk filmi sahnesi ile yarışır.kısacası izleyin efendim bir döneme (özal dönemindeki, köyden kente büyük göç dönemine) tanıklık edin.
türk sinemasının gururlandıran filimlerinden. mutlaka izlenmesi gereken türk filmleri şeklinde bir liste yapılması gerekirse bu film ilk sıralarda yeralacaktır kesinlikle. şener şen fevkalade oyunculuğuyla göz doldururmuştur yine.
ülkenin ekonomik ve kültürel yapısını, köyden kente göçün sebeplerini ve sonuçlarını trajikomik bir şekilde gözler önüne sermiştir. paranın insanı değerleri ezişini, karnını doyurma gibi birincil güdülerin zamanla diğer güdülere baskın geldiğini ve insanı değişime zorunlu kıldığını görüyoruz. sokaktaki hayatın rötuşsuz bir fotoğrafıdır bu film.
müyhiş bir filmdir. üstad şener şen bir kez daha gönüllere taht kurmuştur. özellikle şener şen in domates satma sahnesi (megafondan ilk bağırışı) çok hoştur.