"bir gün arkadaşlarla geziyorduk karaköy civarında taam mı moruk.. lafa dalmışız böyle... ulan bi' baktık zürafa sokağa girmişiz taaam mı? hatunların mal ortada bi görsen....." şeklinde bir hikayenin anlatılamayacağı çünkü girişte baştan aşağıya arandığınız, kesici, delici tüm aletlerden(bir tanesi hariç) arındığınız 'çıkmaz sokak'.
ha ben nerden mi biliyorum ? bir gün arkadaşlarla karaköyde geziyorduk taaam mı moruk, lafa dalmışız böyle... *
bu sokaktaki kadınların halini gördükçe ve yürek parçalayan hikayeleri duydukça, insanın penisini kesip denize atası gelen ve insanı cinsellikten soğutan berbat sokak...umarım oraya düşenler en kısa zamanda kurtulurlar..ne diyeyim..
ergenlik dönemlerindeki erkek muhabbetlerinde bol bol bahsi geçen istanbul'da büyüyen pek çok erkegin sadece meraktanda olsa en az bir kere gittiği sokaktır.
galata köprüsünü geçince hemen ileride solda kalan sokak genel evleri ile ünlüdür (sokaktaki evlerin %95 i genel evdir) geçerken abi karı lazımmı diye kapıda bekleyen adam yada kapısında polis olan onuda göremezseniz camlarda bakan kadınları görebileceğiniz yerdir.
Not bunu okuyupta hemen o sokağa gitmeye kalkmayın travestileri ayırmak gerçekten çok zor.
adından anlaşılacağı üzere hayvanın bol olduğu sokaktır.
camdan kafeslerinde hayvan yerine konulan birlerinin kızları, kardeşleri, eşleri ve makus talihlerinde bu sokağa isim olmak da bulunan pek saygıdeğer zürafa kardeşlerim üzerlerine alınmasınlar.
hayvanlar, ağızlarından akan salyadan, bacak aralarında tükenip gitmiş vicdanlarından, gözlerindeki insanlıktan uzak bakıştan gayet net tanınabiliyor.
Belkide birileri benim gibi merak edecektir diye bu entryi tamamen bilgilendirme amaçlı yazıyorum. Bu gün yani 27 Ekim 2012 de, sokağındaki kaldırımın bile 200 yıl önce yapılmış istanbulun başka hiçbir yerinde göremeyeceğiniz yorgun bir arnavut kaldırımı olduğu zürafa sokağa (malum yere) giden o sokağa arkadaşlarımla girdim. Kapı güvenliği eğer yanlış anlamadıysam polisten, özel güvenliğe devredilmişti. Zira okuduğuma göre orada polis olmalıydı. Kimlik gösterdikten sonra hiçbir eşyamızı emanetçiye bırakmadan sorunsuzca içeri girdik.(Telefon, çakmak vb. normal hiçbirşey yasak değil ancak içeride fotoğraf çekmek ve her türlü silah yasak.) 20metre civarı yürüdükten sonra iki sokağa ayrılan zürafa sokağa girdik ve sokaklarını birer birer dolaştık. içeride oldukça fazla sayıda insan vardı. insan profili daha çok 50 yaş+ amcalar ve 20-25 yaş arası apaçi tiplerden oluşuyordu. Erkek ilgililer * oturup dışarıdan kızları izleyen erkekleri "hadi dolaşın beyler, duvar dibinden çekilelim" diyerek uzaklaştırıyordu. Kadınlarsa dolaşan erkeklerden beğendiklerini "birşey söyliycem, bakarmısın, lütfen bi dinlermisin" sözleriyle yanlarına çekmek istiyordu. Gez dolaş en son sıkılan iki arkadaşım utanarakta olsa kapıda anlaştıkları biri zombi suratlı diğeri kızıl saçlı iki kadınla içeri girdi. Parayı alan zombi uzaktan gördüğüm üzere iki yanağına sürerek sevincini belli etti. KDV dahil 45 lira. * kalan 2 arkadaşımla onları beklemek istemeyerek dışarı çıktık, biraz sohbet ve 15dk sonra geri geldiler ve bu macerada bitti.
kadınların bazıları gerçekten güzeldi, bazıları don giymiş nineler gibiydi ama orada bir ders aldım. her ne kadar sadece meraktan girip birşey yapmadıysamda kerhaneye gelirken o 200 yıllık arnavut kaldırımlı sokakta bir amca gördüm... siyah takkeli bir amca, ucuz bir bisikleti duvara dayamış bisikletin önündeki sepetinde bir yazı yazılıydı ancak yanına gidene kadar ne oldugunu bilmiyordum. Dikkatte etmedim ya zaten. Ağzımdan "takkeliye bak burada ne yapıyorsa artık.." sözleri çıktı. adamın yanından geçerken arkadaşım gözleriyle yazıyı işaret etti. Zina yapmamakla ilgili bir ayetti. Bu amca belki birkaç kişiyi girmekten son anda vaz geçirirm diye ayetle birlikte güvenlik kontrolünden 20 metre geride o duvar dibinde oturuyordu. Yazının ilk birkaç kelimesini okudum. Utandım...
istanbul gibi bir metropolün tam göbeğinde en işlek semtlerden birinin içinde olmaması gereken şeyler barındıran sokaktır. bunu ya kapatın ya da biz fuhuşun önüne geçemiyoruz, bu tip yerleri kontrol altında tutmak istiyoruz diyorsanız da işlek olmayan, uzak bir yere taşıyın. özellikle her geçen gün gelişen ve büyüyen istanbulda artık iyice şehrin içinde kalmış batak yuvasıdır.
istanbul erkeklerinin seks ihtiyacını giderdiği yer. hatta süleyman demirelin bir sözü vardır. kerhaneleri kapatalımda halk bizimi siksin. bu söz durumu anlatmaya yeterli. buarada yaşlılar ve buruşmuşlar çok olsada güzel karılarda var içerde.
Meşhur karaköy genelevinin bulunduğu sokaktır. Kasaya 45 TL verip içeride de bir 25 TL bahşiş verirsen ilişkiye girermiş eğer 50
tl bahşiş verirsen güzel bir muamele yaparmış. Tabi ki bu bayandan bayana değişen bir şey. (bkz: ben arkadaşın yalancısıyım abi)
Galata yokuşu, argodaki adıyla kerhane yokuşunu çıkarken sağda bulunan sokaktır. Pisliğin kokusunu alarak kapıya kadar yürümek mümkün. Bakkal, uyducu, hortumcu vs. Ne olursa olsun hepsi prezervatif satmakta.
Müşterilerin %99'u kürt. %70'inin hayvanlarla tecrübesi olduğu konusunda duyum olmasına rağmen tam olarak kesin bir bilgi yok. Eğer galata kulesine çıkacaksanız ve yanınızda hatun varsa kesinlikle bu sokağın olduğu yokuştan geçmeyin..
kapısında devlet bahçeli'nin mitinglerinde görülen insan sayısından daha fazlasının görüldüğü amsalak kardeşlerimizin cumartesi pazar takıldıkları sokak ..
Sokagın başında arama cihazları ve kimlige bakan bekçiler ile karşılaşırsınız duvarda video çekilmesi kesinlikle yasaktır yazar 50 metre ileriye gittikten sonra telefonda köşe başlarında konuşan 22 ve 25 yaş arası çıtırları görürsünüz yakışıklı sana birşey diyecegim ücrette anlaşabiliriz derler ve 50 lirayı tiko verdikten sonra mutlu sonla biter.
Edit: Gençlik yıllarımızdan kalan hatıralarımızdı bunlar şimdi nasıl bilemem.
