başladı ki ne başladı.
Yöneten kesimin ve çevresindekilerin dört bir yandan ülkeyi hortumlaması (siyasetçi, havuz medyası, yandaş iş adamı, diyanet..) yüzünden gırtlağımıza kadar dış borç batağına battık. (Üstelik de böyle bir dış borç, yoksullaşma ve enflasyon batağına yurt dışından oluk oluk para aktığı bir bolluk ortamında battık.)
Çöl faresi çöplüğüne evrildik.
Gelir getiren tüm devlet kurumlarının
liyakatsizce özelleştirilip satılışını ve ülkede yerli üretimin bitişini izledik.
Patates, soğan, bakliyat, ayçiçeği gibi temel gıda maddelerini bile dişarıdan temin eder olduk.
Ülkede her gün birbirinden utanç verici olaylar, kadın cinayetleri yaşanır oldu.
Türkiyenin atatürkçü vatanseverlerini, şerefli subaylarını iftiralarla kumpaslarla hapiste çürütmüş bir ülkeyiz; nice insan yıllarından, sağlığından oldu.
Dünyada basın özgürlüğü ve hukuk devleti sıralamasında 180 küsur ülke arasında 150 küsurlara geriledik.
Türkiyenin doğası, doğal ve tarihi güzellikleri hunharca talan edildi, yerine yandaş cebi doldurmak maksatlı beton dikildi.
gençlerin seveceği değil kaçmak isteyeceği topraklar olduk.
zulüm başlamadı ki. ülkemiz cennet cennet. ufaktan ufaktan ekonomi kötü o kadar. zaten artık zamlar da koymuyor bana genel olarak. bir çikolatam ve krakerim hala aynı fiyatta.
Düşünsene, ecevit hükümeti zamanında seçiniz cbaşkanı oturtular koltuğa, yine seçimsiz abdden dervişi getirtip görev başına getirttiler, ne karanlık günlerdi.