" oralarda biryerydi... beni bekliyordu bundan emindim... ona yaklaşmıştım, sıcak rüzgar onun kokusunu taşıtordu... onu bekliyordum, o beni bekliyordu."
tv 8 de mevzuhal ' de iki haftadır gözlerimi ayırmadan izlediğim, sesini duyamayacağım kadar sarhoş edici bir duru güzelliği sergilediği anlarda kulaklarımı uğuldatan ve neredeyse sadece yüzünün göründüğü kıyafetlerle yaptığı programında , kesinlikle farkında olduğu bir 40 yaş kadın erotizmiyle dopdolu mimikleri ve gözlerini, dudaklarını sanki ayrı birer kalbi ve beyni olan organlarmış gibi kullanışıyla başımı döndüren gerçek kadın.
Yüzüne her türlü anlamı yükleyebileceğiniz bakışlarının sizi etkilediği ve sesinin sizi mutlaka bir yerlere götürdüğü bu kadın da bırakılır mı denilen ama birileri tarafından terk edilen ama buna rağmen acısını da paylaşabilen güçlü görüntüsünün altında kırılgan kişiliğini hissetiren kadın ... Bir dizisiydi; kocası elinden alınmıştı bir kadın tarafından kadın dedi ki kazandım zuhal olcay dan hayatımda duyduğum en güzel lafı işittim neyi ?
yaklaşık son 5 senedir müziğini takip ettiğim, bülent ortaçgil destekli bir müziği var gibi görünen, muhteşem müzik yapan bir sanatçı. asil kişiliğine ek olarak trt tarafından hafif müzik ve caz olarak adlandırılan bu müziği çok iyi seslendiriyor. ayrıyeten attila ilhan'ın ayrılık da sevdaya dahil isimli şiirinin vedat sakman tarafından yapılan bestesini, ve tango isimli bir şarkıyı seslendirir. ikisi de muhteşemdir.
oyunculuğunu şarkıcılığandan çok daha fazla geliştirmmiş, gerçek bir hanımefendi. şarkı söylemeyi bir kenara bırakıp, sadece tiyatro veya sinemada yer alsa keşke.
eşinden ayrılarak doğasının gereğini yerine getirmiştir. böyle bir kadının yalnız olmaması normal değildi. ilerde onu hep sepia sarılığında, boğaza karşı, sallanan sandalyesinde oturmuş, şalı omuzlarında, kedisini severken hayal ediyorum.
profesyonel sanat yaşamına tiyatro ile başladığını düşünecek olursak bu yıl itibariyle 30. sanat yılını kutlayan şarap gibi kadın.
tiyatro oyunları;
izin Günü Ankara Devlet Tiyatrosu (1977) Othello Ankara Devlet Tiyatrosu (1978) Boş Beşik izmir Devlet Tiyatrosu (1981) Özel Hayatlar izmir Devlet Tiyatrosu (1982) Vakıf izmir Devlet Tiyatrosu (1983) Martı istanbul Devlet Tiyatrosu (1987) Söz Veriyorum istanbul Devlet Tiyatrosu (1988) Evita istanbul Şehir Tiyatroları (1989) Aldatma Tiyatro Stüdyosu (1990-1992) Kan Kardeşleri Tiyatro Stüdyosu (1991) Histeri Tiyatro Stüdyosu (1996-1997) Balkon Tiyatro Stüdyosu (1998) Dolu Düşün Boş Konuş Oyun Atölyesi (1999-2003) Ayrılış Oyun Atölyesi (2000-2001) Nathalie Aysa Prodüksiyon (2006-2007)
gerçek sanatçı gerçek kadın. haluk bilginerden önce selçuk yöntem le evlenmiş ki ben bunu az önce bir arkadaşımdan öğrendim, araştırdım doğruymuş. 'yüzünü dökme küçük kız' şarkısındaki sesine hayranım, o marur ve güçlü kadın duruşuna da.
sanata adına ne varsa hakkını vererek yapabilen, tuhaf bir hüzne ve çekiciliğe sahip olan, güller ve dudakların, ankara'da aşık olmak'ın ve yaLnızlığım'ın mükemmel yorumcusu.
güller ve dudaklar sarkisinin klibinde sondan basa doğru çekilmesi için bir ay boyunca çalisarak hiç bir mimik hatasi yapmadan klibi bitiren idol, sanatçi!
1957 yılında istanbulun üsküdar ilçesinde doğdu. babası erkek berberi cevat işanç, annesi evhanımı süheyla işanç olan zuhal olcayın gerçek adı zuhal işanç idi. konservatuarda piyano öğretmeni olan teyzesinin teşviki ile ankaraya giderek tiyatro eğitimine başladı.
1976da ankara devlet konservatuvarı yüksek bölümünü bitirdi. aynı yıl sınıf arkadaşı selçuk yöntem ile evlendi. bir sene londrada eğitim gördü. üç yıl süren ilk evliliğinin ardından işadamı zafer olcay ile evlenen zuhal olcay, izmire yerleşti ve izmir devlet tiyatrosunda oyunculuğa başladı. 1981 yılında kızı ceren dünyaya geldi.
1983ten itibaren çeşitli televizyon yapımlarında rol aldı; ilk televizyon filmi olan sönmüş ocak'tan sonra parmak damgası adlı yapım ile tanındı. film festivallerinde aldığı ödüller ününü arttırdı.
sinema oyunculuğu ile birkite tiyatro oyunculuğunu da sürdüren olcay, 1986da martı'daki nina rolüyle avni dilligil tiyatro ödülü'nü, 1988de balkon 'daki irma rolüyle ankara sanat ödülünü kazandı. 1989`da evita müzikalinde evitayı oynadı. bu müzikaldeki başarısı üzerine şarkıcılık kariyeri başladı. dünden sonra, yarından önce adlı filmde şarkıları seslendiren olcay, daha sonra onno tunçun bestesi olan parçayı bir albümde seslendirdi.
zuhal olcay, 1989da sahte cennete veda adlı filmdeki rolüyle almanyada altın film şeridi en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanarak uluslararası bir başarı elde etti.
1987de eşinden ayrılan olcay, üçüncü evliliğini 1992de londrada tiyatro oyuncusu haluk bilginer ile yaptı. aynı yıl indiana jones adlı hollywood yapımında eşi ile birlikte halide edip ile ismet beyi canlandırdılar. 1990da haluk bilginer ile birlikte tiyatro stüdyosu adlı özel tiyatronun kurucuları arasında yer aldı ve bu tiyatroda aldatma, kankardeşler, histeri, balkon gibi oyunlarda başrol üstlendi.
çeşitli siyasi eylemlere de katılan olcaya bakırköy belediye başkanı adaylığı teklif edildi.
üskürdarda kiralayıp restore etikleri tiyatro stüdyosunun 1996da yanması üzerine 1999da haluk bilginer ile birlikte oyun atölyesi'ni kurdu. olcay, oyun atölyesinin sahnelediği ilk oyun olan steven berkoffun dolu düşün boş konuş adlı oyunundaki rolüyle afife tiyatro ödülleri "en iyi komedi kadın oyuncusu" ödülü'nü aldı. çift, istanbulun moda semtinde bir apartmanı restore ederek oluşturduğu tiyatro mekanını 2002de açtı. zuhal olcay'ın bilginer ile olan evliliği 2004 yılında sona erdi.
müzik çalışmalarını önce vedat sakman, daha sonra bülent ortaçgil ile devam eden ve küçük bir öykü, 'iyisin gibi parçalarla müzik listelerine giren olcayın küçük bir öykü (1990), iki çift laf (1993), oyuncu (1996), ihanet (1998), başucu şarkıları (2001) ve başucu şarkıları-2 (2005) ve cengiz onural'la ortak çalışması olan hiçbiryerde isimli albümleri vardır.
türkiye'nin en güzel kadınları diye söylenen kadınlar, televolelerde, popolarının küçüklüğü- büyüklüğüyle, kıvrak bel-kalça hareketleriyle, birbirlerine etmediği hakereti bırakmayıp gurursuz ve onursuzca sonradan bir araya gelmeleriyle, aşk üçgenleriyle, ağzına geleni konuşmalarıyla, absürt gündem yaratıcılıklarıyla olurken bir tek o farklıydı.
bir tek o, güzel fiziğinin yanında sakin, kendinden emin tavrı ve başarılarıyla bir çınar haybetinde ihtişamıyla vardı.
gözleri, özel hayatındaki en kötü zamanlarında, oynadığı aptal kadın karakterlerinde dahi boş bakmıyordu.
bir erkek tarafından terk edilip, başka bir kadına tercih edlirken dahi güçlüydü. mesleğine sarılıp aldığı başarılarla acısını hafifletmeyi bilecek kadar da usta ve akıllıydı.
bir kadın olarak elbette en güzel, en başarılı olma arzusu onda da vardır. bunun telaşında olup, komik hesapların peşinde olmaması belki onu hep farklı kılmıştı
