ilköğretimden mezun olacak o kadar öğrenciyi hangi binaya yerleştirecekler diye merak ettiğimiz zorunlu eğitim düşünecesidir. her mahallede 3-4 tane ilköğretim okulu mevcutken ve sınıfların sayıları 45-50 kişiyi bulurken, malesef her mahallede bir lise binası bulmak bile bazen zorken o kadar öğrenciyi hangi binaya yerleştirecekler. hadi binayı halletiniz diyelim bunlar için lise öğretmenini nereden bulacaksınız? şimdi öğretmen atamıyorsunuz, mali kaynaklar yeterli değil diyorsunuz, 13 yıl zorunlu yapınca mali kaynağı nereden bulacaksınız?
eğitim sistemini uzatarak düzelteceğini sanan sistem yöneticilerinin yanlış kararıdır. tek olumlu yönü öğretmen atamalarını arttıracak olması. bu sistemle otuz yıla çıkarsanız ne olur. kafa aynı kafa...
okumak isteyenlerin önünün acildigi, okumak istemeyip yada beceremeyenlerin en azindan bir meslek ögrenebileceklerini kolaylastiran bir sistem gelmistir.burada meslek liselerinin önemi dahada artmistir.biraz sabredersek sonucunu güzel alabilecegimiz karar olmustur. hayirli olsundur.
zorunda kalıp okuyanların, isteyerek okumaya çalışanlara engel olduğu eğitim sistemi
kesinlikle saçmalıktır. bir insana okuma-yazma öğretmen zorunlu olabilir, hadi ilk 5 yılda zorunlu olabilir diyelim. fakat sonrası kesinlikle istemekle ilgili olmalı. zaten ilköğretimlerde istemeye istemeye okuyan bir sürü çocuk var. ki milli eğitim bunların sınıfta bırakılmasına da şiddetle karşı çıkıyor. kısaca isteksiz öğrenci temel derslerden hiç bir şey öğrenmeyerek liseye gidiyor. üstüne diğer arkadaşlarının öğrenebilmesini de çok rahat engelleyebiliyor.
liselerin zorunlu olması sonucunda benzer durumlar ortaya çıkacaktır. şu an hocasına silah çeken bir lise öğrencisi okuldan atılabiliyor fakat yarın böyle bir durumda okuldan atılamayacağı garanti. peki o çocuk ne olacak?
bir şeyi yıkmak, bozmak için çok az bir zahmet yeterlidir fakat yapmak hiç de kolay değildir.sınıftaki 1 işe yaramazın kalan 29unu kötü etkileyeciği gerçeğini baz alarak, onun eğitim-öğretim dışına çıkarılmasını eğer illa zorunlu yapılacaksa evde eğitim-öğretime devam etmesini sağlamak lazım.
bu zorunlu eğitim ve emeklilik yaşı doğru orantılı olarak artarsa,ortalama 65 yaşında ölümlerin ülkemizde yaşandığı hesaba katılırsa 12+3=15 den daha önümüzde 3 yıllık bi değişimin daha olacağını hesaplayabiliyoruz. *
olağan üstü geri zekalılıklardan biridir. şahsen devlet 4. sınıftan beri ingilizce eğitimi veriyor ve lise 4'teyim kimse devlet tarafından ingilizce bilmiyor. bunun yerine liselere daha doğru düzgün bir mesleki sınıflandırma getirmek daha uygun. bu gidişle bir türk genci devletine hizmet etmeye(çalışmaya diyelim) 30 yaşında başlayacak.
şahsi kanaatimdir eğitim daha böyle uzarsa sıçarım zorunluluğuna ben lise falan okutmam çocuğuma. direk mesleki eğitimine başlatırım. sanatçı olur fena mı? sınavlarına dershaneden çalışır?
bir hikaye vardır çocuk 18 yaşında liseyi bitiriyor. tıp okuyor 6 yıl sürüyor tıp okuması. geliyor 25 yaşına iş buluyor. lakin başkası da 12 yaşında liseye geçmeden işe başlıyor. ikisininde allah belasını versin.
şura kararıdır. tavsiye niteliğindedir diyebiliriz. aynı zihniyet 500 gün önce sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılacağını da söylemişti. bu memleketle ilgili öğrendiğimiz çok iyi bir şey var;
geleceğe yönelik öngörülerde bulunmak en büyük garabettir. gerçekten olmadan bi bk olmaz. olduğu zaman ancak oldugunu anlarız. aştık yani anlayacağınız.
(bkz: görmeden inanmam)
eğer avrupa ülkelerindeki gibi bir uygulamaysa bu, daha 1+4+4+4'ün 1'inden başlanırsa çocuğun özel yeteneklerini, zihin yeteneklerini keşfetmeye mesela bir almanya örneği gibi.o zaman türkiye'de ki sanayi sorunu da, hukuk sorunu da, eğitim sorunu da çözülecektir. ama sadece rakamlar değişip aynı tas aynı hamam devam ederse, öğrenciye sanki kapısında çalışan işçi veya asker muamelesi yapan müdürler görevde kaldığı sürece, yine 13 yıl ingilizce dersi görüp, merhaba benim adım xxx seviyesinden öteye geçemeyen, 4 yıl mühendislik eğitimi alıp bir cnc tezgahın başına geçtiğinde ne yapacağını bilmeyen sözde mühendisler yetişmeye devam edecektir.
eğitim sisteminin içine etmeyi farz saymış olan şuan ki meb, yeni bir "formül" dedikleri; çocukların geleceğini "deneme, yanılma" yöntemiyle bulmaya uğraşıyorlar.
arada kalan çocuklar geleceğimizi belli edecek olması bu insanlar için hiçbirşey ifade etmemekte. 2006'dan beri basılan tüm kitaplarda "yeni eğitim sistemine uygundur" yada "yeni müfredata göre hazırlanmıştır" yazmakta. kıçınız başınız rahat dursada geleceğimize bari dokunmasanız. öğretmenler artık bıktılar. yeni sistemi öğrenip öğrencilere anlatmaya çalışmaktan. her yeni çıkan müfredat için yeniden yayın evlerinden çıkan tüm kitapları özetleyip öğrencilere iyisini sunmaya çalışmaktan. artık yeter. her ne kadar sorunlu olursa olsun, bir sistem koyun ve işimize bakalım artık. **
meb şurasında görüşülen mevzu. aha içeriği ; '' 18. Milli Eğitim Şurası'nda, zorunlu eğitim süresinin lise dahil 13 yıla çıkarılması, ilköğretim okullarında zorunlu eğitimin eskisi gibi 5+3 şeklinde kademeli olması, ortaöğretimde sınıf geçme yerine ders geçme sistemi getirilerek okulu erken bitirme olanağı verilmesi, haftalık ders saatlerinin azaltılarak teneffüslerin süresinin uzatılması konuları komisyon kararı olarak benimsendi.