zorunlu din dersi mevcut oldukça, sırf seçim yatırımı amacıyla adam gibi öğretim üyesi olmayan üniversiteler açıldıkça, mezun olduktan sonra çalışacak iş alanı yaratılmadıkça, eğitim sistemi değişmedikçe bir anlamı olmayacak gelişme. sen kopyayla, şifreyle hakkı olmayan adamları yüksek yerlere yerleştirmeye çalışıp kafası çalışan adamları dışarda bırakmaya devam ettiğin sürece istersen 22 yıl zorunlu eğitim yap bir şey değişmez.
edit: ama bak iş alanı olarak bi ton avm açıldı falan demeyin bana sikerim çok net!!! önce siktirip gidin kalifiye eleman nedir, nerelerde çalışır, ne iş yapar onları öğrenin sonra gelin.
yabancı futbolcu sınırı gibi 4+4+4 diyorlar bir şeylerden bahsediyorlar ama anlamak pek mümkün değil. iyice kafalarına göre saçma sapan işler yapmaya başladılar.
zerre önemi olmayan bir durumdur. neden mi çok basit; sen bilimi dinin hegomanyasına sokup öğretmen değil molla atarsan, kendi yandaşlarını doldurursan tüm iş alanlarına. üniversitede sadece bir kulübün fotoğraflarında bulundu diye öğrenciyi anarşist bu deyip bursundan mahrum bırakırsan. dur derler dur eğitim sisteminde yolunda giden hiç birşey yokken insanların oley tablet bilgisayarda okuyacak çocuklarımız gerizekalılığından utanıyorum. ve evet insan bazen ciddi ciddi düşünüyor böyle bir ülkeye çocuk getirilir mi ama bir ümit belki ülkeyi değiştirecek çocuklardır bizim çocuklarımız.
bence pek yararı olmayacak bir işlem. yani ülkede bilimsel, tarafsız, ideolojisi olmayan, kaliteli bir eğitim verilse neyse. ama böyle bir şey yok. bu çocuk 4 yıl daha fazla okuyacağına bir işe girse çalışsa, gezse, okusa, hayatı yaşasa ve hayatı öğrense her 40 dk bir tenefüsün gelmesini her hafta, hafta sonunun gelmesini beklemesinden daha iyi değil midir? okulda çocuklar doğru dürüst sanata yönlendirilmiyor, spora yönlendirilmiyor, bilimsel özgürce düşünmeleri sağlanamıyor, önlük kravat giydirip her sabah koyun gibi dizip tırnak kontrolü yaparak disiplin kirliliği yaratılıyor. bu mu eğitim? bu mu öğretim? yani belki dört yılı boşa gidecek, giden çok kişi var.
hedefi olmaksızın boştur. süreyi arttırmaktan ziyade işlevselliği arttırmak gerekir. bu yüzden mesleki eğitim veren okulların kalitesinin arttırılması, işhayatına ara eleman olarak hazırlanması hem zamandan hem kaynaktan tasarruf yapmak demektir.12 yıl okuması gerekenler daha ziyade akademik olarak yükselmek amacında olan kişiler olmalıdır. ve bunların yerleri de insan kaynakları planlaması yapılarak hazır olmalıdır. ama öncelikle amacımız ne sorusuna cevap vermeliyiz. ve biz bu amaca ulaşamak için elimizdeki kaynaklarınasıl etkin bir şekilde kullanabiliriz diye düşünmeliyiz.
alt yapıyı geçtim, öğretmenlerin kalitesi düşük, öğrencilerin kalitesi düşük, bu adamları okulda tutmaya çalışmak yani parazit kılıklı pek çok çocuğu okulda tutmak adına uğraş vermek, hem eğitimin kalitesini düşürecek hem de gerçekten iyi eğitim almak isteyen insanların yaşamlarını zedeleyecektir.
bu sistemle 16 yıl okutsanda bi bok olmaz. evet olmaz yani müfredatta o kadar çok saçma şey var ki bir tarih kitabını elinize alın ve inceleyin sadece tarih mi elbette değil mesela beden dersi allah için bu nedir arkadaş ya hemde iki saat çıkart o dersi koy yerine anayasa ve toplum ahlakı diye güzel sağlam bir ders hiç değilse vatana yararlı bir kaç adam yetişir.
saçmalık. Türkiye henüz 12 yıllık eğitim sistemine hazır değil. Bir kere bir çocuk okulu sevmiyorsa zorla göndermeye çalışmak gereksiz. illa herkes okuyup da, meslek sahibi olacak diye bir kural yok. Bir çocuğun dersleri kötüyse, ilgi duyduğu alanlara yönlendirilmeli. Şuanki eğitim sisteminde ezbere dayalı bilgilerle öğrencileri yeteneklerine göre değil de, ezbere bildikleri konular ile değerlendiriyorlar zaten. Bu bile türkiyenin eğitim bakımından geri kaldığının göstergesi.
nasıl ki ilköğretimden mezun olmak artık hiç bir anlam ifade etmiyorsa bu ülkede liseden mezun olmak ta hiç bir anlam ifade etmeyecektir bu süreçte. lise mezunu olarak iş bulan işlere yerleşen insanların da pek bir kıymeti kalmayacağı kesinleşmiş olacak. elini attığın yerde lise mezunu ile karşılaşacaksın.zaten üniversitelerde de atılma diye bir dert kalmamışken ne demeli.. keşke eğitim kalitesi de artan yıl sayısı ile birlikte artsa. ama türk eğitim sistemine yön veren güçlerin eğitimin ne olduğundan, ne olması gerektiğinden ne kadar bihaber olduğunu bildiğimizden pek te konuşmaya hacet yok aslında.
8 yıllık kesintisiz eğitim liselerin verimini ne kadar düşürdüyse 12 yıllık zorunlu eğitim de o kadar düşürecektir. herkes okuyacak diye bir şart yok. geçirme zorunluluğu denen şey yüzünden öğretmenlerin elleri kolları bağlanıyor ilköğretimde şimdi aynı durum lisede de yaşanacak ve eğitim kalitesi gitgide düşecektir.