ayakları yere basan, sağlam bir ateist olabilmenin birinci şartı, dini müminlerden de daha iyi bilmektir. bir şeye karşı iseniz, neden karşı olduğunuzun sebeplerini, dayanaklarını oluşturmanız ve bunun için de karşı olduğunuz şeyin ayrıntılarını bilmeniz gerekir. bu nedenle, zorunlu olmaktan çok gereklidir.
bu durum zorunlu din dersinin olması nedeniyle değil, din dersinde sünni müslümanlık öğretilerinin öğretilmesi nedeniyle eleştirilirse daha doğru bir düzleme oturabilir diye düşünüyorum. evet adam ateist, hristiyan, musevi, budist vs. olabilir ama bu bişeyler öğrenmesi gerektiği gerçeğini değiştirmez. zira bu mantık doğru olsaydı mesela rum kökenli vatandaşların da inkılap tarihi dersinden muaf olması gerektiği, ne bileyim anarşizm (bilimsel anlamıyla) taraftarı arkadaşların vatandaşlık dersinden muaf olması gerektiği gibi komik durumlar ortaya çıkabilirdi. konuyla ilgili olarak şunu da belirtmek isterim, ankara siyasal bilgiler fakültesinde islam ve dış politika derslerini yıllarca türkkaya ataöv gibi bir ateist vermiş, konuyla ilgili olarak da nüfusunun %99'unun müslüman olduğu iddia edilen bir ülkede bu kitlenin inandığı dini bilmemek gerçek bir ayıptır söylemiyle bizi silkinip kendimize getirmiştir.
Türk asıllı olmayıp eğitimini türkiye'de gören insanlara osmanlı - türk tarihi de öğretiliyor.
ben ileride sözel okuyacağım diyip matematik dersine girmek istememekle aynı şeydir.
herşey için belli bir temel öğretilmelidir. sonrasında izleyip - uygulayıp uygulamayağı şahsa kalmıştır.
iyi bir eğitmene denk geldiğinde ateistin ufkunu açabilecek derstir. ancak günümüz türkiyesinin din dersi öğretmenlerinin din dersi anlayışı müslümanlık odaklı bağnaz bir eğitimdir. bir ateist olarak şu anki eğitmenimden inanılmaz derecede zevk almaktayım. ilk 2 sene ateist olduğunu düşündüğüm bir lise öğretmeninden ders almaktayım ve bu insana çok şey borçluyum. neden dine karşı olduğum konusunda ufkumu genişletmemi sağladı. insanların neden dine, tanrıya ve bir kudretli güce ihtiyacı olduğunu açıkladı ve öğretti. derslerinde din felsefesiyle yoğurdu bizleri. freud'dan girdi, kierkegaard'dan çıktı. saygı gösterdi her sese ve düşün verdi yalnızca. yalnızca islamdan, hıristiyanlıktan, musevilikten bahsetmedi. tanrının ne olduğunu,vicdanı, doğru-yanlış diyalektiğini, insanın özlüğüne giden yolu açıkladı. olması gereken din eğitimi budur. ancak türkiyede bunu yapan kaç eğitimci vardır, bilinmez.
çoğu ateistin dinden nefret etmesini sağlar çoğu din öğretmeni. bağnaz düşünceleriyle, ezberci yöntemleriyle kafa sıkıştırır ve karıştırır. iyi ki şimdiki hocama sahibim, iyi ki dini ve felsefesini biliyorum. bilmediğiniz bir şeye karşı olamazsınız, bu saçmalıktır.
biraz bilgiliyse derste anlatılanları diğerlerinden daha iyi bilen kişidir. bir şeye karşı gelmek için de onu iyi bilmek gerekiyor nasıl olsa. tabi sevimli gösterilmesi için basitçe anlatılan hikayelere karşıt olarak din hocasına kıvırmaya çalışırken dansözlük yaptıracak sorular da sorarak köşeye sıkıştırıp oldukça eğlenme şansı da vardır. ya da koyar kafayı sıraya uyur.