zorla oyuna kaldırılıp götü başı dağıtmak

entry1 galeri1
    1.
  1. 'zorla oyuna kaldırıldıktan sonra götü başı dağıtmak' deyip 'getir'e tıkladım, 1 karakter fazla dedi, eyvallah dedim, ne diyeydim?

    herkesin başına gelmesi muhtemel faciaların birinden bahsediyoruz hanımlar beyler, ayık olun.
    her bir türk insanı için, en az 'her nefis ölümü tadacaktır' ayeti kadar gerçek ve kaçınılmaz bir durumdur bu, ve 'götü başı dağıtmak' derken de mübalağa etmiyorum yani. o götler dağılacak!

    halbuse ne güzel oturuyorduk değil mi paşa paşa? ne güzel artiz artiz, karizma karizma kız kesiyorduk bir kenarda, ne güzel yaş pasta da geleceğidi az sonaa, pasta yemeyerek de ayrıca bir hava basacaktık, ağır makyajlı yüzleri simlerle parlayan, kuş yuvası saçlı, yeşil-kırmızı-siyah tuvaletli, yüksek topuklu gelinlik kızlara... hangi amına koduğum kaldırdı lan beni oyuna? ceketim nerde? rüstem abiiiiğ, atalım mıııııığğğ?

    aralık ayının henüz başları... yeni almışız maaşları.. (oha lan oyun havası gibi oldu ha) çok huyum olmasa da, akşam takılmışım bizim tayfaya, nasıl sürttüysek taksim alemlerinde.. eve kim getirdi, ne ara geldim, nasıl yattım, kaç saat uyudum bilmiyorum. yine apollosuna (hoparlör) soktuğumun telefonuyla sıçradım. (lan zaten bütün sikik anılarımın ilk sahnesinde bu amk telefonu var, bütün musibetler önce bunun sesiyle başlıyor)

    dülü lü lü dülü lü lü dülü lü lüüüğ -nokiya gonnektın yeni bir macera-

    milli: alıııhhh
    bir yaratığın hörültüsü: nüahahaha daha uyuyo lan bu yamyam, olum ne zaman arasam uyuyosun lan
    m: hııııh
    salim: ebenin amııııh
    m:...(tanımazlıktan gel! ölü taklidi yap!, yanlış numara de, yanlış hata de, yanlış de gapat!)
    s: parantez içini görüyorum, belanı sikerim, çabuk kalk hazırlan, geliyorum
    m: rüyanda mı gördün götveren, hayırdır amına koyyim sabah sabah ya?
    s: saat akşamın 6'sı geri zekalı!
    m: rüyanda mı gördün akşam akşam?
    s: 10 dk içinde kapının önünde olmazsan, kapı ziline kibrit çöpü sokarım! (bunu ben ona yaptıydım ilk, unutmamış götveren)
    m: ya senin var ya..
    s: dııt dııt dııt
    m: hay amına koyayım yaa...

    hayatımın karabasanı, türünün tek örneği, yaşayan en pis yaratık, aldığı her nefes ziyan olan salim hayvanı, 10 dk sonra aşağıdaydı.. yanındaki de murat değ mi la?

    salim: ahahaha tipini sikiyim, gözlere bak uyumaktan gözleri pörtlemiş ibnenin
    milli: ya senin var ya, senin hayatını sikeyim ben.. selamün aleyküm hacı, naber?
    murat: aleykümselam abi, iyidir valla, düştük yine bu lalenin peşine gidiyoz bakalım, senden naber?
    m: nereye gidiyoz lan?
    s: seni siktiğim kanlı dereye hümahueuhuheuheuhe
    m: salim.. o goca gafanı, şayet sığarsa pencereye sıkıştırır, tecavüz ederim!
    s: hahahah müjde ar'ın filmi vardı demi lan öyle? bin amk ne çene yaptın ya, düğüne gidiyoz düğüne

    ne düğünü olduğunu sorduğumda bizim evin önünden hareket etmiştik, bütün olayı özet olarak idrak ettiğimde ise, gebze'ye girmiştik...
    gebze'de, bilmem ne şirketinde, bilmem ne müdürü olarak çalışan kuzeni evleniyormuş, bu mutlu günlerinde bizleri de aralarında görmekten mutluluk duyacaklarmış.

    m: lan olum, bana ne senin kuzenin düğününden?
    s: ya sikiklik yapma, ne var sanki, bi yarım saat takılır döneriz
    m: götvereeeeen, bizi bahane edicen dimi hemen ayrılmak için.. lan olum ne şerefsiz bi adamsın sen ya
    s: nuhahaha ne lakası var lan, yalnız gelmek istemedim işte allah allah, dönüşte masaj salonuna götürecem olum sizi, hatunlar cillop
    m: tam bi piçsin ya
    mrt: piç duysa ağlar abi...

    vardık düğün salonu gibi bir yere (tam düğün salonu değildi lan sanki, çözemedim) klasik bir düğün ortamı, her düğünde olan tipler, her düğünde çalan şarkılar.. oturduk bir masaya, saçma sapan bir ruh hali içersindeyim, burda ne işimiz var amk? modundayım. lan şu hayatta sevmediğin iki şey nedir? diye sorsalar, biri düğün, diğeri de düğün salonu derim, allah canımı alsın bak. 10 dakka dayanamam hacı, kaçar giderim, yok olurum, çekilecek gibi bir şey değildir.
    ulan hadi her şeyi geçtim, aralık'ta evlenilir mi ya? amacınız ne amk?

    derken.. zaman ne de çabuk geçiyor mona? saat 9 olmuş, pasta kesilmiş, gelin damat oynatılmış.. karşı masadaki siyah elbiseli, simsiyah saçlı, ince ayak bilekli daş hatun, çok haşin iş atıyor, ben de ona karşı boş değilim ama ortamdan tırsıyorum, tanımadığım bir salon dolusu insan ve bunların tamamı akraba, üstelik şu çalan şarkıdan ve pistte kendilerinden geçercesine oynayan kalabalıktan da anlaşılacağı üzre, oğlan tarafı angaralı...

    salla salla salla sallaaaa o yana da bu yana da salla, evir çevir, gıvır çevir salla, allalalalalalala sallaaaaa

    salim ibnesi ortalarda yok, murat desen, geldiğimizden beri soktu kafayı telefona, sevgilisiyle mesajlaşıyor. yarrak gibi dinelip galdım ortada. sonra bir ses duydum...

    istanbuldan gelen len len len
    sayın misafirlerimizi mizi mizi
    bir zahmet met met et
    sahneye alalım lım lım

    lan? salim yavşağı orkestranın yanında! vallaha adama bizim masayı gösterip kulağına bir şeyler söyl..

    murat bey ve milli bey ey ey ey
    özellikle de sizi alıyormuşuz efendim dim dim dim

    haydiiii, al sana bir kaya nerene dayarsan daya.. göt lalesi yine yaptı yapacağını.
    salim ebeni sikeyim yim yim yim....

    sonra masaya gocaman bi abi geldi 'haydi beyler, ayıp ama ya, genç adamsınız' diye duttuğunu sahneye doğru fırlatıyor.
    murat'ı en son, salonun renkli avizesinin yanından geçerken gördüm, hala mesaj yazmaya çalışıyordu amk.
    derken bu abi sol kolumdan yakaladı beni.

    zebellah abi: hadi yeğenim, bah bi sen galdıng
    milli: abi allah aşkına, vallaha ben oynayamam
    z.a: oynarsıng oynarsıng, saliming misafiriyseng oynayacan
    m: abi.. ayağım sakat benim, platin var
    z.a: bakıyım
    m: neye bakacan ya, platine mi?

    (salim götvereni gelir)

    salim: nooldu olum niye kalkmıyosun ya?
    z.a: platinim var diyor, ayağm sakat diyor
    s: ahahaha kandırmış seni rüstem abi, it gibidir pezevenk, kak lan!
    m: salim... ya oynayamam olum ben, defol git allah allah
    r.a: vallaha ayıp ya, oyuna gakmamak için ayam sakat denir mi, daha neler
    m: rüstem abi, size saygım sonsuz, allah muhafaza, yanlış bir hareketinizde, elinizde can verebilirim, ama yapma abi, oynayamam ben
    r.a: yav sen hele bi gak, ben oynadırım seni ehehehe

    --yarım saat sonra--

    hamam tası da gümüşteeen naranaranam yeni çıkmış o işteeen, beni beni bu işe alıştırangggg sening yavşak enişteeng, ya rellim ya allah... dokumacı gızlar ya rellim ya allah.. kilimmmcii gızlaar ya lellim ya allah...
    hamam tası da gümüşten naranaranam yeni çıkmış o işteeen, beni beni pavyona alıştıranggggg sening pezevenk eniştengggg ya relliiim ya allah...

    rüstem abi: eheheheuheheuhe oynayamam diyenlere bag ehuehehe
    salim: haydi hoppaaaaa tıs tıs tıs tey tey tey ahey ahey ahey
    milli: çök çök çök.... rüstem abiiğğ, atalım mıııııııığ?
    r.a: atalıııııııım
    m: atalım mıııııııııığ?
    r.a-slm: atalıııııııııııım
    mrt: hacı telefonu versene, bi mesaj atacam

    atalım mııııı gavur gızıııı atalım mıııı vay vay vay, sening içiiin on beş seneeee yatalım mı vay vay vay...

    yeniden masaya döndüğümüzde, kıpkırmızıydım, ter götümden akıyordu, ensemde rüstem abinin mendili varıdı, çeketim bir ara belimdeydi, sonra göremedim, ve karşı masadaki hatun, bariz bir şekilde halime gülüyordu...
    lan meğerim ben ne oynarımışım? aboooov, resmen kendimden geçmişim ya lan... rüstem abi aşık oldu bana.

    salimle gidip, gelin ve damadı tebrik ettik, sonra ben sahnede hayranlarıma imza dağıttım, ulus'ta pavyonu olduğunu söyleyen bir abiden teklif aldım.
    sonra, karşı masadaki murat'a 'arabaya gel yarram' diye mesaj atıp salondan ayrıldık.

    ataguleden at beniiiiii in sıkıysa dut beniiiiii, gız ataguleden at beniiiiiii, in aşşaaadan dut beniiiiii....
    18 ...
© 2025 uludağ sözlük