suçu olmayan çocuktur. aile hiyerarşisinde en düşük seviyede olmasından yararlanılmak isteniyordur. saltanat olarak da varsa küçük kardeşe geçecektir. küçük birey sabahın köründe fırına zorla gönderildiği için psikolojisine ağır darbeler alacaktır. büyüyünce de çocuğundan acısını çıkaracağından kuşku yoktur. bu zamanla böyle sürüp giden bir gelenek halini almıştır.
yeni jenerasyondan* yetişen bir adet kardeşi varsa, işkenceyi 14 yaşına kadar çekmek zorunda kalacak çocuktur. hafta sonu yatağını toplar, ebeveynleri uyandıktan sonra bakkala gider; programlanmıştır. hafta içi aynı çileyi okula gittiği için pek çekmez lakin her zaman tehlike vardır.
ve doğal seleksiyonu reddeder bu eleman. bakkal donla gidilebilecek kadar yakın olsa dahi, günde 50 kez de gitse alışamaz bakkala, gitmeyi istemez. içimizden biridir o, bu paraya ne olur diyendir.
bu gibi durumlar için icat edilen taş kağıt makas adlı oyundan haberi olmayan çocuktur. biz ailecek bakkala gitme, kapı açma gibi durumlarda oynuyoruz, kaybeden gidiyor. tavsiye ederim. *
oyunun en heyecanlı yerinde olduğu önemsenmeyen çocuktur. çizgi filmin sonunu kaçıran çocuktur. beş dakika daha oynamak isteyen çocuktur. kıymayın be çocuktur!