https://www.youtube.com/watch?v=vC89Fm-RfDQ Deyin ki: "Biz Allah'a inanırız; ve bize indirilene ve ibrahim'e, ismail'e, ishâk'a, Yakub'a ve onların soyundan gelenlere indirilene; ve Musa'ya, isa'ya ve Rableri tarafından (diğer) tüm peygamberlere tevdî edilmiş olana (inanırız); onların arasında hiçbir ayrım yapmayız. Ve biz O'na teslim olanlarız."2:136
Yani, Allah, yarattığı ve bizzat terbiye ettiği alemlerden hiçbirinin hiçbir şeyine muhtaç değildir. Güneşin ışığına, ağacın meyvesine, rüzgarın esmesine, mevsimlerin gelip gitmesine, canlıların görmesine, işitmesine muhtaç olmadığı gibi insanların inanmalarına, Onu tanımalarına, Ona ibadet etmelerine de muhtaç değildir. peki muhtaç olan kim?
“Allah dileseydi onlar şirk koşamazlardı. Seni onların üzerine bekçi kılmadır; sen onların vekili de değilsin” (En’am, 107)
“Peygambere düşen görev ancak tebliğdir (duyurmadır). (Mâide, 999
“Allah, dileseydi hepinizi bir tek ümmet kılardı..” (Nahl, 93)
Bir başka ayet-i kerimede şu hakikate dikkat çekilir: “Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün alemlerden ganidir (müstağnidir).”(Âl-i imrân, 97)
'' rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi inanırdı. öyleyse, sen mi halkı inanmaları için zorlayacaksın? ''/ yunus 99 müşrik olmayın. barış dini bunu emretmez. siz günahsız değilsiniz.