Alacağım kararın beni nasıl etkileyeceğini, getirilerini, götürülerini, yaşamıma ve sevdiklerime nasıl etki edeceğini düşünürüm.
Olur da pişman olursam neleri kaybedeceğimi ve bunlara katlanmaya deyip değmeyeceğini ölçüp biçerim.
Kararımı alırım ve geriye bakmam.
Doğru kararsa sefasını, yanlış karar ise de cefasını çekerim gıkım çıkmadan.
Çünkü benim kararım, benim hayatım, sorumlusu benim!
yürüyüşe çıkıyorum. Sakin, uzun bir yürüyüş kafamı netleştirmemi sağlıyor. Hızlı karar vermem gerekiyorsa da kafamda bir fikir illa ki vardır, üzerine bir gece uyuyor, ertesi gün baştan düşünmeye başlıyorum. Fikrim hala aynıysa sağlamasını yapmış oluyorum.
ilk önce swot analizi yaparım daha sonra analiz üzerine seçenekleri ikiye indirir ve bu seçenekleri fikrine değer verdiğim insanlara sunar daha sonra memesi büyük olana karar veririm.
2-3 gün boyunca derin bir sessizliğe bürünüp tüm olası durumları değerlendirip en çok lehime olan olası durumun gerçekleşmesi için kararları vermeye başlıyorum. bu süre zarfında kimse ile alacağım karar hakkında fikir alışverişi yapmıyorum. çünkü kişilerin vermiş olduğu tavsiyeler doğrultusunda kararlar vermem, o kişilerin daha sonra doğan sonuçlar üzerinde hak iddia etmelerine sebebiyet verebilir. bir anda sizin olan davanız birden fazla kişisinin davası haline gelebilir.
vermiş olduğunuz kararın iyi veya kötü olacağını bilemezsiniz ama başkalarının üzerinizde hak iddia etmesine engel olabilirsiniz.